Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2274 E. 2022/62 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2274
KARAR NO: 2022/62
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2021
NUMARASI: 2021/302 E. – 2021/304 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin verilen ek kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu arasında cari ilişkiye dayalı olarak verilen bonoların ödenmemesi nedeniyle, alacağı teminat altına almak üzere, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 01.10.2021 tarihli kararıyla; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 1 11.12.2018 düzenleme tarihli, 01.01.2020 vade tarihli, keşide yeri Bakırköy/İSTANBUL olan, 521.500 USD bedelli ve 11.12.2018 düzenleme tarihli, 15.02.2020 vade tarihli, keşide yeri Bakırköy/İSTANBUL olan, 340.000 USD bedelli senetlerin ödenmediği, borçlunun vefat etmesi ve mirasçıların muaccel olan borcu ifa etmemesi sonucu dosyaya sunulan belge ve kayıtlara göre alacağın herhangi bir şekilde teminat altına da alınmadığı dikkate alınarak davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin borçlular yönünden İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince %15 teminat mukabilinde kabulüne, karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin teminat mukabili kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlular vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular …, …, … vekili, itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze konu her iki bononunda çift vade içerdiğini, dolayısıyla kıymetli evrak niteliğini haiz olmadıklarını, müvekkilleri ve müteveffa …’in tacir olmadığını, dolayısıyla ihtiyati haciz isteminin incelemekle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilleri tarafından …’in mirasının hükmen reddedildiğini, söz konusu senetlerin sahte olduğunu, çünkü senetlerde yer alan imzanın …’in eli ürünü olmadığını, müvekkillerinin uğradığı zararların tazminini teminen dosya içerisindeki teminatın iadesine muvafakatlarının bulunmadığını beyanla, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 20.10.2021 tarihli ek kararıyla; “… aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçluların murisi olan …’in düzenlemiş olduğu iki ayrı bonoya istinaden … lehine ihtiyati haciz kararı verildiği, her iki bonoda da çift vade bulunması nedeniyle söz konusu bonoların TTK anlamında bono vasfını yitirdiği, bono vasfında olmayan belgede alacaklı tarafa yapılan cironun da geçerli olmadığı, geçerli olmayan ciro nedeniyle lehine ihtiyati haciz kararı verilen …’in alacaklı olduğunun da kabul edilemeyeceği, zira cironun ancak bono vasfında olan kambiyo senedi için geçerli olabileceği, bu bağlamda …’in ciro yoluyla alacak iktisap edemeyeceğinden İİK 265/1 maddesinde düzenlenen ve borçluların mevcut itirazının ‘ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ilişkin’ itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle borçlu tarafın ihtiyati haciz kararına yönelik itirazlarının kabulü ile mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, lehine ihtiyati haciz kararı verilen tarafından yatırılan teminatın ise borçlu tarafından iki haftalık süre içinde açılacak dava tarihine kadar iade edilmemesine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Protokole konu senetlerdeki çifte vadenin sonradan fark edildiğini, tarafların bir araya gelememesi ve alonj metninin çok uzun olması nedeniyle, alonj belgesinin keşideci-borçlu (borçluların murisi) … tarafından ayrı bir kağıda yazılıp müvekkile gönderilmiş olduğunu, düzenlenen alonj belgesi ile senet vade tarihi yazı ile yazılan tarih, geçerli vade tarihi olarak kabul edilmiştir şeklinde düzeltildiğini, Senedin kambiyo niteliğine ve senede ekli alonjun geçerli olup olmadığına ilişkin iddia ve itirazlar yargılamayı gerektirdiğinden ve de İİK’nın 265. maddesinde sayılı itiraz sebeplerden olmadığından, bu aşamada dinlenmesinin mümkün olmadığını, Ayrıca vadesi gelmiş dava konusu alacak ile ilgili yaklaşık ispat kuralı gereği itirazın reddine karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin 20.10.2021 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talep kabul edilerek ihtiyati hacze karar verilmiştir. Borçlular vekilinin itirazının kabulüne dair verilen ek karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesine göre, alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Aynı Kanun’un 258.maddesi uyarınca alacaklı, alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaat oluşturmaya yeterli belgeleri sunmalıdır. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. Talebe konu iki adet bono mevcut olup, bu bonolardan birincisi 11.12.2018 düzenleme tarihli, 01.01.2020 vadeli (bononun üzerinde aynı zamanda vade tarihi olarak 01.05.2020 tarihinin de belirtildiği) 521.500 USD tutarlı senedin keşidecisinin (borçlusunun) …, lehtarının … olduğu; diğer bononun ise 11.12.2018 düzenleme tarihli 15.02.2020 vade tarihli (bononun üzerinde aynı zamanda 15.05.2020 vade tarihinin belirtildiği) 341.000 USD bedelli olduğu, keşidecisinin …, lehtarının… olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 776. maddesinde bononun unsurları arasında vade de sayılmış olmakla birlikte, TTK’nın 777/2. maddesi uyarınca vade, zorunlu unsurlardan değildir. Senet üzereinde vade hiç yoksa, senet görüldüğünde ödenir. Ancak, bono üzerinde çift vade varsa bu hüküm uygulanmaz. Bonolara da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca, vadesi başka bir şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren bonolar batıldır. Bu tür belgeler, temel ilişki yönünden delil başlangıcı niteliği taşır iseler de bu tür belgelere bağlanmış alacakların devri, TBK’nın 184. maddesi uyarınca alacağın temliki unsurlarını içeren yazılı belge ile yapılmalıdır. Somut olayda, TTK’nın 778/1.b atfıyla aynı Kanun’un 683/2. maddesi uyarınca yapılmış olan beyaz ciro, alacağın temlikinin unsurlarını taşımamaktadır. Çünkü, TBK’nın 184. maddesi uyarınca, alacağın devrinin (temlikinin) yazılı şekilde yapılmış olması geçerlilik şartıdır. Yazılılık şartının gerçekleşmesi için temlikin kimin lehine yapıldığının gösterilmesi ve temlik sözleşmesinde tarafların imzalarının bulunması gerekir. Bonoların arkasındaki beyaz cirolar bu yasal şekil unsurlarını taşımadığından, ihtiyati haciz talep edenin alacaklı sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup, alacaklı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının talep alacaklıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.