Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2088 E. 2021/1581 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2088
KARAR NO: 2021/1581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.10.2021
NUMARASI: 2021/641 Esas – 2021/606 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının davalı banka nezdinde … IBAN numaralı bir vadeli mevduat hesabı bulunduğunu, 13.02.2018 tarihinde davacının bilgisi dışında … Bankası A.Ş. nezdindeki … IBAN numaralı … Ltd. Şti. adına kayıtlı hesaba 50.000,00-TL tutarında eft işlemi yapıldığını, davacının durumu fark ettiği 13.02.2018 taihinde ilgili banka şubesine ve 14.02.2018 tarihinde Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2018/2714 soruşturma numarasıyla başvuruda bulunulduğunu, davalı bankaya 13.02.2018 tarihinde konuyla ilgili başvuru yapılmışsa da davalı bankanın araştırma yapıldığı gerekçesiyle bir bilgilendirme yapmadığını, Beyoğlu … Noterliği’nden 22.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı (EK-2) ihtarname gönderildiğini, ancak 22.05.2018 tarihinde davalı bankaca tebliğ alındığı halde şu güne kadar cevap verilmediğini, Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğu üzere; bankalar bir güven kurumu olarak faaliyet gösterdiklerinden, objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklı hafif kusurlarından bile sorumluyken; müşterisinin hesabında bulunan paranın, müşterinin haberi olmadan bilgisayar korsanlığı yoluyla başka bir hesaba aktarılmasının önlenmesi konusunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın sorumlu olmadığının düşünülemeyeceğini, kullanıcı bilgilerini, şifrelerini kimseyle paylaşmamış olan ve güvenlik yönergelerine tam olarak uyan davacının uğramış olduğu zarardan bankanın sorumlu olduğunun izahtan vareste olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının hesabından bilgisi dışında yapılan işlem bedeli 50.000-TL’nin ve 13.02.2018 tarihinden başlayarak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla hesaplanacak faiz tutarının davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka müşterisi davacı …, Alanya Şubesi nezdinde bulunan … IBAN numaralı hesabın sahibi olduğunu,davacı tarafından 13.02.2018 tarihinde internet bankacılığı aracılığı ile alacaklısının Moderntakı Kuyumculuk olan, … Bankası nezdinde bulunan … IBAN numaralı hesaha 50.000 TL’lik EFT işlemi gerçekleştirdiğini,davacı 14.02.2018 tarihinde müvekkil bankaya verdiği dilekçe ile hesabından yapılan bu işlemi 14.02.2018 tarihinde fark ettiğini ve bilgisi dahilinde olmadığını bildirdiğini,davacı yapılan işlemi bu dilekçesi ile 14.02.2018 tarihinde fark ettiğini ikrar ikrar ettiğini, Davacının dilekçe ile başvurmasının hemen ardından banka tarafından gerekli araştırma yapıldığını ,işlemin internet bankacılığı aracılığı ile yapıldığından davacının daha fazla zarara uğramaması için hesabına yarı kısıt konulduğunu, davacının … – …) yöntemi ile üçüncü şahıslar tarafından dolandırıldığını kişisel bilgilerinin üçüncü şahıslara verilmesinden bankanın sorumlu tutulamayacağını, davacının bankanın internet sitesine girdiğini zannederek üçüncü şahıslar tarafından oluşturulan bir siteye yönlendirildiğini, bu sitenin davalı bankanın internet sitesi olup olmadığını kontrol elmeden tüm bilgilerini girdiğini ayrıca banka tarafından kendisine gönderilen SMS’te yer alan “Etiket” bilgisinin ekranda yer alan etiket ile aynı olup olmadığını da kontrol etmeden SMS şifreyi girdiğini ve bu şifrenin üçüncü şahısların eline geçmesine neden olarak kusurlu davrandığını, davalı bankanın tüm güvenlik önlemlerine ve objektif özen yükümlülüğüne uygun hareket ettiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; “…HMK’nın 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Yasa’nın 73. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Buna göre bir tarafı tüketici bulunan mutlak ticari dava niteliğinde ki davalara da tüketici mahkemelerince bakılacaktır. (Yargıtay 11.HD. 22.03.2017 tarih ve 2016/2651 E. 2017/1706 K. İstanbul BAM. 12. HD. 01.06.2021 tarih ve 2021/929 E. 2021/836 K.) Taraflar arasında, Bireysel Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi bulunduğu, davada, kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen bir hukuki işleme dayanıldığı, davacının tüketici, davalı bankanın hizmet sağlayıcı konumunda olduğu, taraflar arasındaki arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden olduğu anlaşıldığından Mahkememizin bu davada görevli olmadığı, görevli Mahkemenin 6502 sayılı kanun gereğince İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak …” davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava mutlak ticari dava olup ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, internet bankacılığına ilişkin düzenlemelerden doğan uyuşmazlıklarda mutlak ticari dava olarak kabul edilmekte ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, Yargıtay da “Dava konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle mutlak ticari davadır. Bu nedenle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” diyerek ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna hükmettiğini, Yargıtay aynı zamanda bankaların karşısındakinin tacir olmaması halinde de TKHK’nın uygulanmasının mümkün olmadığını, burada yine ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirtildiğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve tüm taleplerle birlikte davanın reddine yahut yeniden incelenmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, bankacılık işleminden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın tüketici işlemlerinden kaynaklandığı, davacının tüketici konumunda olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, internet bankacılığı üzerinde hesaptaki bir kısım paranın davacının bilgisi dışında transfer edilmek suratiyle üçüncü şahıslara ait hesaplara aktarıldığını öne sürmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”Tanım başlıklı 3. maddesinin “(1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda, davacının yukarıdaki tanıma uygun tüketici konumunda olduğu, davalı bankanın yasal tanıma uygun hizmet sağlayıcı konumunda olduğu, ayrıca davacının iddiasına banka hesabının açılmasına ve işletilmesine dair bankacılık hizmet sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ticari veya mesleki amaçla hareket ettiği konusunda bir iddia ve delil mevcut olmadığı da gözetildiğinde, davacı tüketici olarak kabul edilmelidir. 6502 sayılı kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca, karar kesindir.