Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2102 E. 2021/1604 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2102
KARAR NO: 2021/1604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019 – 13/10/2021 Tarihli ek karar
NUMARASI: 2019/2 E. – 2019/855 K.
DAVANIN KONUSU:Tanıma Ve Tenfiz
Taraflar arasında görülen yabancı hakem kararının tenfizi davasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükme karşı, her iki davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince HMK’nın 344. maddesi uyarınca davalılara ayrı ayrı harç tamamlama muhtırası gönderildiği, istinaf harçlarının tamamlanmaması üzerine ilk derece mahkemesince her iki davalının istinaf taleplerinin reddine dair ek karar verildiği, bu ek karara karşı davalılardan … vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dava dosyasının Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya ele alınıp incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı-birleşen davanın davalısı(…) vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret Odası Tahkim Divanının, 24 Mart 2014 tarihli ve … Dava numaralı kararıyla yargılama masrafları ile avukatlık ve diğer tazmin edilebilir maliyetlerin davalı tarafından müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini beyanla, kesinleşmiş hakem kararının (2), (4), (8) ve (9) numaralı bentlerinin 5728 sayılı MÖHUK gereğince tenfizine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı (…, …Ltd. Şti.) vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını ve ayrıca tenfiz şartlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davacı- ana davanın davalı (…, …) vekili dava dilekçesinde özetle; ana davada kısmen tenfizi karşı tarafça istenen … Ticaret Odası Tahkim Divanının 24 Mart 2014 tarihli ve … numaralı dava dosyasından verilen ve kesinleşmiş olan kararın (davalı … firması tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/2160 Esas sayılı dosyasıyla) tenfizi istenmiş olan 2, 4, 8 ve 9 numaralı hükümleri dışında kalan) 3, 5, 6, 7, 10 numaralı bentleriyle verilen kararın MÖHUK gereğince tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davalı (…) vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kesin süreye rağmen harç yatırılmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının hakem kararının kesinleşmiş onanmış suretini ve tercümesini sunması gerektiğini, ana davada kısmi tenfizin mümkün olmadığı yönünde itirazları bulunan davacının bu davayı açmakla çelişkiye düştüğünü belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına dair 18.09.2019 tarihli hüküm verilmiştir. Bu hükme karşı, asıl davada davalı- birleşen davada davacı …Ltd. Şti. Vekili ile … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince, istinaf yoluna başvuranlara HMK’nın 344. maddesi uyarınca ayrı ayrı muhtıra tebliğ edilmiş ve …Ltd. Şti. Vekiline istinaf peşin harcını, nispi harcı ve gider avansını yatırmasını; …’a ise asıl ve birleşen davalar için bakiye istinaf peşin karar harçlarını yatırmasını, aksi takdirde istinaf başvurusunun yapılmamış sayılacağına karar verileceğini ayrı ayrı ihtar etmişti. Muhtıraya rağmen eksik harç ve gider avansının yatırılmaması üzerine ilk derece mahkemesince dosya ele alınarak HMK’nın 344. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmış ve 24.02.2021 tarihli ek kararla; …Ltd. Şti. vekilinin ve …’ın istinaf başvurularının HMK’nın 344/1.maddesi uyarınca reddine (yapılmamış sayılmasına) karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, ek karara karşı yasal süresi içinde taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle, 21.06.2021 tarihinde hükmün kesinleşme şerhi verilmiştir. … vekili, 08.10.2021 tarihli dilekçesiyle; HMK’nın 344. maddesi uyarınca harç tamamlama ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, Konsolosluk marifetiyle yapılan tebligatın TK’nın 25.maddesine aykırı olduğu, tebligatın ilanen yapılması gerektiği gerekçesiyle, kesinleşme şerhinin kaldırılmasına, eksik harcın tamamlanma muhtırasının yeni (aynı gün) öğrenilmiş olması nedeniyle harcın ikmali için kendisine süre verilmesine ve ilk istinaf dilekçeleri doğrultusunda istinaf incelemesinin yapılması için dosyanın Bölge Adliye mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, bu talep üzerine yaptığı inceleme sonucunda verdiği 13.10.2021 tarihli ikinci ek kararında; …’ın 26.02.2020 tarihli istinaf dilekçesinde Avurturya’daki adresini bildirdiği, Türk vatandaşı olup Mernis adresinin de Viyana olarak kayıtlı olduğu, kendi beyanına göre adresi meçhul olmadığından bu aşamadan sonra ilanen tebligat yapılmayacağı, yurt dışında yaşıyor olması nedeniyle TK’nın 25.maddesi uyarınca Viyana Başkonsolosluğu eliyle HMK’nın 344.maddesi uyarınca harç muhtırasının tebliğ edildiği, muhtıraya rağmen harçların yatırılmaması üzerine 24.02.2021 tarihli ek kararla her iki davalının istinaf başvurularının reddine (başvurunun yapılmamış sayılmasına) karar verildiği, bu ek kararın da aynı konsolosluk aracılığıyla usulüne uygun olarak 01.05.2021 tarihi itibariyle tebliğ edildiği, ancak ek karara karşı yasal bir haftalık süre içinde istinaf başvurusu yapılmadığı, tebliğden itibaren yaklaşık 1.5 ay beklendikten sonra 21.06.2021 tarihinde kesinleşme şerhinin düzenlendiği, bu nedenle kesinleşme şerhinin kaldırılması talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, kesinleşme şerhinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. 