Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2160 E. 2021/1554 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2160
KARAR NO: 2021/1554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2019/1118 2021/470
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerene Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Limited Şirketi arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, anılan sözleşmeyi diğer davalılar …, … ile …’nın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 23/09/2018 tarihinde kat edilerek borçlulara Kahramanmaraş … Noterliğinin 25/09/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini ve alacağın kat tarihi itibariyle muaccel hale getirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile 503.353,81 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek; davalıların takibe yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; davacı … tarafından dava dışı … Ltd. Şti. ile imzaladıkları Genel Kredi Sözleşmesine kefil oldukları gerekçesiyle müvekkilleri hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe süresi içinde itiraz edilmesi üzerine söz konusu takibin durduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, müvekkillerinin Sakarya ilinde ikamet ettiğini, esas borçlu şirketin merkezinin de Sakarya’da olduğunu, dolayısıyla yetkili icra müdürlüğünün Sakarya İcra Müdürlükleri olduğunu, davaya konu edilen takibin dayanağı olan kredi sözleşmesinin tarafı … Ltd. Şti. olduğunu, bu şirket hakkında Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/392 Esas sayılı dosyası ile 24/09/2018 tarihinden başlamak üzere geçici mühlet kararı verildiğini, bu nedenle faize ilişkin hususun bu doğrultuda değerlendirilmesini talep ettiklerini, esas borçlu hakkındaki konkordato davası halen devam etmekte olup borçlunun kesin mühlet süresi içinde olduğunu, İİK’nın 294. maddesinin 3. fikrası; “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” şeklinde düzenlendiğini, müvekkillerinin davacının iddia ettiğinin aksine davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafından ileri sürülen alacağın, faizin ve diğer ferilerin kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca müvekkillerine gönderilen ödeme emrinde sair alacak/masraf adı altında talep edilen alacağın dayanağının ne olduğunun da anlaşılmadığını, müvekkilleri … ve … bakımından kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından takibe dayanak olarak sunulan genel kredi sözleşmesi incelendiğinde, söz konusu sözleşmede müvekkillerinden …’ın kefaletinin ve imzasının bulunmadığının görüldüğünü, bu müvekkilinin borçtan sorumlu tutulamayacağını, alacağın likit olmadığını belirterek; davanın reddine, kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporları, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından dava dışı … Limited Şirketi’ne kredi kullandırıldığı, davalı şirketin vadesinde borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için davalı şirket ile müteselsil kefil olan davalılar hakkında icra takibi yapıldığı, dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcunun ödenmediği, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşıması ve geçerli olması nedeniyle davalılar olan müteselsil kefiller tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle nakdi kredi borcundan ve sözleşmedeki şart gereği gayri nakdi kredi/çek bedelinin depo edilmesinden sorumlu oldukları sabit olduğu, bilirkişi kök raporunun takibe konu ödeme emri olmaksızın düzenlenmesi ve ek raporda da davalıların temerrüt tarihi yönünden hatalı tespitte bulunulmasından dolayı kök ve ilk rapora itibar edilmemiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ikinci ek raporun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle ikinci ek rapor doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacı bankanın nakdi kredi alacağı yönünden borçlu davalı …’dan 480.135,65-TL asıl alacak, 17.335,57-TL işlemiş faiz, 866,78-TL BSMV, 1.282,50-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 499.620,50-TL alacaklı olduğu, takibin borçlu davalı … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacak için uygulanacak yıllık %50 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, nakdi kredi alacağı yönünden borçlu davalılar … ve … yönünden ise 480.135,65-TL asıl alacak, 7.402,09-TL işlemiş faiz, 370,10-TL BSMV, 1.282,50-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 489.190,34-TL alacaklı olduğu, takibin borçlu davalılar … ve … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden takip tarihinden itibaren asıl alacak için uygulanacak yıllık %50 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği, davacının fazlaya ilişkin isteminin haksız olduğu, ayrıca davalılar … ve … tarafından gayri nakdi kredi alacağından kaynaklanan 33.600,00-TL çek bedelinin depo edilmesi gerektiği, gayri nakdi alacağa ilişkin takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla belirtilen miktar yönünden tazmin tarihlerinden itibaren tazmin tutarları üzerinden uygulanacak yıllık %50 oranında faiz ve bu faize %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle kaldığı yerden devamı gerektiği ve borçlu davalı …’ın gayrinakdi çek bedeli yönünden sorumluluğu olmadığından bu davalı yönünden gayri nakdi çek bedeli talebinin reddi gerektiği anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın (480.135,65-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, gerekçeli kararın henüz tebliğ edilmediğini, haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle davanın kısmen kabul edildiğini, gerekçeli kararın tebliği üzerine gerekçeli istinaf dilekçesi vereceklerini belirterek kararı istinaf etmiştir. Gerekçeli kararın tebliğinden sonra davacı vekili, gerekçeli istinaf dilekçesi vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, banka kredi alacağının tahsili amacıyla davalı kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili tarafından gerekçeli istinaf dilekçesi verilmediğinden ve kısa istinaf dilekçesinde istinaf başvuru nedenleri gösterilmediğinden, istinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Bu hususu açıklayan aynı Kanun’un 342/2-e maddesinde istinaf dilekçesinde başvuru sebep ve gerekçelerinin gösterileceği; 352. maddesinde de başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği hallerde duruşma yapılmaksızın gerekli kararın öncelikle verileceği; 342/3. maddesinde ise istinaf dilekçesi başvuranın kimliği ve imzası ile başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları içermesi durumunda, diğer hususlar bulunmasa bile, başvuru reddedilmeyip istinaf incelemesinin 355.madde kapsamında yapılacağı düzenlenmiştir. Bu hukuki açıklama çerçevesinde, istinaf incelemesine esas dava konusu somut olaya gelince; taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesine kefalet ilişkisi kapsamında mahkemece yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları kapsamında davacının davalı kefillerden talep edebileceği alacak miktarlarının denetime elverişli şekilde hesaplandığı, mahkemece raporlar kapsamında sonuca gidildiği, karar içeriğinde ve yargılama sürecinde kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun istinaf sebepleri ile gerekçesinin gösterilmemesi karşısında, resen gözetilecek kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir hususun da bulunmadığı sonucuna varıldığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/12/2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.