Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1977 E. 2021/1616 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1977
KARAR NO: 2021/1616
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/09/2021
NUMARASI: 2021/572 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptalı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, ara karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının maliki olduğu, “… Mah. … Cad. No: … … Apt. D: … Beyoğlu/İstanbul” adresinde yer alan bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazı, şirket ortaklarının / yetkililerinin kullanımına tahsis edilmek üzere satın almak istediğini, müvekkil şirket yetkililerinin, şirketin faaliyet gösterdiği mimari işler kapsamına da girmesi sebebiyle taşınmazın ihtiyaç duyduğu birtakım tamir ve tadilatı doğrudan kendilerinin gerçekleştirmek istediklerini, bu doğrultuda taşınmazı bizzat görmek üzere davalı-borçlu tarafından söz konusu taşınmazın satışı hususunda yetkilendirildiği belirtilen emlakçı … isimli şahıs ile irtibata geçerek taşınmazı gördüklerini, taşınmaza gittiklerinde bir hukuk bürosunun taşınmazda faaliyette bulunduğunu gördüklerini, davalı-borçlu ve emlakçısı tarafından müvekkili şirket yetkililerine 25.12.2020 tarihli “…” isimli yazının imzalatıldığını ve müvekkilinden 50.000-TL (Ellibin Türk Lirası) meblağındaki paranın tahsil edildiğini, mezkur taşınmazdaki mevcut kiracının müvekkil şirket yetkilileriyle iletişime geçtiğini ve taşınmazı tahliye etmeyeceğini ve tahliye taahhüdü vermeyeceğini kesin bir şekilde ifade ettiğini, davalı-borçlu tarafından aldatıldığını anlayan müvekkili şirket yetkililerinin 27.12.2020 tarihinde derhal, 25.12.2020 tarihli “…” isimli yazıyı düzenleyen, davalı-borçlunun emlakçısı … ile e-mail yoluyla iletişime geçmiş olduklarını ve mevcut kiracı ile bu sorun çözülmeden, taşınmazın satış işlemlerine geçilmeyeceğini tekraren açık bir dille ifade ettiklerini “…” isimli 25.12.2020 tarihli belgenin “ön sözleşme” niteliğinde olduğunu ve adi yazılı şekilde yapıldığını, başka deyişle bu yazı düzenlenirken, taraflar arasında ileride akdedilmesi planlanan taşınmaz satış / taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin şekil şartlarına uyulmadığını, geçersiz olduğunu, ayrıca belgenin tümüyle TBK uyarınca genel işlem koşullarından ibaret olması nedeniyle de geçersiz sayılması gerektiğini, ödemenin geri tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayıla ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, davaya konu icra takibinin devamına, davalı-borçlu aleyhine takibe konu olan asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, müvekkil şirketin davalı-borçludan olan alacağı İİK’nın 257/1.maddesinde yazılı tüm şartları sağladığından ve müvekkil şirketin huzurdaki davaya konu alacağını kötü niyetli davalı-borçludan tahsil edememe tehlikesi bulunduğundan, müvekkil şirketin alacağının güvence altına alınması için yeterli miktarda haczi kabil mal ve hakkın ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; satım konusu dairenin kiracısının taşınmazı tahliye edeceğine ilişkin bir taahhütte bulunmadıklarını, tam aksini taşınmaz içindeki kiracı ile alıcının muhatap olacağının ve satış dışı girişimlerin de alıcı tarafından yürütüleceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında olağan hayat koşullarına uygun şekilde cayma akçesine yönelik düzenleme yapıldığnı, kaldı ki ortada likit bir alacaktan da bahsedilemeyeceğini ve davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu belirterek, davanın reddine, %20 oranından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARI İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 06.09.2021 tarihli ara kararıyla; “…Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan değerlendirme sonunda(Ay. M.141); alacağın varlığı ve miktarı hususu yargılamayı gerektirdiği bu nedenle ihtiyati haczin verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmediği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamış ve ihtiyati haczin yasal koşullarının mevcut olmasına rağmen talebin reddine dair verilen ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinafa konu ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içerisinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, 50 bin TL toplam