Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/224 E. 2021/759 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/224
KARAR NO: 2021/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2020/185 Esas – 2020/650 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ in, … Şirketinin yetkilisi olduğunu, bir takım işleri birlikte yürüttüğü …’ı iş ve işlemlerin eksiksiz yürütmesi için ortak olmamakla birlikte vekaletname ile yetkili kıldığını, daha sonra azledildiğini, davalının vekaleti kötüye kullanarak müvekkilinin irade ve bilgisi dışında iş ve işlemlerde bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait olan İstanbul, Bahçelievler, Bahçelievler … Mahallesi, …/… cilt/sayfa no …/… Ada/parsel 1.008,56 m2, arsa niteliğinde 46/1200 arsa pay, mesken nitelikli gayrimenkule ilişkin bir nolu bağımsız bölümü eniştesi …’a 29.08.2016 tarihinde; 2 nolu bağımsız bölümü ise 19.07.2016 tarihinde ablası …’a satığını, bu satış işleminin gerçek olmadığını, …’ın davalının ablası olduğunu, davalı tarafından … Bankası’ndan 215.000,00 TL kredi çekildiğini, kredinin faizi ile birlikte müvekkilince ödendiğini, hesap hareketleri incelendiğinde davalıya ait olan … Makine firması ile sürekli bir para hareketinin olduğunu ve müvekkilinin bu firmaya borçlandırdığını, ortak yapılan bir takım işlerin devamı için müvekkili …’e ait 11.000,00 TL bedelli 4 adet çekin dava dışı borçlarına mahsuben emanet olarak davalı …’a verdiğini, bu emanet çeklerin hiçbir haklı alacak verecek ilişkisi olmaksızın takibe konulduğunu, bu sebeplerle taraflarınca borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu tarafından borca haksız olarak itirazda bulunulduğunu ileri sürerek, davalının takibe vaki itirazının iptaline ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalıya işlerini yürütmesi için vekaletname düzenlediğini, davalının rızası hilafına bu vekaletnameyi kullanarak birtakım işlemler yaptığını, yine kendisi adına kredi kullandığını, kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını ancak kredi tutarını kendisinin almadığını, bu tutarın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğinden iş bu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce resen yapılan araştırmada davalının ticaret odası kaydı bulunmadığı yani tacir olmadığı belirlenmiştir. Aksi davacı yanca iddia edilmediği gibi dosyamıza buna ilişkin bir belge de ibraz edilmemiştir. Davalı tarafından yapılan işlemlerin kendi ticari işletmesine ilişkin olmadığı da açıktır. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme uyarınca huzurdaki davanın nispi ticari dava olduğundan söz edilemez. 6102 Sayılı TTK’ nın 4. Maddesinde sayılan davalardan olmadığından uyuşmazlık mutlak ticari dava kapsamında da değerlendirilemez. Mahkememiz ikame edilen davada görevli olmayıp görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. İzah edilen nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan…” gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ve dosyanın görevli olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili …’a dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediğini, Tebligat Kanunu (TK)’nun 21/2. maddesine göre hazırlanan tebligatın usulsüz bir tebligat olduğunu, anılan maddeye göre tebligatın yapılabilmesi için muhatabın bilinen son adresine çıkarılan ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi gerektiğini, Dosya kapsamı incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin … adlı firmanın yöneticisi olduğu davacı tarafından bilindiğini ve hatta dava dilekçesinde de işbu durumun ifade edildiğini, buna rağmen bilinen son adres olarak mernis adresi kabul edilerek TK’nın 21/2. maddesine göre tebliğin yapılmasının usule aykırı olduğunu, ayrıca müvekkiline 21/2.maddeye göre gönderilen tebligatın usuli açıdan da sakat, yönetmeliği aykırı olarak hazırlanmış bir tebligat olduğunu, izah olunan sebepler gereğince müvekkiline dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilmediğinin ortada olduğunu, Müvekkiline tebligat yapılmadan davaya devam edildiği için müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, açılan davaya karşı savunma dahi yapılamadığını ve iş bu sebeple adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalıya verdiği vekaletin kötüye kullanılarak, kullandırılan ve kendisi tarafından ödenen kredinin davalıdan tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından davalı adresi olarak bildirilen mernis adresine TK’nın 21/1. maddesi uyarınca çıkarılan tebligatın, adresten taşındığı şerhi ile bila tebliğ dönmesi üzerine bu kez davalı mernis adresine TK’nın 21/2. maddesi uyarınca dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününe ilişkin tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen gözetilecek husus olmakla, davalı vekilinin müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmaksızın görevsizlik kararı verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca, karar kesindir.