Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2325
KARAR NO: 2022/70
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.11.2021
NUMARASI: 2021/387
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle davalı gerçek kişiler hakkında ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara kararına karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; TTK ve e TTK’da kambiyo senedine dayalı başvuru hakkı düşen alacaklının temel ilişkiye dayanarak talepte bulunabileceği, bu davanın da bonodan kaynaklanan nedenlerle alacağın tahsil edilememesi nedeniyle, temel ilişkiye dayanılarak genel hükümlere göre açılmış bir alacak davası olduğu, zamanaşımına uğradığı belirtilen bononun bu davada HMK’nın 202.maddesi gereği yazılı delil başlangıcı olduğu, davada temel ilişki (borç verme) bakımından hem davalı şirket yönünden hem de davalı gerçek kişiler yönünden on yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı, bu bakımdan hem davalı şirkete hem de davalı gerçek kişilere zamanaşımı süresi içinde dava açıldığı ve borçtan sorumlu olduklarından bahisle; davalı … ve …’ a ait taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine dava konusu borç miktarına, fer’ilerine ve masraflarına yetecek şekilde, ihtiyati haciz konulmasına, davalı … A.Ş.’ nin, İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel kain taşınmazı üzerine, davalı … ve …’ ın hisseleri oranında dava değeri, ferileri, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretlerini karşılayacak miktar ve nitelikte ihtiyati tedbir koyulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 10.11.2021 tarihli ara kararıyla; “…Talep, alacak istemine ilişkin yargılma kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Kural olarak; İİK’nun 257. maddesince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta bulunan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebe dayanak belgeler içeriğine göre; bundan başka davanın geldiği aşama ve Mahkememizin 2016/1094 esas sayılı kararının kaldırılmasına ilişkin karar ile anılan kararın gerekçesi gözetilerek davalılar … ve … yönünden istemin reddi, davalı … yönünden ise kabulü gerektiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin davalılar … ve … yönünden reddine, ihtiyati haciz talebinin davalı … A.Ş. yönünden kabulü ile harçlandırılmış dava değeri olan 8.840.515,00 TL’nin %20’si olan 1.768.103,00 TL nakit veya bu miktarda süresiz koşulsuz kesin banka teminat mektubunun güvence olarak alınmasına, İİK’nın 257. maddesi gereğince yukarıda yazılı alacak miktarı kadar davalı … A.Ş.’nin gerek elindeki gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının ihtiyati haczine, karar verilmiştir. Bu ara kararının, gerçek kişi davalılar hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 09.02.2017 tarihli 2017/29 E.- 2017/44 K. numaralı kararı ile davalılardan … ve … hakkında İhtiyati haciz kararı verilmiş olup, yine akabinde yerel mahkemenin davalı … hakkında ihtiyati haczi reddetmesi nedeniyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 19.10.2017 tarihli 2017/ 706 E- 2017/723 K. numaralı kararı ile davalı … hakkında ihtiyati haciz karar verildiğini, görüleceği üzere davalı gerçek kişiler hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, ihtiyati haciz kararının verildiği şartlarda herhangi bir değişiklik olmadığını, İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacağın varlığı ile yasada belirtilen koşulların oluştuğu yönünde olumlu kanaat oluşturulmasının yeterli olduğunun belirtildiğini, tam ispat aranmadığını, bundan dolayı davalı gerçek kişilerin sorumluluğuna gidilebileceği yukarıdaki Bölge Adliye Mahkemelerince ifade edildiğini, Görülmekte olan davada, mahkemede aksi kanaat oluşturacak yeni bir delil veya durumun ortaya çıkmaması sebebiyle davalı gerçek kişiler yönünden ihtiyati haciz talebimizi reddine ilişkin kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, Huzurdaki davada temel ilişki bakımından hem davalı şirket yönünden, hem de davalı gerçek kişiler yönünden on yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığını, bu bakımdan hem davalı şirkete, hem de davalı gerçek kişilere zamanaşımı süresi içinde dava açıldığını ve borçtan sorumlu olduklarını, dava konusu alacağın tahsilinin imkansız hale gelmemesi için davalı gerçek kişiler yönünden de derhal ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, aksine düşünce imza atanların sorumsuzluğunu gündeme getireceğini, bu durumun da Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.05.2017 tarihli, 2015/15499 E., 2017/2744 K. numaralı ‘ kararıyla çelişeceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli (1) no’ lu ara kararının kaldırılarak, müvekkili … Tic. lehine, davalı … ve …’a ait taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ve de … A.Ş.’ deki hisseleri üzerine dava konusu borç miktarı, ferilerine ve masraflarına yetecek şekilde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl dava içinde davalı gerçek kişiler hakkında ihtiyati haciz isteminin reddi kararının istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, bono bedelinin temel ilişkiye dayalı olarak davalı şirketten tahsili, olmadığı takdirde 6762 sayılı TTK’nın 690. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 590. maddesine dayalı olarak davalı gerçek kişilerin davalı … A.Ş. adına temsil yetkisi bulunmadığı halde temsilci sıfatıyla imzaladıkları dava konusu bonolar ve aldıkları paralar nedeniyle sorumlu oldukları iddiasıyla alacak istemine ilişkindir. Yargılama sürecinde davacılar vekilinin talebi üzerine 10.11.2021 tarihli ara karar ile davalı şirket yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı gerçek kişiler yönünden ise reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, dava sebebinin temel ilişkiye dayandırıldığını, ayrıca gerçek kişi davalıların yetkisiz olarak imzaladıkları bonolar nedeniyle borçtan sorumlu tutulmaları gerektiğini ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince önceki aşamada uyuşmazlığın esası hakkında verdiği 07/11/2018 tarih 2016/1094 E – 2018/956 K sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/648 E- 2021/644 K sayılı, 28/05/2021 tarihli karar gerekçesinde belirtilen gerekçelerle kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu karar gerekçesinde de işaret edildiği üzere; davalı gerçek kişiler hakkındaki dava yönünden, davacılardan hangisinin dava konusu alacak yönünden aktif dava ehliyetine sahip olduğu, yine temel ilişki olan ödünç ilişkisinde davalıların taraf olup olmadıkları, yetkisiz temsil hükümleri uyarınca temel ilişkiye dayalı alacak yönünden sorumlu olup olmadıkları yargılama sonucu ortaya çıkabilecek hususlardır. Buna göre gerçek kişi davalılar yönünden talep edilen alacak ve tutarı yargılamayı gerektirmekle, ayrıca değişen delil durumuna göre mahkemece talep üzerine her zaman geçici hukuki koruma olan ihtiyati haciz kararı verilebileceği gözetildiğinde, dosyanın mevcut durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçeyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nı 258/3. maddeleri uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.12.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince karar kesindir.