alacağın talep edildiği, borç sebebi olarak … bankasının 25.12.2020 tarihli dekontun da yazılı olduğu Kartal … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarı ile borçluya iadesi ihtar edilen 50 bin TL tutarındaki sebepsiz zenginleşme bedelinin iadesi hususunun gösterildiği anlaşılmaktadır. İtiraz eden vekili icra dosyasında itirazında; müvekkilinin maliki bulunduğu meskenin emlak komisyoncusu vasıtasıyla satışa çıkartıldığını, alacaklının söz konusu daireyi almak istediği satış bedelinde ve kapora miktarında mutabakata varıldığını, alacaklının satıştan önce kiracıyı tahliye edemediğini bu sebeple alıcının daireyi satın almaktan vazgeçtiğini belirterek, ortada alacaklıdan haksız yere alınmış bir para olmadığı dolayısıyla sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığından bahisle takip konusu borca ve faize itiraz etmiştir. 18.12.202 tarihli ”Satılık gayrimenkul yer gösterme formu” isimli belgede, az yukarıda bahsi geçen taşınmaz bilgileri yer almakta olup gayrimenkul satış fiyatının 2200.000 TL olarak belirlendiği, gayrimenkulü gören sıfatıyla …’ün isim ve imzasına yer verildiği görülmektedir. Yine taşınmazı gösteren …, … danışmanıdır. Dosya içerisindeki gayrimenkul satın alma teklif mektubunu … tarafından imzalandığı, belgenin içeriğinden … mah. … cad. No:… Beyoğlu/İstanbul … ada … parselde yer alan … nolu bağımsız bölümün … yetkilileri tarafından …’e gösterildiği, gayrimenkulün sahibinin …’nın olduğu söz konusu gayrimenkul için 1.830,000 TL tutarını ödemeyi …’ün kabul ettiği, belge tarihinin 23.12.2020 olduğu görülmektedir. Dosya içerisinde 25.12.2020 tarihli ”…” isimli belgenin incelenmesinde; satıcının …, alıcının … olduğu, … mahallesi … cad.no:… …Beyoğlu/İstanbul adresindeki bağımsız bölümün satışı için yapıldığı, tarafların belirtilen taşınmazın satış bedelinin 1.830.000 TL olduğu konusunda anlaştıkları ve 50 bin TL cayma akçesi verildiği, satış bedelinin en geç 15.01.2021 tarihine kadar ödenmesi gerektiği, alıcının bu tarihe kadar sözleşme yapmaktan vazgeçmesi durumunda ödemiş olduğu cayma akçesinin satıcıdan geri ödenmesini talep etmeyeceği hususları kararlaştırılmıştır. … bankasına ait dekont çıktısında, … hesabına … tarafından kapora ödemesine ilişkin 50 bin TL yatırılmış olduğu görülmektedir. 30 Aralık 2020 tarihli ihtarnamede ise …’ın, … muhatap gösterdiği, ihtarname konusunun 25.12.2020 tarihli cayma akçesi başlıklı kapora aktinin bağlı olduğu satıştan vazgeçilip geçilmediği hususunda cevap verilmesine ilişkin yazıldığı anlaşılmaktadır. Kartal … Noterliğinin 4 Ocak 2021 tarihli ihtarnamesinde ise ihtar edenin …, muhatabın ise … olduğu, az yukarıda bahsi geçen ihtarnameye cevap niteliğinde gönderildiği, taraflar arasında … adı altında imzalanan belgenin hiçbir hukuki dayanağı olmadığı, geçersiz sözleşmede yer alan cayma parasının bir bağlayıcılığı olmadığından ihtar edenden tahsil edilen 50 bin TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiği hususunun ihtaren bildirildiği görülmüştür. Dosya kapsamına ve davalı savunmalarına göre hukuki ihtilaf, alacaklı …’nın bahsi geçen cayma akçesi adı altında düzenlenme bulan sözleşmede yer alan tutarı davalı borçludan geri alma hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosyanın açıklanan bu kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin adi yazılı olup takibe konu tutarın davalıya banka havalesi yoluyla gönderildiği, daha sonra resmi satışın gerçekleşmediği dikkate alındığında, ara karar tarihi itibariyle İİK’nın 258. maddesindeki alacağın varlığına ve miktarına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakta olup ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 06.09.2021 tarihli ara kararının kaldırılarak, Dairemizce ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 ve 258/3. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verdiği 06.09.2021 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalı borçlunun 50.000,00 TL alacağı karşılamaya yeter miktardaki haczi kabil menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 7.500,00 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-Davacı vekili tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 5-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu sırasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.