13.10.2021 tarihli bu ek karara karşı … vekili tarafından 21.10.2021 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
EK KARARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı- birleşen dosyada davacı … vekili, ek karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkiline HMK’nın 344.maddesi uyarınca usulüne uygun tebligat yapılmadan ilk derece mahkemesince usule aykırı olarak hükmün kesinleştirildiğini, kesinleşme şerhinin kaldırılması için ilk derece mahkemesine başvuru yapıldığını, bu başvurunun haksız olarak reddedildiğini, Müvekkilinin asıl hükme karşı yasal süresi içinde istinaf başvurusu yaptığını, harcın eksik olduğu gerekçesiyle çıkarılan muhtıranın kendisine tebliğ edilmemiş olması nedeniyle öğrendiği tarihten itibaren yasal bir haftalık süre içinde 14.10.2021 tarihli makbuzla yatırıldığını, makbuzun ekte olduğunu, TK’nın 25.maddesi gereğince çıkarılan tebligatın usulüne uygun olmadığını, çünkü konsolosluk yazısında da belirtildiği üzere tebligatın müvekkili tarafından alınmadığını, yasal süresinde tebliğ alınamadığı şerhiyle posta idaresi tarafından konsolosluğa iade edildiğinin kayıtlı olduğunu, bu durumunda tebligatın yapılmış sayılamayacağını, ilk derece mahkemesinin tebligatın yapıldığını kabul ettiğini, ancak bunun gerekçe ve belgelerini ortaya koymadığını, açıkça tebligatın iade edildiği belirtilmesine rağmen bu sonuca varılmasının doğru olmadığını, adres sisteminde kayıtlı olsa bile adres araştırması yapılması gerektiğini, Yargıtay uygulamasının bu yönde olduğunu, İlk derece mahkemesinin 24.02.2021 tarihli istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararının da kendisine tebliğ edilmediğini, usulsüz tebliğ işlemlerinin bu karar hakkında da geçerli olduğunu, anılan ek kararı da 13.10.2021 tarihli ek kararın tebliği üzerine 20.10.2021 tarihinde öğrenmiş olduklarını, bu ek kararı da süresi içinde istinaf ettiklerini, İlk derece mahkemesinin 13.10.2021 tarihli ek kararının ve 24.02.2021 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, asıl ve birleşen dava davacısı … yönünden kesinleşme şerhinin kaldırılmasına ve ilk dilekçeleri doğrultusunda istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar, hukuki niteliği itibariyle, 5718 sayılı MÖHUK’un 60.vd.maddeleri ile New York Konvansiyonu uyarınca, yabancı hakem kararının tenfizi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu hükme karşı asıl davanın davalıları – birleşen davanın davacıları olan … ve … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Başvuranların istinaf harçlarını yatırmamış olmaları nedeniyle ilk derece mahkemesince HMK’nın 344.maddesi uyarınca ayrı ayrı muhtıralar tebliğ edilmiş olmasına rağmen harçların ikmal edilmemesi nedeniyle HMK’nın 344.maddesi uyarınca her iki başvuranın istinaf başvurularının yapılmamış sayılmasına dair 24.02.2021 tarihli ek karar ve kesinleşme şerhinin kaldırılması talebinin reddine dair 13.10.2021 tarihli ek karar verilmiş, bu ek kararlara karşı … vekili tarafından 21.10.2021 tarihli dilekçe istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyanın yapılan incelemesinde, ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine (yapılmamış sayılmasına) dair 24.02.2021 tarihli ek kararın davalı … Ltd.Şti.vekiline 24.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu ek karara karşı anılan şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar anılan şirket vekili, ek karardan önce kendisine tebliğ edilen harç ikmal muhtırasına karşı verdiği 19.02.2021 tarihli dilekçede kanunda harç alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle muhtıraya itiraz edildiği ve dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesini istediği anlaşılmakta ise de bu dilekçeden sonra ilk derece mahkemesince başvurunun reddine dair verilen 24.02.2021 tarihli ek karara karşı bir istinaf başvurusunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ek karara karşı sadece … vekili tarafından 21.10.2021 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş ve hem 24.02.2021 tarihli ek kararın hem de 13.10.2021 