Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2304 E. 2022/873 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2304
KARAR NO : 2022/873
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2021
NUMARASI : 2020/20 E. – 2021/1073 K.
DAVANIN KONUSU : Tespit (Pay Devrinin Geçersizliğinin Tespiti)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinin yetkilisi olduğu Bodrum Ticaret Sicil Müdürlüğünün 9982 sicil numarasında kayıtlı … İmalat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketindeki, müvekkilinin 399.400 adet payından 199.400 adetinin davalıya devrine ilişkin sözleşme bulunduğu iddiasıyla, Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/60 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, şirkete karşı açılan davaya sunulan asli müdahale dilekçesinde, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını bu nedenle devir sözleşmesinin geçersiz olduğunun iddia edilmesine rağmen, mahkemece talebin reddedildiğini, taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 12.11.2018 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesinde ve bastırıldığı iddia edilen hisse senedi geçici ilmühaberinde yer alan imzaların müvekkile ait olmadığını, müvekkilinin…Yatçılık ..A.Ş’nin hakim ortağı olduğunu, müvekkil ile davalı arasında hisse devir sözleşmesi yapılmadığı gibi yapıldığı iddia olunan sözleşmede belirtilen bedelin de davacıya ödenmediğini, hisse senedi geçici ilmühaberlerin ön yüzünde imza yetkililerin imzası bulunması gerektiğini, ancak ilmühaberde böyle bir imza bulunmadığını, nama yazılı pay senetlerinin devri ciro ve senedin zilyetliğin devir alana geçirilmesiyle yapılabileceğini ileri sürerek, taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 12.11.2018 tarihli hisse devir sözleşmesinin ve 07.11.2018 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden bastırıldığı iddia edilen hisse senedi geçici ilmühaberinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; noter onaylı hisse devir sözleşmeleri göz önüne alınarak huzurdaki davanın reddi gerektiğini, payların devre konu anonim şirketinin 25.10.2018 tarihli genel kurulda türünün değiştirilerek anonim şirkete dönüştüğünü, 12.11.2018 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi imzalanmadan önce limited şirket olması nedeniyle TTK’nın 595.maddesi gereğince, taraflar arasında limited şirket pay devir senedi düzenlendiğini, ortaklarla düzenlenen sözleşmelerle müvekkilinin limited şirket paylarını devir aldığını, pay bedelinin peşin ödendiğinin resmi senetle kabul edilmesi nedeniyle tanık dinlenemeyeceğini, dava dışı anonim şirketin Bodrum ticaret sicil müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, devir sözleşmesi ile müvekkilinin şirkete % 50 paydaş olduğunu, devir sonrası 07.11.2018 tarihli 2018/01 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden hisse senedi geçici ilmühaberi çıkarıldığını, gerek devir sözleşmesi ve gerekse ilmühaberle müvekkilinin ortaklığının sabit olmasına rağmen, şirketçe bu zamana kadar hisse devirinin şirket pay defterine işlenerek ticaret siciline tescil ve ilan edilmediğini, davacının geçerli bir hisse devir sözleşmesi ve ilmühaber bulunmadığına ilişkin iddialarının yersiz olduğunu, ilmühaberlerin altında şirketi münferiden temsile yetkili yönetim kurulu başkanı olan davacının ismi ve ilmühaberlerin arkasında imzası bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…taraflar arasında düzenlenen 12/11/2018 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi altında davacıya atfen atılan imza ile …A.Ş’nin 07/11/2018 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden bastırıldığı açıklamasını içeren hisse senedi geçici ilmuhaberi arkasında davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığından bahisle 12/11/2018 tarihli sözleşme ile anılan ilmuhaberin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkememizce davacının imza örnekleri alınmış, ayrıca mukayeseye esas olacak imza örnekleri bildirilen kurumlardan celp olunarak incelenmiştir.
