Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2289 E. 2021/1711 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2289
KARAR NO: 2021/1711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23.10.2019
NUMARASI: 2019/378 Esas – 2019/1314 Karar
DAVA: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … -… ticaret unvanıyla, 04/11/2014 tarihinde davalı şirketin acentesi olarak faaliyete başlandığını, başlangıçta müvekkili acenteye … acente kodunun verildiğini, daha sonra şahıs şirkketinden limited şirkete geçen ve … Ltd. Şti. unvanını alan acente ile 2016 yılının haziran ayında ek sözleşme imzalandığını, acentelik sözleşmesinin davalı tarafından fesih edildiği anda müvekkilinin unvanın … Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin acenteliğin tesisinden itibaren davalı şirket nam ve heasbına poliçelerin tanziminde aracılık yaptığını ve acente komisyonları almaya hak kazandığını, sözleşmenin feshi tarihi olan 09/07/2018 tarihine kadar müvekkilinin üretim yaparak davalı şirkete portföy kazandırdığını, davalı şirketin Kadıköy … Noterliğinin 10/07/2018 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmeyi, ihtarnamede keşide tarihinden bir gün öncesi olan 09/07/2018 tarihi itibari ile feshettiğini bildirdiğini, müvekkiline bu fesihname öncesi herhangi bir ihtar ya da ihbarda bulunulmadığını, feshin iyiniyet kurallarına uymadığını, feshin üreim yetersizliği gibi şablon bir gerekçeyle tek yanlı ve ani yapıldığını, bu sebeple haksız bir fesih olduğunu, acenteliğin tek taraflı ve ani olarak feshedilmesinin müvekkilinin ticari açıdan zor bir duruma soktuğunu, müvekkilinin yenilemesi gelen poliçeleri yenileşememiş olduğunu ve zarara uğradığını belirterek; yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, belirsiz alacak davası olarak ve fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL denkleştirme tazminatının, acenteliğin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi masarf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin davacı ile olan acentelik ilişkisi sürecinde önemli bir menfaat elde etmediği gibi, ilişki nedeniyle zarara uğradığını, davacının müvekkili şirket ile olan acentelik ilişkisi sürecinde müvekkili şirketin sektörde hakim durumda olduğu sigorta branşları dışında başka bir branşta kayda değer bir üretim yapmamış olduğunu, kendi emeği ile iktisadi değer taşıyan bir müşteri grubu meydana getirmemiş olduğunu, davacı acentenin acentelik sözleşmesinde yer alan münhasırlık kaydını ihlal etmek ve yine bu sözleşmeden doğan sadakat, özen gibi yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle müvekkilinin menfaatleri doğrultusunda hareket etmemiş olduğunu, müvekkiline menfaat sağlamak bir yana hasar oranı yüksekliği nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu bağlamda davacı acente kendi kusuru ile acentelik sözleşmesinin feshini ve acentelik ilişkisinin sona ermesine sebebiyet verdiğini, gerek TTK hükümleri gerekse taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmelerde yer alan denkleştirme istemine ilişkin hükümler çerçevesinde hakkaniyet gereği davacının denkleştirme talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle ve mahkemenin resen dikkate alacağı diğer nedenlerle davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneği dava dilekçesinde yer almadığından, davacıya, son tutanağın 1 haftalık kesin süre içinde mahkememize sunulması aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtarına karşın, verilen kesin süre içinde son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulmadığı tespit edilmiştir. Dava dilekçesinde, davacı yanın son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulmadığı anlaşılmakla…” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin karar hukuka uygun olmakla birlikte, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usule aykırı olduğunu, zira dava şartlarının yokluğunda davanın reddine karar verilmesi halinde davanın türüne göre nisbi yada maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle, TTK’nın 122. maddesi ve Sigortacılık Kanunu uyarınca denkleştirme tazminatı alacağı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, ara buluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine aykırılık yönüyle ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinafı vekalet ücretine yöneliktir.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2. fıkrasında ise “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemesi usule aykırı olup ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, dava hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile artan 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı, davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 162,10 TL başvuru harcı gideri ile 37,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 199,60 TL istinaf giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30.12.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu vekalet ücretinin değerine göre karar kesindir.