Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2175 E. 2021/1668 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2175
KARAR NO: 2021/1668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28.09.2021 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2021/2 D.iş – 2021/8 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına borçlu vekilince yapılan itirazın reddine dair verilen ek kararın, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş dosya incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; …, Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi …’ın (…) taşımacılık alanında faaliyet gösteren bir iştirak şirketi olduğunu, ihtiyati haciz talebine konu … isimli tankerin maliki karşı taraf … şirketinin kendisine kiralanan (bare-boat charter) ve tamamen kendi kontrolündeki “…”, “…”, “…”, “…”, “…” isimli tankerleri … Ltd. ünvanlı şirkete 01/03/2019 tarihli yolculuk çarter partisi tahtında tahsis ettiğini, … şirketinin de işbu tankerleri … şirketine 01/03/2018 tarihli çarter parti tahtında tahsis ettiğini, … ünvanlı şirketin de aynı şekilde kendisine tahsis edilen işbu tankerleri 01/01/2018 ve 01/01/2019 tarihli çarter partiler tahtında “… ünvanlı şirkete tahsis ettiğini, silsiledeki son halka olarak … şirketinin de işbu tankerleri aynı usulle 01/01/2018 ve 01/01/2019 tarihli yolculuk çarter partileri tahtında müvekkili …’a tahsis ettiğini, işbu çarter parti silsilesi dahilinde karşı tarafa tahsisli bahis konusu tankerlerin yolculuk çarter partisi tahtında tahsis edildiği son şirketin müvekkili … olduğunu, bu tankerleri silsile dahilinde alt kiracılara tahsis eden ilk şirket, diğer bir ifade ile tankerlerin esas tahsis olunanı ise ihtiyati haciz talebine konu … isimli tankerin maliki olan karşı taraf … olduğunu, kurulan alt kira sözleşmeleri ile silsile kurulduğunu, işbu çarter partiler ile silsile dahilinde her bir kiracı bir sonraki alt kiracıya Kuzey Hazar Denizi’ndeki …’ndan teslim aldığı ürünü Bakü/Azerbaycan’a taşımayı üstlendiğini, bu yükümlülüğün geminin kontrolüne sahip karşı taraf … olduğunu, silsile dahilinde müvekkili şirkete ait petrol cinsi ürünü taşımayı üstlenen karşı taraf …’in yükleme limanında tesellüm ettiği yükü boşaltma limanında 8.707.175 mt eksik teslim ettiğini, sorumluluk zinciri dahilinde her bir alt kiracının 23/04/2021 tarihli Uzlaşma ve İbra Sözleşmesi tahtında başvuruya konu yük zayiatı ile ilgili sorumluluğu kabul ettiğini ve her bir alt çartererin bir üst silsilede bulunan çarterere karşı olan dava hakkını bir sonraki çarterere devir ve temlik ettiğini, silsilenin en başında nihai sorumlu olan karşı taraf …’e karşı olan dava hakkı Müvekkil …’a devir ve temlik edildiğini, yine 23/04/2021 tarihli Devir Temlik Sözleşmesi ile de nihai sorumlu olan karşı taraf … ile olan çarter parti sözleşmesi tahtında doğrudan dava hakkı olan … şirketi bu meyandaki tüm haklarını müvekkil …’a devir ve temlik ettiğini, ilgili tankerlerin nihai tahsis olunanı karşı taraf …’e karşı silsiledeki tüm alt çartererlerin dava haklarını devralmış olan müvekkili şirketçe, taşıma sırasında yük karşı taraf …’nin sorumluluğu altındayken gerçekleşmiş olan yük zayiatı/zimmete geçirme sebebi ile Londra’da tahkim süreci başlatıldığını, halihazırda derdest olduğunu, yapılan araştırmalar sonucu ihtiyati haciz talebi konusu … isimli geminin Marmara Ereğlisi açıklarında ve Tekirdağ Mahkemelerinin yetki sahasında olduğunun/demir attığının tespit edildiğini, ihtiyati haciz talebine konu … isimli geminin yabancı bayraklı bir gemi olduğunu ve her an ülkeyi terk etme riski olduğunu, ayrıca borçlu şirketin genel olarak alacaklılarına ödeme yapmaktan kaçınmakta olduğundan, gemi üzerine derhal ihtiyati haciz