Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1980 E. 2021/1617 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1980
KARAR NO: 2021/1617
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2021/38 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati haciz ve geçici ödeme taleplerinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; taraflar arasında ticari alım satım ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda 25.02.2020 tarihli sipariş emrine ve proforma faturaya konu olan bir milyon adet “üç katlı lastikli beyaz renkli cerrahi/tıbbi maske” alımına yönelik sözleşme imzalandığını, satıcı davalı tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, müvekkilinin bir milyon maske için 442.500 Euro ödediğini, bir milyon maskeden 907.865 maskenin bedeli olan 403.495 Euro bedelden şimdilik 90.000 Euro ile eksik ve ayıplı ürünlerin piyasada kullanılmaması sonucu müvekkilin uğradığı kâr kaybı sebebi ile şimdilik 10.000 Euro tazminatın davalıdan tahsiline ve dava konusu alacağın tahsilinin temini amacıyla borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyat haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, anılan 22.125 Euro’nun TBK’nın 76. maddesi gereğince geçici olarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; … yetkilisinin satışa konu malları bizzat üretim sahasında kontrol ettiğini ve gönderilmesine onay verdiğini, davacı tarafın delil olarak sunduğu proforma faturadan da görüleceği üzere ürün bilgilerinde sadece üç katlı medikal maske ibaresi yer almakta olup, nevi bakımından özel bir spesifikasyon bilgisine (renk, ağırlık, kullanılan malzeme vb.) yer verilmediğini, aynı belgeden ürünlerin ex-works olarak gönderildiğinin anlaşıldığını, ürünlerin teslimi Türkiye sınırları içerisinde yapılmış kabul edileceğinden Fransa’da tutulan raporu delil olarak göstermek hukuki açıdan Incoterms kurallarına aykırılık teşkil edeceğini, malların kontrolü ve ilgili raporun tutulduğu yer davacı tarafın belirttiği gibi gümrük sahası sınırları içerisinde olmayıp bizzat davacı tarafın özel deposu olduğunu, subjektif bir kontrol süreci sonucu tutulan raporun delil gösterilerek iddia edilen vakıaların kabulünün mümkün olmadığını, medikal maske etiketi ile gönderilen bu ürünlerin sterilizasyon konusunda dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir sterilizasyon zorunluluğu ya da özel bir paketleme standartına tabi olmadığını, ürünlerin geç teslimi konusunda, ilgili tarihlerde ürünlerin ön ihracat iznine tabi olması neticesinde davacı tarafın durum hakkında bilgilendirilmiş olup kendilerinden bu konu hakkında onay alındığını, gecikme sebebiyle oluşan tüm maliyetlerin karşılandığını ve davacı tarafa herhangi bir şekilde yansıtılmadığını belirterek; davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesine talep etmiştir. Davacı vekili, 07.09.2021 tarihli dilekçesinde; 08.04.2020 tarihli ve 18.05.2020 tarihli elektronik posta ile 5.000 adet maskenin eksik şekilde gönderildiğini bu hususun mahkemenin 23.06.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da tespit edildiğini, sonuç olarak geçici ödeme niteliğinde 50.000 maske bedeli olan 22.125 Euro alacağının tahsili amacıyla davalının malvarlığı ve üçüncü kişilerdeki alacakları üzerine teminatsız ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, davacının geçici hukuki konuma talebini değerlendirdiği 08/09/2021 tarihli ara kararıyla; “… Davacının talebi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 v.d. maddeleri kapsamında ihtiyati haciz olarak ele alındığında; davalı tarafça gönderilmediği ikrar edildiği belirtilen 50.000 adet maske bedeli 22.150 Euro alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş ise de, mahkememizin 23/06/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da işaret edildiği üzere uyuşmazlık konusunun ‘gönderilen ürünlerin kısmen veya tamamen ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ürünlerin ve bedelin karşılıklı iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı…’ hususlarında toplandığı, gönderilmediği belirtilen maske bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği hususunun da uyuşmazlık konularından olup uyuşmazlığa konu ticari ilişkinin kül olarak incelenmesinin gerektiği, uyuşmazlık konusunun bu aşamada bölünerek ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, dosyadaki delil durumu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, alacak için ihtiyati haciz sebeplerinin oluşmadığı; davalı hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesi için davalının muayyen yerleşim yerinin olmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlandığı yahut kaçtığı ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğunun somut bir şekilde ortaya konularak ispatlanması gerektiği halde davalının muayyen yerleşim