Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/197 E. 2021/795 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/197
KARAR NO: 2021/795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2019/207 2020/511
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı asil dava dilekçesinde özetle; terkin edilen ve ihyasını talep ettiği … A.Ş. Şirketin pay sahibi ve ayzı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirketin 18/10/1986 tarihinde tescil edildiğini, TTK’nın ilgili hükümleri gereğince son 5 yıl olağan genel kurul yapılmaması nedeniyle münfesiht olarak 09/10/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksız olduğunu, somut davalarında şirketin vergi kayıtları devam etmekte olup esasen tüm beyannamelerinin verildiğinin, işbu nedenlerle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil nosuna kayıtlı … A.Ş’nin tüzel kişiliğinin ihyasını, doğacak masraf ile ücreti vekaletin davalı uhdesine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili savunmasında özetle; müvekkili İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Türk Ticaret Kanunu m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, dava konusu olayda da, Ticaret Sicil Müdürlüğü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici 7. maddesi ile “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliği” hükümleri kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkilinin, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili davanın açılmasına sebep olmamış, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını,açıklanan nedenlerle; müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 24/09/2020 tarihli, 2019/207 Esas – 2020/511 Karar sayılı kararında, “…Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı ihya talep etmiş ise de ihyası talep edilen şirketin son 5 yılda olağan genel kurul yapılmadığından münfesih sayılarak 09.10.2014 tarihinde Geçici 7. Maddeye istinaden terkin edilmiş olduğu, şirketin üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz malvarlığının bulunmadığı, terkin edilen alan adının şirketin ihyası için geçerli bir neden teşkil etmeyeceği anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle ihya talebinin …” reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: TTK geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin olan şirkete tahsisli … com.tr alan adının şirkete ait bir değer olup, malvarlığı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, buna göre malvarlığı bulunan ve vergi beyannamesi veren şirketin resen terkini nedeniyle ihya davasının kabul edilmesi gerektiğini, mahkemenin şirketin mal varlığı bulunmadığı gerekçesinin doğru olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava TTK geçici 7. Maddesi ile resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı ve kayıtlarıyla ihyası istenilen limited şirketin, 09.10.2014 tarihinde, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden kaydının silindiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır. Davacı vekilince TTK geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin olan şirkete tahsisli …. com.tr alan adının şirkete ait bir değer olup, malvarlığı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, buna göre malvarlığı bulunan ve vergi beyannamesi veren şirketin resen terkini nedeniyle ihya davasının kabul edilmesi gerektiğini, mahkemenin şirketin mal varlığı bulunmadığı gerekçesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Terkin olan şirketin adına kayıtlı robotics. com.tr alan adının, terkin olan şirket üzerindeki tahsisinin dava tarihi olan 06.02.2019 tarihinden önce 04.02.2019 tarihinde kaldırılmış olduğu ihbar olunan … Rektörlüğünün 27.05.2019 tarihli dilekçe içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı yan yukarıdaki yer verilen yasal düzenleme kapsamında terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir sebep ve delil ileri sürmediği gibi, TTK geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin olan şirketin adına kayıtlı robotics. com.tr alan adının, terkin olan şirket üzerindeki tahsisinin dava tarihi itibariyle kaldırılmış olduğu da gözetildiğinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL istinaf harcının davalıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.