Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2223 E. 2021/1623 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2223
KARAR NO: 2021/1623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/10/2021 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2021/702 Esas
DAVA: Şirket Yönetim Kurulu Kararının İptali
Taraflar arasındaki yönetim kurul kararının iptali istemli davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, dilekçesinde özetle; davalı şirketinin davaya konu yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunu, bu kararın uygulanmaya devam etmesinin müvekkili bakımından telafisinin imkansız hukuki sonuçlar doğuracağını, müvekkilinin yönetim kurul üyeliklerinden korkutma ve zorlama ile istifa etmesi sebebiyle bütün yetkilerinin kullanılamaz hale geldiğini, şirketin diğer ortakları taraflarından şirketin kuruluş yılı olan 2012 yılından itibaren büyük emekleri olan şirketle hukuki ilişkilerinin kötüniyetli ve haksız bir şekilde kesildiğini, davalı şirketin diğer ortakları, müvekkilinin hiçbir katılım veya onayı olmaksızın ve yaşanan olaylar da göz önünde alındığında şirketteki yetki ve etkilerinin tamamen sona erdirilmesi yönünde hareket ettiğini belirterek, yönetim kurulu üye atamasına ilişkin kararın yürütülmesinin geriye bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 15.10.2021 tarihli ara kararıyla “…İleri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumu itibariyle davacının iddiaları ile bağlı kalınarak; … Şirketin yönetim kurulunun yönetim kurulu üye atamasına ilişkin verilen kararın yokluğunun tespiti ve yürütülmesinin geriye bırakılmasına yönelik bu kapsamda mevcut delil ve koşul durumu ile davacı yan iddiasının yaklaşık dahi olsa ispatlanmadığı ve HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği…” gerekçesiyle, koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talebinin söz konusu yönetim kurulu kararının uygulanmasının işbu davada kesin hüküm verilene kadar ertelenmesine ilişkin olduğunu, Müvekkillerinin, şirketin diğer ortakları ve yönetim kurulu üyeleri tarafından kötü niyetli, haksız ve hukuka aykırı olarak tamamen devre dışı bırakılmak ve bundan sonraki aşamalarda şirketteki tüm yetki ve haklarının sona erdirilmesine yönelik olduğunu, nitekim ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin hemen akabinde yönetimin bir başkasına devredildiğine dair paylaşımların yapılmasının da bu iddiaları kanıtlar nitelikte olduğunu, Ayrıca HMK’nın 390/3. madde hükmünde, ihtiyati tedbir talep eden tarafından davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, dava dilekçesinin ekinde sunulan deliller ve yapılan detaylı açıklamaların …şirketinin diğer ortaklarının ve yönetim kurulu üyelerinin kötü niyetini ortaya koymakta olduğunu ve aynı zamanda ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik ispat işlevini de yerine getirdiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinden hemen sonra şirket yönetimine bir başkasının atandığına dair haberlerin paylaşılmasının da iddiaları aranan yaklaşık ispat kuralından daha güçlü bir konuma getirdiğini, HMK m. 392/1 hükmüne göre, “Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. ” hükmünün yer aldığını, dosyada teminatsız karar verilmesini gerektiren hususların kanıtlandığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Talep, davacıların davalı şirket yöneticiliğinden tehdit ve korkutma sonucu istifa ettirildiğinin ve … ile …’nun yönetim kurulu üyesi olarak seçilmelerine ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve kararın yürütülmesinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmışıtır.Kural olarak anonim şirket yönetim kurulu kararlarına karşı iptal davası açılamaz. Ancak yönetim kurulu karının butlanı ve yok hükmünde olduğunun tespiti davası açılabilir.Davacılar, davalı şirket yönetim kurulandan tehdit ve baskı ile istifa etmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle istifalarının geçersiz olduğunu ileri sürmüş, ayrıca davalı şirkete kendi yerlerine yönetici olarak seçilen … ile … ‘nun yönetim kurulu üyesi olarak atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu ileri sürerek bu yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulmasını talep etmiştir. Davalı vekili ise dava dışı… ile …’nun yönetim kurulu üyesi seçilmelerine ilişkin herhangi bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, böyle bir karar olsa … Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekillerince davalı savunmasının aksine yönetim kurulu kararı alındığına ilişkin kanaat oluşturmaya yeterli bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda ilk derece mahkemesince, tedbir talebi, dava açılış tarihi itibariyle değerlendirilmiştir. Tedbir talebinin değerlendirildiği aşama itibariyle dosyada kanaat oluşturmaya yeterli delil bulunmadığı gibi, dosyada bulunan mevcut delillerden, şirket yönetim kurulunca alınan karar bulunup bulunmadığı dahi yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmamıştır. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında, iddia ve savunma kapsamında delillerin toplanmasından sonra davacı tarafça yeniden tedbir talep edilmesi her zaman mümkündür. Mahkemece ara kararının verildiği aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesinin ret kararı isabetli bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 21.10.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.