yerinin bulunduğu sabit olup davacı tarafından mallarını gizlemeye veya kaçırmaya çalışıldığı veya kendisinin kaçtığı / kaçmaya hazırlandığı ya da davacının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu yönünde somut iddia ortaya koyarak bu iddialarını ispatlar mahiyette delil sunmadığı, henüz dosyada delillerin tamamının toplanmadığı ve bilirkişi raporu alınmadığı, bu haliyle ihtiyati haciz açısından aranan yaklaşık ispat hususunun gerçekleşmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça TBK’nun 76.maddesi gereğince geçici ödeme talep edilmiştir. Geçici ödeme Borçlar Kanunun’nun 76. maddesinde, ‘Zarar gören iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği taktirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler,hükmedilen tazminattan mahsup edilir. Tazminata hükmedilmezse hakim davacının aldığı geçici ödemeleri,yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir’ şeklinde düzenlenmiş olup, bu aşamada delillerin toplanmadığı, davacının ekonomik durumunun geçici ödemeyi gerektirdiğine ilişkin kanıtlar sunulmadığı…” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz ve geçici ödeme taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davcı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkil tarafından davalıdan 1.000.000 adet ön ödemeli maske alımının yapıldığı dönemin, (sipariş tarihi 25.02.2020) bütün dünyanın ve özellikle de Avrupa kıtasının Covid-19 Pandemisi ile yeni temas ettiğini, maske arzının talebin çok altında kaldığını ve bu nedenle de maske fiyatlarının çok yüksek olduğunu, maske fiyatlarındaki bu değişim nedeniyle müvekkilin sipariş öncesinde bedelini peşin olarak ödemiş olduğu maskeleri satamadığını ve sonrasında düşen maske fiyatları nedeni ile de bu zararını tazmin edemediğini, müvekkilinin maske sipariş aldığı müşterilerine satarak kâr elde etmek amacıyla ön ödemeli şekilde peşin satın aldığı malların, kullanılamaz halde olması ve 50.000 adet maskenin eksik olması sebebi ile yapacağı ticari satışlar ve olası ekonomik kazançlarından da mahrum kaldığını, talep edilen 50.000 maske bedeli olan 22.125 Euro’ya ilişkin olarak taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığının mahkemece tespit edilmiş olduğunu, neticeten 50.000 adet maskenin uyuşmazlık kapsamı dışında olduğunun halihazırda imzalı ön inceleme tutanağı ve davalı ikrarı ile sabit hale gelmiş olup salt imzalı ön inceleme tutanağının dahi bu hususun ispatı niteliğinde olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve geçici hukuki koruma taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ticari satım sözleşmesi kapsamında davacı yana teslim edilen ürünlerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasıyla müspet zararın tazmini talebine ilişkindir. Esas hakkında açılan dava içinde ihtiyati haciz ve geçici ödeme talep edilmiş; ilk derece mahkemesince verilen ara kararla talep reddedilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz yasada düzenlenen geçici hukuki korumalardandır. İİK’nun 257. maddesi gereğince, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 258. maddesinde ise alacaklının, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecbur olduğu düzenlenmiştir. Satış sözleşmesine konu emtianın ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa alıcının ayıp nedeniyle herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı hususlarının her iki tarafın ileri sürdüğü iddia ve deliller kapsamında değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bağlamda, davacının tazminat kalemi altında bir alacağı olup olmadığı yargılama neticesi ortaya çıkacaktır. Dosya kapsamında davacının dayandığı her iki taraf arasındaki e-mail yazışmalarının davalının savunması ile birlikte değerlendirilmesinde eksik teslim iddiasının da ispata muhtaç olduğu, davalının davacının iddialarının aksi yönünde savunmalar ileri sürerek müvekkilinin akde aykırı bir davranışının olmadığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince ön inceleme zaptına geçirilen hususlarla, geçerliliği yargılama konusu olan e-mail yazışmalarının davalının eksik ifa olgusunu kabul etmiş sayılması yönünde yaklaşık ispat düzeyinde kanaate varmaya yeterli olmadığı sebepleriyle dosya kapsamındaki mevcut deliller itibariyle davacı alacağının ihtiyati hacze konu meblağ açısından yaklaşık olarak ispat edildiğinden söz edilemeyeceği, geçici ödeme niteliğindeki tedbir talebine ilişkin olarak da bahsedilen sebeplerden ötürü yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı ve gerekçesi hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3 ve İİK’nın 258/3.maddeleri uyarınca maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.12.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve 391/son ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince karar kesindir.