konulmaması halinde müvekkili şirket aleyhine telafisi imkânsız sonuçlar doğacağını, müvekkili şirket alacağının tahsilinin teminat altına alınması amacıyla, müvekkilinin alacağının deniz alacaklısı hakkı veren alacaklar kapsamına girdiğinden TTK’nın 1352/1. maddesinin (f) ve (g) fıkraları gereğince … IMO numaralı, … isimli, Azerbeycan bayraklı geminin ihtiyaten haczine karar verilmesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak ve ikrar teşkil etmemek kaydıyla, müvekkili şirketin 5.315.660,28 ABD doları tutarındaki alacağının faiz ve masrafları ile birlikte tahsilini teminen, TTK’nın 1353/4. maddesi gereğince … numaralı, … isimli, Azerbaycan bayraklı geminin ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 09.09.2021 tarihli kararıyla; “…İhtiyati haciz talep eden tarafça sunulan gemi taşımacılık hizmet sözleşmeleri kapsamından talebe konu geminin donatanı ile çarter parti sözleşmeleri kapsamında yük taşıma ilişkisinin bulunduğu ve yük taşıma hizmetinin verildiğinin anlaşıldığı, aleyhine ihtiyati haciz talep olunanın geminin donatanı olduğu, talebe konu geminin borcun doğumunda ve ihtiyati haczi talep olunduğu sırada da donatan sıfatının devam ettiği saptanmakla Türk Ticaret Kanunu’nun 1369/2. maddesindeki şartların da tamam olduğu tespit olunmuş, alacağın Türk Ticaret Kanunu’nun 1352. maddede sayılan bir deniz alacağı olmasının ihtiyati haciz sebebi olduğuna dair Türk Ticaret Kanunu’nun 1353/4. fıkra hükmü ve alacaklının alacağının Türk Ticaret Kanunu’nun 1352. maddesinde yer alan listeye girdiği ve parasal değeri hususunda mahkemeye kanaat uyandıracak delil göstermesinin yeterli olduğuna dair Türk Ticaret Kanunu’nun 1362. maddesi hükümlerinin gerekçesi ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda güvence altına alınması talep olunan yük taşıma sözleşmesinden kaynaklanan eksik yük tesliminden kaynaklanan alacağın Türk Ticaret Kanunu’nun 1352/1.fıkra (l) bendi kapsamında deniz alacağı niteliğinde olması sebebi ile ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun dosyaya sunulan çarter parti sözleşmeleri, uzlaşma ve ibra sözleşmesi, devir temlik sözleşmesi ile 09/09/2021 havale tarihli dilekçe ekindeki deliller kapsamında kanaatine varılarak 5.315.660,28 USD alacak ile sınırlı olmak üzere … IMO numaralı Azerbaycan bayraklı ‘…’ isimli geminin ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1353. maddesi gereğince geminin seferden men edilmesine karar verilemeyeceğinden bu talebin de reddine…” gerekçesiyle; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile 5.315.660,28 USD alacak ile sınırlı olmak üzere, … IMO numaralı … isimli, Azerbaycan Bayraklı geminin ihtiyaten haczine, Türk Ticaret Kanunu’nun 1353/1-2. cümle uyarınca geminin seferden meni talebinin reddine, Türk Ticaret Kanunu’nun 1364. maddesi gereğince; alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren üç iş günü içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesinden kararın infazını istemek zorundadır hükmü nazara alındığında, kararın infazının karar tarihinden itibaren üç iş günü içerisinde mahkememiz yargı çevresi veya geminin bulunduğu yerdeki icra dairesince yerine getirilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının hak düşürücü süre içerisinde uygun bir şekilde infazı sağlanmadığından, kararın kendiliğinden hükümsüz kaldığından … gemisi aleyhinde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise kabul anlamına gelmemesi kaydıyla ihtiyati haciz kararına konu bedelin 460.341,63 ABD doları olarak, mahkeme aksi kanaatte ise 593.374,41 ABD doları olarak değiştirilmesine, bakiye bedel yönünden kaldırılmasına, talep eden tarafından gösterilen teminatın 130 taşımanın her birinden ayrı ayrı doğduğu