Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2248 E. 2021/1694 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2248
KARAR NO : 2021/1694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2021
NUMARASI: 2021/188 E. – 2021/845 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … mahallesi … ada, … parsel sayısında kayıtlı … no’lu bağımsız bölümü 25.10.2018 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi ile davalıya satıldığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, satış bedelinden kalan bakiye 250.000,00 TL’nin tapu devri tarihini takip eden en geç 3 ile 5 ay içerisinde taşınmazın tapusunun imar barışından yararlanılarak yapı kayıt belgesinin davacı tarafından alındıktan sonra, davalı tarafından ödeneceği; yapı kayıt belgesinin alınmasından başlayarak asma katın imalatına başlanmasıyla 250.000,00 TL’nin davalı tarafından davacıya ödeneceği, yapı kayıt belgesi ile doğacak harçlar ve devlete ödenecek paranın mevcut tapu sahiplerine ait olacağı, asma kat imalatından doğacak KDV’nin davalı tarafından müvekkilinine ödeneceği hususlarının kararlaştırıldığını, müvekkilinin taşınmaza ilişkin yapı kayıt belgesini 02.01.2019 tarihinde alarak 439.561,78 TL ödediğini, taşınmazın asma katının müvekkili tarafından yapıldığını, davalının, yapı kayıt belgesi alınmasına rağmen 250.000,00 TL’yi, asma kat imalatının tamamlanmasına rağmen 250.000,00 TL’yi ödemediği gibi, yapı kayıt belgesi ile ilgili müvekkili tarafından ödenen 439.561,78 TL’den davalıya ait olan 148.718,00 TL’sını da tüm uyarılara rağmen ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapuda devri, teslimi ve asma kat imalatı ile yapı kayıt belgesi alınmasına ilişkin olarak taraflar arasında yazılı sözleşme düzenlendiğini, davacının tacir olmasına rağmen müvekkilinin tacir olmadığını ve sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin kendi adına malik sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve asma kat imalatına ilişkin eser sözlşemesinin TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından, işbu davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacının taşınmazın satımı ve imalatın yapılmasına ilişkin sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini, yapı kayıt belgesinin başka bir kişi tarafından harcı ödenerek alındığını ve müvekkilinin payına düşen harcın ödemeyi yapan kişiye ödendiğini, davacının asma kat imalatına ilişkin edimini yerine getirmemesi nedeniyle taşınmazda kiracı olarak bulunan kişi tarafından dava dışı şirkete imalatın yaptırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Uyuşmazlığa konu taşınmazın dükkan olduğu ve davalının tüketici olamayacağı dikkate alınarak, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi…” gerekçesiyle, mahkemenin görevli olmaması nedeniyle davanın HMK’nın 114/1.c ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy asliye hukuk mahkemesi olduğunun belirlenmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafndan istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin 104 ada 1 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, taşınmazın davacı tarafından tapuda satışı, teslimi ve asma kat imalatı ile yapı kayıt belgesinin alınmasına yönelik olarak taraflar arasında 25.10.2018 tarihinde sözleşme yapıldığını, ancak davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin tacir olmadığını, bağımsız bölüm satın alınması için kendi adına sözleşme düzenlediğini, sözleşmenin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketici işlemi olması nediyle tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafından 812.376,53 TL üzerinden takip başlatılmasına rağmen davanın 10.000 TL üzerinden açılmasının hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında davalı alıcının edimini yerine getirmediği iddiasıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine iliştindir. İlk derece mahkemesince, davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında 25.10.2018 tarihinde düzenlenen adi yazılı “Taşınmaz Satış Sözleşmesi” ile dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün 1/2 payının davacı tarafından davalıya satılması, taşınmazın tapusunun devri ve teslimi ile asma kat imalatı ve yapı kayıt belgesi alınmasına ilişkin esaslar belirlenmiştir. Sözleşmenin ödeme şartları başlıklı kısmında, satış bedeli 4.000.000,00 TL olarak belirlenmiş, satım bedelinin hangi aşamalra ödeneceği düzenlenmiştir. Buna göre 250.000 TL’nin asma kat imalatından sonra ödeneceği açıktır. Dava konusu taşınmazın 12.10.2020 tarihinde tapuda davalıya devir edildiği ve imalathane vasfındaki taşınmazın tamamının davalı adına kayıtlı olduğu dosyada bulunan tapu kayıt belgesi suretinden anlaşılmıştır.TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı yönünde düzenlenme (mutlak ticari dava) olmalıdır. Somut uyuşmazlık, içinde asma kat imalatını da barındıran nitelikli satım sözlemesinden kaynaklanması nedeniyle mutlak ticari dava söz konusu değildir. Dosya kapsamına göre, gerçek kişi olan davalının tacir olduğunu ispatlayan herhangi bir delil sunulmadığı görülmektedir. Bu nedenle davanın, nispi ticari dava tanımına da uymadığı anlaşılmaktadır. O halde somut uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmadığına dair ilk derece mahkemesi tespiti usule uygundur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Anılan Kanunun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Yukarıdaki yasal tanıma göre, tüketici sayılabilecek kişinin mal ya da hizmeti ticari veya mesleki faaliyeti dışında, özel kullanım ya da tüketimi için satın alması gerekir. Mal ya da hizmetin bizzat kendi kullanımı ya da yararlanmasının amaçlanması halinde tüketiciden söz edilebilir. Buna göre bir mal veya hizmeti, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Somut olayda, satıma konu olduğu iddia edilen yerin imalathane niteliğinde olması nedeniyle sözlemenin tüketici işlemi niteliğinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.30.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar kesindir