Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2084 E. 2021/1595 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2084
KARAR NO: 2021/1595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2021 tarihli ek karar (05.07.2021 tarihli gerekçeli ek karar)
NUMARASI: 2021/65 D.İş. – 2021/67 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına yönelik olarak borçlu tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın 02.06.2017 tanzim ve 27.12.2019 ödeme tarihli, 250.000 Euro bedelli bono nedeniyle alacağı bulunduğunu ve alacağın vadesinde ödenmediğini, talep edenin sermayesinin tamamının Varlık Fonuna devir edilen … Bankası AŞ’nin ştiraki olması nedeniyle harç ve teminattan muaf olduğunu ileri sürerek, borçlunun borca yeter miktarda taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 01.02.2021 tarihli kararında; ” ..ihtiyati haciz talebine ilişkin dava mahkememize tevzi edilmiş olmakla, talep dilekçesi ve belge asılları incelendi. gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili mahkememize verdiği dilekçe ile, müvekkilinin borçludan ibraz edilen vadesi geçmiş kambiyo senedi nedeniyle alacaklı olduğunu belirtilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.talep dilekçesi ve belge asılları ile tüm dosya kapsamına göre talebin i.i.k’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla, talebin teminatsız olarak kabulü ile, alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine.. ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; takibe konulan bononun lehtarının Bosna Hersek’te faaliyet gösteren … unvanlı banka olduğundan, UYAP sisteminde alacaklı olarak gösterilen … Bankası A.Ş.’nin taraf sıfatının bulunmadığını, alacaklı vekili tarafından dosyaya sunulan vekaletnamede, vekil edenlerin … ve … adlı gerçek kişilerin olduğu halde, takibe konu bononun lehtarının farklı bir tüzel kişilik olduğundan … Bankası A.Ş.’nin aktif husumeti bulunmadığını, alacaklı lehtar …’nin usulüne uygun bir vekaletname ile temsil edilmediğinden verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, lehtar bankanın Bosna Hersek’teki faaliyeti nedeniyle eline geçen ve Bosna Hersek’te keşide edilmiş bonoya dayanarak, Türkiye’de takip yapma yetkisinin bulunmadığını, Bosna Hersek’te faaliyet gösteren bankanın Türkiye’de harçtan muaf olduğuna dair yasal bir düzenleme bulunmadığından teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini; takibe konu bononun müvekkili tarafından, Bosna Hersek’te keşide edilerek, Bosna Hersek’te faaliyet gösteren, …’den kullanacağı kredinin teminatı olarak verildiğini, bonoda ‘bedeli nakden ahzolunmuştur’ kaydı bulunmasına rağmen müvekkilinin bono karşılığında alacaklıdan para almadığını, teminat bonosunun kredinin onaylanmaması üzerine bedelsiz kaldığını, ancak alacaklı bankanın kötü niyetli olarak, bonoyu iade etmediğini ve bedelsiz kalan bonoya dayanarak, müvekkili aleyhine ihtiyati haciz talep ettiğini, müvekkilinin …’ye veya … Bankası A.Ş.’ye borcu bulunmadığını, takibe konu bononun ‘…’ şirketininin borcuna kefaleten verilmediğinin bonodan anlaşılacağını, ancak alacaklı bankanın kötü niyetli olarak bedelsiz kalan bonoyu, müvekkilinin Bosna Hersek’te kurmuş olduğu ve sonra ortaklığından ayrıldığı ‘…’ şirketininin, Bosna Hersek’te kullandığı kredilerden doğan ve Bosna Hersek Kanunlarına göre muaccel olup/olmadığı dahi belli olmayan alacakları için Türkiye’de kullandığını, müvekkilinin takibe konu bonoyu, asil olarak imzaladığını ve şahsen alacaklılara bir borcu bulunmadığını, ayrı bir tüzel kişiliği bulunan şirketin borcu için müvekkilinin şahsi bonosunun kullanılamayacağını, müvekkilinin şirketin ortaklığından yıllar önce ayrıldığını ve takip tarihi itibariyle bu şirketle hiç bir bağı bulunmadığını, bankanın kullandırdığı kredi karşılığında Bosna Hersek’te borca yeter ipotek alması nedeniyle ipoteklerin paraya çevrilmeden İİK’nın 45. maddesi uyarınca bonoya dayalı takip yapamayacağını, bankanın aynı alacak nedeniyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/65 D.İş sayılı dosyasından şirketin mevcut ortağı hakkında ihtiyati haciz kararı alarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 1.387.000 Euro bedelli bonoya dayanarak ihtiyati haciz başlattığını ve talep edilen ihtiyati haczin mükerrer olduğunu, müvekkilinin Türkiye’ye dönmesi nedeniyle teminat senedi olarak verdiği bonoyu geri almayı ihmal ettiğini belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. Alacaklı vekili, itiraza karşı sunduğu beyan dilekçesinde özetle; kanunda ihtiyati haciz kararına karşı ileri sürülebilecek itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığını ve bunların dışındaki sebeplere dayanılarak ihtiyati haciz kararına itiraz edilemeyeceğini, borçlunun iddia ve itirazlarının İİK.nın 265/1. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından reddi gerektiğini, kredi ilişkisinin kurulmadığı dolayısıyla borçlu olmadığı, alacağın muaccel olmadğı, ipotek ile alacağın teminat altına alındığı itirazlarının borcun esasına yönelik itirazlar olduğunu, ihtiyati haczin … lehine talep edildiğini ve vekaletnamenin bu şirketin yetkilileri tarafından verildiğini, ancak UYAP üzerinde …nin fiilen tanımlı olmadığından UYAP sisteminde … Bankası alacaklı olarak seçilmek durumunda kalındığını, alacaklı bankanın Türkiye’de takip yapma yetkisinin bulunduğunu, gerekli harçların yatırıldığını, teminat gösterme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 01.07.2021 tarihli murafaa sonucu verilen ek kararında; “…Mahkememizce İİK.nın 265/4.maddesi gereğince itirazın duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiş ve ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin teminat alınmamasına yönelik itirazı ile ilgili olarak ihtiyati haciz talep eden … Bankası …nin, … Bankasının iştiraki olduğuna ve bu nedenle 6741 sayılı kanunun 8/2 maddesi gereğince teminatan muaf olduğuna dair belgeleri sunması için süre verilmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekilince 30/06/2021 tarihinde sunulan dilekçe ve ekindeki belgelere göre, …’nin sermayesinin tamamının (%100) … Bankası AŞ.ye ait olduğu ve … Bankası AŞ.nin iştiraki olduğu anlaşıldığından, 6741 sayılı kanunun 8/2 maddesi gereğince teminatan muaf olduğu sonuç ve kanaatine varılarak teminat alınmamasına yönelik itirazın reddi gerektiği Mahkememizce kabul edilmiştir. İhtiyati haciz kararına itirazda gösterilen diğer sebeplerin İİK.nın 265. maddesinde gösterilen ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinden olmadığı, başka davaların konusunu oluşturabileceği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli şartların bulunduğu, ihtiyati haciz talep edenin bonoda lehtar olarak yer alan … olduğu ve vekaletnamenin ihtiyati haciz talep eden banka için yetkilileri tarafından verildiği anlaşıldığından…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Takibe konu bononun lehtarının Bosna Hersek’te faaliyet gösteren, … bankası olmasına rağmen, UYAP sisteminde alacaklı olarak … Bankası A.Ş’nin göründüğünü, dosyaya sunulan vekaletnamede vekil edenlerin … ve … adlı gerçek kişiler olduğunu, bu nedenle … Bankası A.Ş.’nin aktif husumeti bulunmadığını, alacaklı …’nin de usulüne uygun vekaleti bulunmadığını; Bosna Hersek’te faaliyet gösteren bankanın buradaki faaliyetleri nedeniyle elde ettiği bonoya dayanarak Türkiye’de takip yapma yetkisi bulunmadığını, anılan bankanın Türkiye’de harçtan muaf olduğuna dair yasal bir düzenleme olmadığından teminatsız olarak tedbir kararı verilemeyeceğini, 6741 sayılı yasanın 8/2 maddesinin … Bankası A.Ş.’nin yurt içindeki iştiraklerini bağlayıp bağlamadığı şüpheli iken, Bosna Hersek’te faaliyet gösteren iştirakinin kanundan yararlandırılmasının hatalı olduğunu, bononun Bosna Hersek’te keşide edilerek burada faaliyet gösteren, …’den kullanılacak kredinin teminatı amacıyla verildiğini, müvekkilinin bankadan nakit almaması nedeniyle bonodaki kaydın geçerli olmadığını, kredinin onaylanmaması nedeniyle teminat bonosunun bedelsiz kaldığını, müvekkilimin gerek dava dilekçesinde alacaklı gözüken …’ye, gerekse UYAP sisteminde alacaklı gözüken … Bankası A.Ş.’ye hiç bir borcu bulunmadığını; bononun … şirketininin borcuna kefaleten verilmediğini, müvekkilinin bir süre sonra bu şirketin ortaklığını devir ederek ayrıldığını, şirket tarafından kullanılan kredilerin ipotekle teminat altına alındığını, bu kredilerin kullanıldığı ülke hukukuna tahsili gerektiğini, bankaca şirketin ortağı … hakkında da ihtiyati haciz kararı alınarak takip başlatıldığını ve müvekkili hakkında başlatılan takibin mükerrer olduğunu belirterek, ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararın kararının kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Somut olayda, alacaklı vekili keşidecisi borçlu olan bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz istemiştir. Bononun lehdarı … şirketi olup, takibin lehdar tarafından başlatıldığı, dosyada bulunan vekaletlerin lehda/alacaklı şirket temsilcilerince şirket tüzel kişiliğini temsilen verildiği ve … Bankası iştiraki olan alacaklının teminattan muaf olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği, alacağın rehinle teminat altına alındığına ilişkin kanıt bulunmadığı, bononun teminat amacıyla düzenlendiğine ilişkin bono veya ayrı bir sözleşmede hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça yukarıda değerlendirilenler dışında ileri sürülen itiraz nedenleri ve iddiaları menfi tespit davası yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte olup, İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olan ihtiyati hacze itiraz kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca, itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.