iddia edilen deniz alacakları bakımından taşıma, yani alacak sayısı kadar teminata tekabül eden 1.300.000 Özel Çekme Hakkı’na yükseltilmesine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise talep eden tarafından yatırılan teminat her halükarda müvekkili … gemisinin işletme müteahhidi tarafından yöneltilmiş tazminat istemi olan 750.000 ABD dolarından az olmayacak bir tutara yükseltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, itirazı değerlendirdiği ve murafaa yapmak suretiyle verdiği 28.09.2021 tarihli ek kararıyla; “…Karşı tarafın itiraz dilekçesindeki husumete yönelik itirazının değerlendirilmesinde; talep edenin talep dilekçesine ekli çarter parti sözleşmeleri incelendiğinde taşıma yapan gemilerin karşı taraf olan donatana ait olduğu, söz konusu gemilerin önce karşı taraf donatan ile … şirketi ile yapılan çarter parti sözleşmesi ile tahsisinin yapıldığı, daha sonra ise … şirketi tarafından … şirketi ile yapılan çarter parti sözleşmesi ile … şirketine tahsisinin yapıldığı, … şirketi tarafından da … şirketine çarter parti sözleşmesi ile tahsisinin yapıldığı, … şirketi ile talep eden … şirketinin yapmış olduğu çarter parti sözleşmeleri ile talep edene gemilerin tahsisinin yapıldığı, yine yapılan bu çarter parti sözleşmeleri kapsamında karşı taraf donatanın bulunmadığı, diğer çarter parti sözleşmesinin tarafları ile talep eden şirket arasında uzlaşma ve ibra sözleşmesinin düzenlendiği, yine … şirketi ile talep eden … şirketi arasında devir temlik sözleşmesinin düzenlenerek sözleşmeler kapsamındaki eksik yük tesliminden kaynaklanan alacak hakkının talep eden şirkete devredildiği anlaşıldığından dosyaya sunulan çarter parti sözleşmeleri, uzlaşma ve ibra sözleşmesi, devir temlik sözleşmesi kapsamında talep edenin karşı taraf donatandan eksik yük tesliminden kaynaklanan alacak talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığından karşı tarafın husumete yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Karşı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 1369. maddesi gereğince itirazlarının değerlendirilmesinde; borçlunun deniz alacağının doğduğu anda ve ihtiyati haczin talep edildiği sırada talep konusu geminin maliki/donatanı olması gerektiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1369. maddesinde ifade edilmiştir. Yani ihtiyati haciz talebinin gemi maliki olan donatana yöneltilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamı itibariyle gemi bilgisi sunulan … IMO numaralı “…” isimli geminin donatanının Equasis kayıtları kapsamında donatanının karşı taraf olan … Ltd. olduğu, işletenin gemi donatanı olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1369/2. maddesi uyarınca haczin uygulandığı sırada gemiler deniz alacağından dolayı sorumlu olan bir kişiye ait ise veya alacak doğduğunda bu kişi üzerinde deniz alacağı doğmuş olan kişinin maliki veya kiracısı veya tahsis olunanı taşıtanı ise gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği ifade edildiğinden ihtiyati hacze konu olan taşıma işlemlerinin her ne kadar talep edilen gemi tarafından yerine getirilmemiş ise de haczin uygulandığı sırada hakkında ihtiyati haciz talep edilen … IMO numaralı … isimli geminin karşı tarafa ait olduğu, yani karşı tarafın donatan olduğu, yine ihtiyati hacze konu olan taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan yük kaybından doğan alacağın karşı taraf olan donatanın talep dışı gemileri tarafından yerine getirildiği anlaşıldığından talep edenin karşı tarafa ait … IMO numaralı … isimli gemi hakkında istenebileceği kanaatine varıldığından karşı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 1369. maddesi kapsamındaki itirazlarının reddine karar