Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1913 E. 2021/1497 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1913
KARAR NO: 2021/1497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.02.2021
NUMARASI: 2020/472 Esas – 2021/136 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki ihya davasının ilk derece mahkemeseince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş oyan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiyesi sona erdiğinden bahisle 29.12.2018 tarihinde sicilden terkin edildiği, sicilden terkin edilen bu şirket hakkında davacı tarafça şirketin stoklarına 311, 3968, 14353 ve 12979 sayılı Serbest Bölge İşlem Formları ile alınan eşyaların 4649, 14550 ve 13277 sayılı Serbest Bölge İşlem Formları ile Serbest Bölge’den çıkışının yapıldığı beyan edilmesine rağmen söz konusu Serbest Bölge İşlem Formlarının İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü – Erenköy Gümrük Müdürlüğünün SBİF tescil excel listesinde yer almadığı, söz konusu SBİF üzerinde yazılı beyanname bilgilerinin BİLGE Sisteminde yapılan incelenmesinde rastlanmadığı, ayrıca muhafaza kapı çıkış kaybı olmadığı, dolayısıyla transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda olmayan eşyanın rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinden çıkarıldığı tespit edilerek ithalat vergilerine tabi eşyaların 4458 sayılı Kanun’a aykırı şekilde Türkiye Gümrük Bölgesi’ne girdiği anlaşıldığından bahisle firma adına 26.04.2019 tarihinde … sayılı ek tahakkuk kararının düzenlendiği gerekçcesiyle, işbu karara konu edilen alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesi kapsamında tahsil edilebilmesi için Şirket’in ihyasına karar verilmesini ve tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile “…Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 29/12/2018 tarihinde sicilden terkin edilen ‘Tasfiye Halinde … LİMİTED ŞİRKETİ’ ’nin şirketin stoklarına 311, 3968, 14353 ve 12979 sayılı Serbest Bölge İşlem Formları ile alınan eşyaların 4649, 14550 ve 13277 sayılı Serbest Bölge İşlem Formları ile Serbest Bölge’den çıkışının yapıldığı beyan edilmesine rağmen söz konusu Serbest Bölge İşlem Formlarının İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü – Erenköy Gümrük Müdürlüğü’nün SBİF tescil excel listesinde yer almadığı, söz konusu SBİF üzerinde yazılı beyanname bilgilerinin BİLGE Sisteminde yapılan incelenmesinde rastlanmadığı, ayrıca muhafaza kapı çıkış kaybı olmadığı, dolayısıyla transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda olmayan eşyanın rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinden çıkarıldığı tespit edilerek ithalat vergilerine tabi eşyaların 4458 sayılı kanuna aykırı şekilde Türkiye Gümrük Bölgesi’ne girdiği anlaşıldığından bahisle firma adına düzenlenen 26.04.2019 tarihinli … sayılı ek tahakkuk kararı ve işbu karara konu edilen alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 54. Maddesi kapsamında tahsili ile ilgili tüm işlemlerin yapılabilmesi için ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, 2.Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline , bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, 3-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına 4-Davanın mahiyeti gereği davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, 5-İhya istemine konu edilen ve davacı idare tarafından düzenlenen 24/06/2019 Tarihli … sayılı ek tahakkuk kararının gerek düzenleniş tarihi gerekse tasfiye memuruna tebliğ edildiği 24/06/2019 tarih nazara alındığında işbu davanın açılmasına tasfiye memuru sebebiyet vermediği anlaşıldığından davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına 6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemek ve aleyhe yorumlanmamak kaydıyla, mahkeme tarafından, kendisine dava dilekçesi, tensip zaptı vs. hiçbir evrak tebliğ edilmediğini, buna göre yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu, bu sebeple savunma hakkının kısıtlandığını, Davacı İstanbul Deri Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü tarafından kendisine borç bildirimi gönderildiğini, iş bu borç bildirimine itiraz edildiğini, ancak davacı tarafından iş bu itirazın kabul edilmeyerek ekte sundukları cevabı yazı ile ödeme emri gönderildiğini, bu ödeme emrinin açıklamalar kısmı incelendiğinde “… Ltd. Şti.’nin tasfiyesinin sona erdiği 29.12.2018 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin olması sebebiyle alacağın şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığını, ancak tarafınca davacıya herhangi bir borç bulunmadığından itiraz edilerek ödeme emrinin iptali için dava açıldığını, İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 2019/2570 Esas ve 2020/1489 karar nolu 14.07.2020 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesinin 2020/8513 Esas ve 2021/5450 karar nolu 29.06.2021 tarihli kararı ile de kararın onanarak kesinleştiğini,
Kendisinin herhangi bir borcu olmamasına ve borca sebebiyet verecek hiç bir eylemi söz konusu olmaması nedeniyle mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Tarafınca tasfiyenin usule uygun şekilde gerçekleştirildiğini, iş bu davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı tasfiye memuru tarafından yargılama aşamasında kendisine tebligat yapılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürerek karar istinaf edilmiştir. Davalı tasfiye memuruna tensip zaptı uyarınca dava dilekçesinde bildirilen adresine TK’nun 21. maddesi uyarınca tebligat çıkarılmış, dosyadaki tebligat mazbata örneğinden tebligatın yapıldığı anlaşılmıştır. Kaldı ki aynı şekilde ve aynı adrese mahkemece gerekçeli kararın tebligatı da yapılmış, davalı tarafından iş bu tebligattan muttali olunarak, karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Buna göre davalı tasfiye memurunun kendisine tebligat yapılmaksızın ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılama yapıldığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 29/12/2018 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde, terkin edilen şirketin stoklarına alınan bir kısım malların Serbest Bölge İşlem Formları ile Serbest Bölgeden çıkışının yapıldığı beyan edilmesine rağmen söz konusu serbest bölge işlem formlarının Gümrük Müdürlüğünün serbest bölge işlem formları tescil excel listesinde yer almadığından bahisle ihyası istenilen şirket hakkında 4458 sayılı Kanun uyarınca ek tahakkuk kararı düzenlendiğinden bahisle bu karara konu edilen alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 54. maddesi kapsamında tahsilinin sağlanması yönünde işlemler yapılabilmesi için şirketin ihyasına ve şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Siciline tescili talep edilmiştir. Davacı tarafından 6183 sayılı Kanun uyarınca terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararın infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547. maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Davalının, 6183 sayılı Kanun uyarınca davacıya borcun bulunmadığnın vergi mahkemesi kararları ile kesinleştiği, kaldı ki terkin olan şirketle ilgili kamu alacağına ilişkin talebin zamanaşımına uğradığına ilişkin iddiaları, ihya davasının konusu olmayıp bu iddialarıyla birlikte zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin iddia ve savunmalarının 6183 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafından açılacak davalar kapsamında savunma olarak ileri sürülmesi halinde değerlendirilebileceği anlaşıldığından, davalının tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.