Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/202 E. 2021/761 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/202
KARAR NO: 2021/761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2020/521 Esas – 2020/769 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil … Siirt İl Müdürlüğünün … sicil sayılı dosyasında işlem gören … Ltd. Şti. adlı işyerinin işçilerinden …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …, 17.11.2016 Tarihinde Siirt İli Şirvan İlçesi … Köyünde Bulunan … işletmesinde meydana gelen Maden Göçüğü şeklindeki iş kazası sonucu vefat ettiğini, meydana gelen olay nedeniyle müvekkil kurumca sigortalıların hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını, tedavi masrafları vs. Ödemelerin gerçekleştirildiğini, müvekkil kurumunun yukarıda bahsedilen iş kazasından ötürü uğradığı maddi zarar toplam olarak 2.592.733,05 TL olduğunu, mezkur olay ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Müfettişleri tarafından düzenlenen 12.12.2017 Tarih ve 308984/14/İR/14 Sayılı inceleme raporunda … Ltd. Şti. isimli şirketin kusurlu olduğu tespitinde bulunulduğunu, tüm bu nedenlerle Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/809 Esas sayılı rücuan tazminat davası açıldığını, Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise 06.10.2020 Tarihli ara karar ile “…Davacı vekiline davalı … Ltd Şti. yönünden ihya davası açmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde … Ltd Şti yönünden davanın usulden reddedileceğinin ihtarına (ihtar edildi)…” şeklinde ara karar tesis edildiğini belirterek açıklanan nedenlerle, … Ltd. Şti. isimli şirketin (Ticaret Sicil Numarası …, Oda Sicil Numarası …) ihyasına, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ancak davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, TTK’nın geçici 7.maddesindeki ihya koşullarının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabülüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil no ile kayıtlı iken sicil kaydı terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/809 E. sayılı davası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davacı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğunun yargılama gideri, ücreti vekalet ve harçtan sorumlu tutulmamasına, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya kapsımında bulunan Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinde, … Ltd.Şti.’nin sicil kaydının davalı … Sicil Müdürlüğünce terkin edilmesinde müvekkili kuruma yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gibi şirket kaydının terkininin, müvekkili kurum tarafından … Ltd.Şti. aleyhine 2018 yılında açılmış ve derdest bir dava bulunmasına rağmen yapıldığını, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/521-769 karar sayılı kararının ihyaya yönelik kısmı usul ve yasaya uygun olmakla birlikte, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünce yapılan terkin işleminin TTK’nın Geçici 7/2. maddesine aykırı olarak gerçekleştiği dikkate alınarak; kararda müvekkili kurum lehine avukatlık ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmediğinden, kararın bu yönüyle kaldırılarak talepleri gibi yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın Geçici 7. maddesi gereğince açılan, resen terkin edilmiş bulunan şirketin ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin yeniden ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörülmüştür. Buna göre, tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nın 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Bir diğer yol ise TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketlerin yeniden tescilidir. Buna göre asgari sermaye miktarına ulaşmayan, adres değişikliğini bildirmeyen şirketlerin re’sen kayıtlardan terkini halinde şirketin faal olması ve gerekli bazı koşulların da gerçekleşmesi halinde tekrar sicile kaydı mümkündür. İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Diğer durumda ise esasen şirket tasfiye sürecine girmediğinden ve tasfiye memuru da bulunmadığından davalı olarak bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi yeterlidir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre, anonim ve limited şirketler 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Somut olayda … Limited Şirketinin sicil kayıtlarından TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilmeyip, tasfiye sonucu terkin edildiği anlaşılmaktadır. Oysa davacı tarafından, dava dilekçesinde davalı olarak Ticaret Sicil Memurluğu gösterilerek ve şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edildiği ileri sürülerek dava açılmış, mahkemece de gerekçeli kararda şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edildiği kabulü ile yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf incelemesi kural olarak, taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılır. Ancak, kamu düzenine ilişkin hususlar istinaf mahkemesince resen incelenir. Yukarıdaki açıklamalarda belirtildiği üzere, Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olmakla birlikte, ihyası istenin şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği anlaşıldığından, şirketin tasfiye memuru veya varsa tasfiye kurulu yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğu ile birlikte zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Bu nedenle mahkemece davacıya süre verilerek, tasfiye memurlarına karşı dava açılması sağlanıp, açılan davanın iş bu dava ile birleştirilerek ve yasaya uygun şekilde taraf teşkili sağlanarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekecektir. Bu husus resen gözetilecek hususlardan olmakla, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 33,355 ve 353/1.a.6 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.