tarihli ek kararın kaldırılarak esas istinaf başvuruları hakkında inceleme yapılması talep edilmiştir. Bu nedenle iş bu istinaf incelemesine konu başvuru … vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusudur. … vekili istinaf başvuru dilekçesinde ve kesinleşme şerhinin kaldırılması talepli dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin HMK’nın 344.maddesi uyarınca çıkardığı harç tamamlama muhtırasının ve başvurunun reddine dair ek kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği iddiasına dayanmaktadır. Dosyanın yapılan incelemesinde …’ın istinaf harçlarını tamamlaması için HMK’nın 344.maddesince çıkartılan muhtıranın, bu şahsın esas istinaf başvuru dilekçesinde gösterdiği Viyana/Avusturya adresine çıkarıldığı ve tebligatın TK’nın 25.maddesine göre Viyana Başkonsolosluğu aracılığıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar … vekili bu adrese yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatın ilanen yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de ilk derece mahkemesinin ek kararı tebliğe çıkardığı Viyana/Avusturya adresi başvuranın istinaf başvurusu sırasında dilekçesinde bildirdiği adres olup, dosyaya beyan edilen adrese rağmen ilanen tebligat yapılması mümkün değildir. … vekili konsolosluk tarafından tebligatın yapılamadığını, buna rağmen tebligat yapılmış gibi işlem yapılmasının usule aykırı olduğunu ileri sürmektedir. İlk derece mahkemesince HMK’nın 344.maddesi uyarınca hazırlanan muhtıranın tebliğ edilmesi için Viyana Başkonsolosluğuna müzekkere yazıldığı, Viyana Başkonsolosluğu tarafından TK’nın 25.maddesi uyarınca tebligat işlemi yapılmak üzere mahalli posta idaresine evrakın iadeli taahhütlü olarak tebliğ edilmek üzere gönderildiği, posta görevlisi tarafından tebligat zarfına düşülen şerhte muhatabın posta kutusuna/kapısına ihtarname bırakıldığı halde adı geçenin evrakı teslim almadığı şerhiyle tebligat evrakının Başkonsolosluğa gönderildiği anlaşılmaktadır. Başkonsolosluk tarafından mahkemeye yazılan cevabi yazıda tebligatın 25.maddeye göre yapılmak üzere mevzuata uygun olarak iadeli taahhütlü posta yoluyla ihtarlı tebliğ bildiriminin Avusturya Posta İdaresince adı geçenin posta kutusuna/kapısına ihtarname bırakıldığı açıkça belirtilmektedir. Buna göre tebligat ihbarının Avusturya mevzuatına uygun olarak davalının adresine bırakıldığı, ancak davalının TK’nın 25.maddesinde öngörülen 30 gün içinde Başkonsolosluğa başvurmadığı ve tebligatı almadığı, bu durumda 30 günlük sürenin sonunda tebligatın yapılmış sayılmasına dair ilk derece mahkemesi karar gerekçesinin isabetli olduğu sonucuna varılmıştır. Yani Başkonsolosluk tarafından gönderilen tebligat davalıya usulüne uygun şekilde gönderilmiş, kapısına/posta kutusuna ihbar bırakılmış buna rağmen tebligat davalı tarafından alınmamış olduğundan, tebligat yapılmış sayılmıştır. Davalının adresinin kendi beyan ettiği adres olup bu adrese bırakılan ihbar sonucu tebligatın yapıldığının kabulü isabetlidir. Davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yine davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair 24.02.2021 tarihli ek karar da davalının (…’ın) Viyana’daki aynı adresine aynı suretle tebliğ edilmiştir. Viyana Başkonsolosluğunun 27.05.2021 tarihli cevabi müzekkeresinde aynı açıklamaları yapmıştır. Müzekkereye ekli tebligat zarfında ve Başkonsolosluğun 31.03.2021 tarihli yazısında tebligat ihtarlı olarak …’a gönderilmiş, muhatabın posta kutusuna/kapısına ihbarname bırakılmış, buna rağmen muhatap, Başkonsolosluğa başvurarak tebligatı almadığından 30 günün sonunda tebligat işlemi tamamlanmıştır. Viyana Posta İdaresi’nce tebligatın 31.03.2021 tarihinde teslim alındığı, 09.04.2021 tarihinde tekrar iadesi için tebligat zarfı üzerine şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda 09.04.2021 tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde Başkonsolosluğa başvurarak tebligat evrakını almaması nedeniyle 09.05.2021 tarihi itibariyle tebligatın yapılmış sayılması gerekir. Kaldı ki Başkonsolosluğun ilk derece mahkemesine yazdığı cevabi yazı 27.05.2021 tarihli olup bu tarih esas alınsa bile, yaklaşık beş ay sonra (21.10.2021) tarihinde yapılan istinafın, yasal süresinde olduğundan söz edilemeyecektir. Bu açıklamalara göre, davalı- birleşen dosyada davacı … vekilinin, HMK’nın 344. maddesi uyarınca verilen istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek karara karşı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kesinleşme şerhinin kaldırılması talebinin reddine dair 13.10.2021 tarihli ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, … vekilinin HKK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, 13.10.2021 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.