verilmiştir. Karşı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 1364. maddesi kapsamında süresinde kararın uygulanmadığına dair itirazının değerlendirilmesinde; Mahkememizin 09/09/2021 tarihli kararının aynı gün talep eden vekiline tebliğ edildiği, talep eden vekili tarafından ise Tekirdağ İcra Dairesi’nin … İcra sayılı dosyasında takip açılarak kararın uygulanmasının talep edildiği, İcra müdürlüğü tarafından ise 10/09/2021 tarihli karar ile geminin seferden men edilmesine ve ihtiyaten haczine karar verildiği anlaşıldığından talep edenin süresi içerisinde talepte bulunduğu ve kararın uygulanmasını talep ettiği anlaşıldığından karşı tarafın itirazın reddine karar verilmiştir. Karşı tarafın yaklaşık 130 taşıma yönünden 130 tane teminat alınmasına yönelik itirazının değerlendirilmesinde ise alacak nedeni çarter parti sözleşmesine dayandığından ve sözleşme arasındaki ilişki tek olup sürekli devam ettiğinden karşı tarafın birden fazla 10.000 özel çekme hakkı tutarında teminat alınmasına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.Karşı tarafın zararının ispatlanamadığına dair itirazının değerlendirilmesinde ise dosyaya sunulan çarter parti sözleşmeleri, uzlaşma ve ibra sözleşmesi, devir temlik sözleşmesi ile 09/09/2021 havale tarihli dilekçe ekindeki deliller kapsamında Mahkememizce kanaate varıldığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 1362. maddesi ve gerekçesi gereğince alacağın parasal değeri hususunda mahkemeye kanaat uyandıracak delil göstermesinin yeterli olduğuna dair hükümleri gereğince dosya kapsamı itibariyle zarar konusunda Mahkememizde kanaatin oluştuğu anlaşıldığından karşı tarafın bu itirazı da yerinde görülmemiştir. Karşı taraf dosyaya sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde zamanaşımı yönünden de itirazda bulunmuştur. İki tarafın da kabulünde olduğu üzere dava konusu uyuşmazlık hakkında tahkim yoluna başvurulduğu, bu kapsamda tahkimde esas yargılamanın devam ettiği, talep eden tarafından dosyaya sunulan talep dilekçesi ve ekinde alacağın zamanaşımına uğramadığına dair görüşün sunulduğu, tüm bu sayılan hususlar kapsamında zamanaşımı yönünden tahkim yargılamasında tahkim mahkemesinin değerlendirme yapacağı ve uygulanacak hukuk bakımından da tespit yapılacağından karşı tarafın zamanaşımına yönelik itirazının Mahkememizin geçici hukuki korumada görevli mahkeme olduğundan reddine karar verilmiştir. Tüm bu sayılan hususlar değerlendirildiğinde Mahkememizin 09/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirir karşı tarafın itirazları yerinde görülmediğinden ve Mahkememizin 09/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının gerekçesi yerinde olduğu anlaşıldığından…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacize itiraz borçlu eden vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taşıma sözleşmesi silsilesi kapsamında davacı alacaklının yük ilgilisi veya yük üzerinde hak iddia edebilecek kişilerden olmadığından, ziya nedeniyle zararı ve korunması gereken menfaati bulunmadığından talepte bulunamayacağını, İddia edilen zararın 308 ayrı konşimento ve taşımadan kaynaklandığının ileri sürüldüğünü, beş ayrı gemi ile gerçekleştirilen yaklaşık 130 taşıma yönünden tek bir başvuru ile ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, aksinin kabulü halinde TTK’nın 1363. maddesi uyarınca her bir taşıma için ayrı ayrı 10.000 SDR olarak teminat belirlenmesi gerektiğini, mahkemece bu yönüyle teminata ilişkin itirazın reddinin yerinde olmadığını, Alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Alacak ve tutarının yargılamayı gerektirip, yaklaşık olarak ispat edilmediğini, TTK’nın 1369. maddesindeki düzenleme uyarınca müvekkiline ait haciz kararı verilen … gemisi