Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1936 E. 2021/1612 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1936
KARAR NO: 2021/1612
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/07/2021
NUMARASI: 2021/206 D.İş. – 2021/209 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin sadece asıl borçlu yönünden kabulüne, kefiller yönünden reddine dair karara karşı, alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesi kapsamında muaccel olan alacağını alabilmesi için borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 27.07.2021 tarihli kararıyla; “…Talep genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin olup, … Limited Şirketi – (VKN: …) asıl borçlu, diğer taraflar ise kredi sözleşmesinin müteselsil kefilidir..TBK’nın 586. Maddesine göre alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden müteselsil kefili takip edebilmesi için asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Asıl borçlu yönünden kredi sözleşmesinden doğan borçların muaccel olabilmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Bu nedenle İİK’nın 257. Maddesi kapsamında asıl borçlu olan … Limited Şirketi yönünden vadesi gelmiş, rehinle temin edilmemiş ve yaklaşık olarak varlığı dosyaya ibraz edilen kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnameleri ve sair belge ispatlanan bir para alacağı mevcut olduğundan ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak müteselsil kefillerin kredi borcundan dolayı takip edilebilmesi için asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması gerekir. Dosyaya sunulan kredi sözleşmesinde asıl borçlunun adresi ‘… Mah. … Sk. No:… Merter İstanbul ” olarak gösterilmiş olup, kat ihtarı ise ‘… Mah. … Sk. … iş Merkezi No:… Güngören İstanbul” adresine tebliğe çıkarılmış, tebligat parçasına göre borçlunun adresten ayrılmış olduğu şerhi ile bila tebliğ iade edilmiştir. Buna göre hesap kat ihtarı asıl borçlunun kredi sözleşmesinde belirtilen adresinden farklı bir adrese tebliğe çıkarıldığından ve ihtarname tebliğ edilemediğinden TBK’nın 586. Maddesinde öngörülen müteselsil kefillerin takibi için gerekli olan asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması şartı gerçekleşmemiş olup, asıl borçlunun açıkça ödeme güçüzlüğü içinde bulunduğuna ilişkin dosya içine herhangi bir belge ve bilgi sunulmamıştır. Buna göre asıl borçlunun takibinden önce mütesilsil kefillerin takibi şartlarının gerçekleştiği yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. İhtiyati haciz talep edenin müteselsil kefillere yönelik ihtiyati haciz talebi yerinde değildir. Sonuç itibariyle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ihtiyati haciz için aranan İ.İ.K.nun 257. maddesindeki yasal şartların asıl borçlu … Ticaret Limited Şirketi yönünden gerçekleştiği, diğerleri yönünden asıl borçluya çıkartılan kat ihtarı sözleşmesindeki adresten farklı adrese çıkartılarak bila ikmal tebliğ olduğu için TBK 586.maddesindeki müteselsil kefillerin takibi için ihtarın sonuçsuz kalması şartı gerçekleşmediğinden ve asıl borçlunun açıkça ödeme güçüzlüğü içinde bulunduğu yönünde delil bulunmadığından …” gerekçesiyle; talebin kısmen kabulü ile borçlu … Limited Şirketi yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne, diğer borçlular yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, alacaklı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve hesap kat ihtarnamesinin firmanın o tarihteki güncel ticaret sicil adresine gönderildiğini, kredi borçlusu … adına alınan ihtiyati haciz kararının Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, yapılan sorgulamada firma adına kayıtlı araç ve taşınmaz tespit edilmediğini, firma adına kayıtlı adreslerde borçlu ve borçlu adına haczi kabil malvarlığı tespit edilmediğini, sorgulama sonuçları ve haciz tutanaklarının dilekçenin ekinde sunulduğunu, TBK’nın 586. maddesi doğrultusunda kredi borçlusu firmanın ödeme güclüğü içerisinde olduğunu, müteselsil kefiller yönünden TBK’nın 586.maddesinin aradığı koşulların oluştuğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin, kefiller hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve tüm borçlular hakkında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 258/3. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz talebinin reddi kararının istinafına ilişkindir. Alacaklı banka vekilince asıl borçlu şirkete genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan ancak geri ödenmediği ileri sürelen kredi alacağının tahsili için hem asıl borçlu hem de müteselsil kefiller aleyhine ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile talep asıl borçlu açısından kabul edilip müteselsil kefiller açısından reddedilmiştir. Kefiller hakkındaki ret kararına karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiştir. Somut olayda, alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen …, …, …, …’ın müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmelerini imzaladığı görülmüştür. İhtiyati hacze dayanak 12.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin 3.000.000,00 TL limitli olduğu, kefalet limitinin de 3.000.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. UYAP ortamında bulunan hesap kat ihtarı ve tebliğ belgelerinin incelenmesinde; alacaklı bankaca, kredi borcunun ödenmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 30.06.2021 tarih ve … yevmiye nolu kat ihtarıyla hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefillere tebligat gönderildiği, asıl borçlu adına gönderilen tebligatın kredi sözleşmesinde yer alan adresten başka bir adrese gönderildiği, tebligatın iade olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 117. maddesi gereğince kural olarak muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. İİK’nın 68/b maddesi ile genel kredi sözleşmesinin asıl borçluları yönünden düzenleme yapılmıştır. Yasa maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden on beş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir; ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz ise de asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Sunulu belgelerde, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirkete, kredi sözleşmesinde yer alan adresinden farklı bir adrese kat ihtarının gönderildiği, dosya içerisinde asıl borçlunun adres değiştirerek bu değişikliği noter kanalı ile kredi kullandıran bankaya bildirmiş olduğu yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre TBK’nın 586. ve İİK’nın 257. maddeleri uyarınca asıl borçlu açısından ihtiyati haciz isteminin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mevcut durumda İİK’nın 68/b ve sözleşme hükmü uyarınca, asıl borçluya kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması mümkün olmadığından, TBK’nın 586 ve İİK’nın 257. maddeleri uyarınca müteselsil kefiller açısından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, mahkemenin ihtiyati haciz talebinin kefiller yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alacaklı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.