Davaya konu kayıtlar ile davacıya ait imzaların mukayesesi amacıyla grafolog bilirkişiden 26/03/2021 tarihli rapor alınmış, sunulan raporda özetle; inceleme konusu belgelerdeki imzalar ile …’in mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç hareketlerinde ve bitiş hareketlerinde benzerlikler, ara gramalarında kısmi farklılıklar görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından değerlendirildiğinde, inceleme konusu belgelerde …’e atfen atılmış imzaların elde mevcut …’in imzalarına benzerlik gösterdiği, dolayısıyla inceleme konusu belgelerdeki imzaların …’in eli ürünü olduğu, kanaati bildirilmiştir. Sunulan rapora itiraz olunması üzerine Mahkememizce Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi’nden 15/09/2021 tarihli rapor alınmış, sunulan rapor ile özetle; … adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu kanaati bildirilmiştir. Sunulan her iki rapor da dosya kapsamı, delil durumuna uygun denetime elverişli bulunmakla Mahkememizce, sunulan görüş ve tespitlere iştirak olunmuş, sunulan rapor hükme esas alınmıştır. Mahkememizce, hisse devrine konu ..A.Ş’nin sicil kayıtları tetkik edilmiş, 26/10/2018 tarihli genel kurul kararı ile şirketin nevi değişikliğine gittiği, limited şirket iken anonim şirket olarak tescil edildiği, davacı …in 3 yıl için yönetim kurulu başkanı olarak seçildiği, tek yönetici ile şirketin idare edildiği belirlenmiştir. Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde davacı vekilince, davalı ile arasındaki A.Ş hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğu, altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, bedelin de ödenmediği, yine davaya konu ilmuhaberde davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı, bu nedenle ilmuhaberenin geçersiz olduğu, en az iki yetkili imzası gerektiği ileri sürülmüş, yapılan incelemede, davaya konu sözleşmede ve ilmuhaberde davacıya atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bedelin ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin geçersiz olduğu iddiasının mesmu olmadığı, bu iddianın alacak davasına konu olabileceği, davacının .A.Ş ‘nin tek yetkilisi olduğu, yönetim kurulu kararı ile ilgili iddiaların davalıya yöneltilemeyeceği kanaatiyle davanın reddine” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Dava dilekçesinde, davaya konu belgelerdeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, yapıldığı iddia edilen hisse devir bedelinin müvekkile ödenmediği ve yapıldığı iddia edilen hisse devrinin yasada yer alan gerekliliklere uygun bir devir olmadığından geçersizliğinin tespitinin istenildiğini, mahkemece yapılan imza incelemesinin yetersiz olduğunu, imza incelemesine yönelik itirazların haksız şekilde reddedildiğini, imza inceleme raporlarında somut tespitlere yer verilmediğini, bu nedenle oluşturulacak uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, dava dışı … Aş’deki bir kısım paylarının davalıya satışına ilişkin 12.11.2018 tarihli anonim şirket hisse devir sözlemesi ve bu sözlemeye göre bastırıldığı iddia edilen hisse senedi geçici ilmühaberinin geçersizliğinin tespitini istemiştir. Davalı, pay devrine dayalı olarak şirkete karşı şirketin merkezi olduğu anlaşılan Bodrum Asliye Hukuk (Ticaret) mahkemesinde dava açmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden dava dışı …Yatçılık İmalat İthalat İhracat Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin yerleşim yerinin Bodrum ilçesi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bu dava tarihi itibariyle şirketin sicil kaydının dosyaya getirilmemesi nedeniyle şirketin dava tarihindeki merkezi belirlenememiştir.Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21.05.2012 tarih ve 2011/2122E.,2012/8459 K sayılı ilamında belirtildiği üzere, dava, hisse devri sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti talebine ilişkin olup, HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca şirketlerin kendi işlerine müteallik olmak üzere ortağı aleyhine veya ortağın bu sıfatla diğerine veya şirkete karşı açacağı davalarda şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Kesin olan bu yetki kuralına göre davanın şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Anılan maddede düzenlenen yetki kesin yetki kuralı olup, dava şartı niteliğindedir. Bu edenle mahkemece şirketin dava tarihindeki muamele merkezinin belirlenerek dava şartı olan kesin yetki kuralı ile ilgili bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak HMK’nın 138. maddesine göre, dava şartı değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus istinaf sebebi yapılmamış olsa bile, HMK’nın 33, 115/1 ve 355.maddeleri uyarınca resen dikkate alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.