hakkında ihtiyati haciz kararının verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Teminata yönelik itirazlarının da karşılanması gerektiğini, TTK’nın 1363/2. maddesi uyarınca teminatın arttırılması gerektiğini, İhtiyati haciz kararının kanunda belirtilen hak düşürücü sürede infaz edilmediğinden, kararın kendiliğinden kalktığı yönündeki itirazlarının da dikkate alınması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; … gemisi aleyhinde verilen 09.09.2021 tarihli ihtiyati haciz kararının ve de işbu ihtiyati haciz kararına karşı itirazların reddine ilişkin 28.09.2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına, Dairenin aksi kanaatte olması durumunda, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, ihtiyati haciz kararına konu bedelin yalnızca ispat faaliyetine konu edilen eksiklik iddiaları bakımından varil başına 61,11 ABD Doları üzerinden yapılacak hesap ile 460.341,63 ABD Doları olarak (7.533 x 61,11) değiştirilmesine ve ihtiyati haciz kararının bakiye bedel yönünden kaldırılmasına, Varil başına uygulanacak birim fiyat yönünden aksi kanaatte olunması halinde ise her halükarda ihtiyati haciz kararına konu bedelin talep eden tarafından ileri sürülen varil başına 78,77 ABD Doları üzerinden yapılacak hesap ile 593.374,41 ABD Doları olarak (7.533 x 78,77) değiştirilmesine ve ihtiyati haciz kararının bakiye bedel yönünden kaldırılmasına, İlk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazların reddine ilişkin ek kararı kaldırılarak talep eden tarafından gösterilen teminatın 130 taşımanın her birinden ayrı ayrı doğduğu iddia edilen deniz alacakları bakımından taşıma, yani alacak sayısı kadar teminata tekabül eden 1.300.000 (130 x 10.000) ÖÇH’na yükseltilmesine, Dairenin aksi kanaatte olması durumunda ise talep eden tarafından yatırılan teminatın arttırılmasına ilişkin taleplerin usule aykırı bir şekilde değerlendirilmediği 28.09.2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına ve talep eden tarafından yatırılan teminatın her halükarda … gemisinin işletme müteahhidi tarafından müvekkiline halihazırda yöneltilmiş tazminat istemi olan 750.000 ABD Dolarından az olmayacak bir tutara yükseltilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 1352 vd. maddeleri uyarınca geminin ihtiyaten haczine dair verilen karara vaki itirazın reddine dair ek kararın istinafına ilişkindir.İlk derece mahkemesince deniz alacağı yönünden ihtiyati haciz talep eden … lehine verilen ihtiyati haciz kararına, karşı taraf … Ltd. tarafından yöneltilen itirazın reddine dair ek karar verildiği; bu ek karara karşı, itiraz eden borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incilemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Geminin ihtiyati haczi TTK’nın 1352 vd. maddelerinde özel olarak düzenlenmiştir. İhtiyati hacze itiraz konusunda ise aynı Kanun’un 1358. maddesinde itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, ancak itiraz konusunda başkaca bir özel hükme yer verilmediğinden; geminin ihtiyati haczine itiraz konusunda, TTK’nın 1351. maddesinde yapılan kümülatif atıf nedeniyle, İİK’nın 265. maddesi uygulanır.Somut olayda alacaklı tarafından ihtiyati haciz talebine konu edilen deniz alacağı, tanker çarter partileri silsilesinde en altta yer alan ihtiyati haciz talep edene tahsis edilen sözleşme konusu tankerlerde taşınan petrol yükünün boşaltma limanında donatan ve tahsis eden borçlunun yükü eksik teslimi sonucu meydana gelen yük ziyaına dayalıdır. Talep edenin dosyaya sunmuş olduğu çarter partiler ve diğer delilleri kapsamında, alacak dayanağın, gemide yük taşınmasından kaynaklanan alacak olduğu anlaşıldığından, talebe konu alacağın TTK’nın 1352/1. Fıkrasının f ve g bentlerinde sayılan deniz alacaklarında olduğu ve bu alacak için geminin ihtiyaten haczinin talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Talebe dayanak çarter partilerin incelenmesinde; taşıma yapan gemilerin karşı taraf olan donatana çıplak gemi kira sözleşmeleriyle (bare boat charter) kiralandığı ve bu gemilerin işleteni olduğu, en son … şirketi ile talep eden … şirketinin yapmış olduğu yolculuk çarteri kapsamında talep edene gemilerin tahsisinin yapıldığı, diğer çarter partilerle ilgili olarak sözleşmesinin tarafları ile talep eden şirket arasında uzlaşma ve ibra sözleşmesinin düzenlendiği, yine … şirketi ile talep eden … şirketi arasında devir temlik sözleşmesinin düzenlenerek sözleşmeler kapsamındaki eksik yük tesliminden kaynaklanan alacak hakkının talep eden şirkete devredildiği anlaşılmaktadır. Yük taşımada kullanılan gemilerin aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin işletmesinde (çıplak gemi kiracısı) olduğu, bu durumda TTK’nın 1061/2. maddesi uyarınca gemileri kira sözleşmesi ile işleten şirketin, üçüncü kişilere karşı donatan gibi sorumlu olduğu açıktır. Kaldı ki aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin işleten/ donatan olduğu iddialarının yanıda taşıyan sıfatını da haiz olduğuna dair iddialar, borçlu vekillerinin istinaf dilekçesindeki beyanlarında yer almaktadır. Donatanın navlun sözleşmeleri yaparak gemisi ile yük taşıdığı zaman, başta taşıtan olmak üzere yükle ilgili kişilere karşı navlun sözleşmesi gereğince taşıyan sıfatı ile sorumluğu söz konusu olur; bir taraftan da donatan mevkiinde olduğu için aynı zamanda ve aynı kişilere (yük ilgililerine) karşı donatan sıfatı ile de sorumluluk altına girer. Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen şirketin akdi veya fiili taşıyan olup olmadığı tahkim yargılamasında değerlendirilecek bir husustur. Yargılamamız açısından sorumluluk sebeplerinden birinin yaklaşık ispatı yeterlidir. Donatanın aynı zamanda taşıyan olmadığı durumlarda navlun sözleşmesinden dolayı akdi sorumluluğu söz konusu olmaz ise de yük ilgililerine karşı donatan sıfatı ile sorumluluk taşır (Bülent SÖZER, Deniz Ticareti Hukuku-I, 5. Basım, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2019, s.222). Bu nedenle, iddiaya göre, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin borçlu sıfatı mevcuttur. Talep edenin ihtiyati haciz talebine konu alacağını yükün maliki olmasına değil, dosyaya sunulan çarter parti sözleşmeleri (navlun ve/taşıma) uzlaşma ve ibra sözleşmesi, devir temlik sözleşmesine dayandırıldığı ve ayrıca, yükün taşınmasında sorumluluğa sahip olan … talep edene navlun sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğuna binaen iki adet fatura tanzim ettiği de gözetildiğinde, talep edenin husumetine yönelik itirazlarının reddi isabetli görülmüştür. Kural olarak geminin ihtiyati haczi, sadece haczedilecek geminin faaliyetlerinden doğan alacaklar için mümkündür (TTK m.1369 f.1). Ancak TTK’nın 1369. maddenin 2. fıkrasında a ve b bentlerinde aranan koşulların mevcudiyeti halinde, diğer gemilerin de (kardeş gemi- sister ship) ihtiyaten haczi mümkündür. İhtiyati haciz talep eden tarafça sunulan çarter partiler ve diğer belgelere göre, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin kiracısı/ işleteni olduğu gemilerle yapılan taşımalarda eksik yük tesliminden dolayı alacak talep edilmektedir. Ayrıca, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen şirket, ihtiyati haciz kararına konu geminin maliki ve işleteni, yani donatanıdır. Bu durumda, TTK’nın 1369/2. maddesindeki kardeş gemi haczinin koşulları mevcut olduğundan, borçlu vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.TTK’nın 1363/1. maddesi uyarınca bir geminin ihtiyaten haczini talep eden taraf, 10.000,00 ÖÇH tutarında teminat yatırmak zorundadır. Kanun, alacağın birden fazla hukuki sebepten kaynaklanması halinde birden fazla teminat yatırılmasını aramadığı gibi somut olayda talep edenin alacağının silsile halinde devam eden çarter partilere dayandığı gözetildiğinde, alacağın tek bir ihtiyati haciz talebine konu edilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından, borçlu vekilinin 130 ayrı taşımanın her biri için ayrı teminat yatırılması gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Ayrıca, TTK’nın 1363/2. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında, mahkemeden her aşamada teminat miktarının arttırılmasının istenebileceği düzenlenmiş olup, bu tür taleplerin belgelendirilmesi gerekir. İtiraz aşamasında daha fazla teminet yatırılmasını gerektiren olguları gösteren yeterli belge sunulmadığından, teminata yönelik itirazın reddi kararı isabetli bulunmuştur.Borçlu vekilince, ihtiyati haciz kararının TTK’nın 1364. maddesi uyarınca süresinde infaz edilmediği ileri sürülerek ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış olduğuna karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesinin 09/09/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının, talep eden vekili tarafından Tekirdağ İcra Dairesinin 2021/12341 İcra sayılı dosyası üzerinden uygulanmasının talep edildiği, İcra Müdürlüğü tarafından ise 10/09/2021 tarihli karar ile geminin seferden men edilmesi suretiyle kararın icrasına haczine karar verildiği anlaşıldığından, talep edenin aksi yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere, uyuşmazlığın esasına ilişkin olarak tahkim yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 1356. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz talebine konu alacak hakkında tahkimde dava açılmış olsa bile, 1354-1355.maddelere göre yetkili Türk mahkemesi, ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğu gibi, aynı kanunun 1358/1.c maddesi uyarınca, ihtiyati hacze itirazı incelemeye de yetkili ve görevlidir. Somut olayda, tahkimde esas yargılamanın devam ettiği, talep eden tarafından dosyaya sunulan talep dilekçesi ve ekinde alacağın zamanaşımına uğramadığına dair görüşün sunulduğu, alacağın esası yönünden zaman aşımının tahkim davasında uygulanacak hukuk bakımından sonuçlandırılacak olması ve esasen ihtiyati hacze itirazın İİK’nın 265. maddesinde sayılan sınırlı sebeplere dayalı olarak yapılabileceği dikkate alındığında, itiraz eden vekilinin bu konuda aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dosyaya sunulan çarter partiler, uzlaşma ve ibra sözleşmesi, devir temlik sözleşmesi ile 09/09/2021 havale tarihli dilekçe ekindeki deliller kapsamında Mahkemece alacak ve tutarı yönünden yaklaşık ispat sağlandığı yönünde kanaate varıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine paralel bir düzenleme getiren ve özel hüküm niteliğindeki TTK’nın 1362. maddesi uyarınca, alacağın deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hususunda mahkemeye kanaat oluşturacak delil gösterilmesi yeterlidir. Kanun’da ihtiyati haciz talebinin kabul edilebilmesi için kesin bir ispatın aranmadığı, yaklaşık ispatın arandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda iddiaya konu alacağın deniz alacağı olduğu ve alacağın miktarına ilişkin yaklaşık ispat seviyesinde deliller sunulduğu dikkate alındığında, itiraz eden vekillerinin alacak ve tutarının yargılamayı gerektirdiği, alacak ve tutarının yaklaşık ispat edilemediği yönündeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, itiraz eden vekillerinin istinaf başvurusunun İİK’nın 265/5 ve HMK’nın 353/1.b.1 maddeleri uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.