Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1804 E. 2021/1511 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1804
KARAR NO: 2021/1511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15.03.2021
NUMARASI: 2020/414 Esas – 2021/199 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile; Kayyım Bürosu Başkanlığı’na olan borcundan dolayı … Ltd.Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirketin İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında tasfiye ile sicil kaydının kapandığı ve mersis kayıtlarında terkin gerçekleştiginin anlaşıldığını, hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebildiklerini, yapılan usulsüz sicilden terkin nedeniyle idarenin ciddi miktardaki alacağının konu edildiği dava ve hakların hukuka aykırı olacak şekilde haksız ve kabul edilemeyecek bir süreçle karşı karşıya bırakıldığını, davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibine devam edilebilmesi için HMK’nın 52 ve 54. maddeleri hükmünün verine getirilmesine gerek kalmaksızın şirket tüzel kişiliğinin ihyasının gerektiğini belirterek, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Ltd.Şti. unvanlı şirketi sicil kaydının ihyasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Tasfiye Memuru … vekili, cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yazılı yargılama usulüne göre görülmesi gerektiğini, davalı olarak gösterilen şirketin ticaret sicilinden terkini gerçekleşmiş olup tüzel kişiliğinin sona erdiğini, bu sebeple şirketin taraf ehliyeti bulunmadığını, HMK’nın 52 ve 54. maddelerinin “Tarafların Ehliyeti” başlığı altında düzenlenmiş olup taraf ehliyetinin aynı sayılı HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartları arasında sayıldığını, davalı sıfatı ile husumet yöneltilmiş olan … Ltd. Şti.’nin İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında tasfiye ile şirket sicil kaydının silinmiş olması nedeni ile terkin işleminin gerçekleşmesi sebebiyle taraf ehliyeti bulunmamakla davanın usulen reddi gerektiğini, davacı tarafa süre verilerek HMK’nın 52 ve 54. maddeleri çerçevesinde işlem yapmasına karar verilmesini, müvekkil tarafından taraflarına bildirildiği üzere tasfiye işlemlerini usule uygun şekilde gerçekleştirdiğini belirterek, öncelikle yargılamanın yazılı yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilmesini ve yapılacak yargılama sonucunda davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyadaki bilgi ve belgelerden şirketin merkezinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunduğu, dava açanın 547. maddesinde öngörüldüğü şekilde alacaklı olduğu ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu, yine açılan davada terkin edilen şirket adına İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ve akabindeki işlemlerden dolayı ek tasfiye gerektiği anlaşılmakla, bu işlemlerin yapılabilmesi için davacının davasının ticaret sicil müdürlüğü ve tasfiye memuruna yönelik davasının kabulüne ve 6102 sayılı yasanın 547/2. Maddesi uyarınca davacı son tasfiye memurunun da şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına ve kararın Ticaret Sicil’de tescil ve ilanına, işin niteliği gereği ücret takdirine yer olmadığına ve ayrıca davanın açılmasında davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda sorumlu tutulamayacağına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davalı kılınan … Limited Şirketi yönünden, bu davalının ihyası istenilen (sicilden terkin edilmiş olan) şirket olması sebebiyle davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan…” gerekçesiyle; davalı kılınan … LİMİTED ŞİRKETİ yönünden davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine, davacının diğer davalılara yönelik davasının kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … numarasında kayıtlı iken sicil kaydı terkin edilmiş olan … LİMİTED ŞİRKETİ’nin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına ve akabindeki işlemlere hasreten ihyasına, tasfiye memuru olarak şirketin son tasfiye memuru olan …’nün atanmasına, işin mahiyeti gereği tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın yazılı yargılama usulüne göre görülmesi gerektiğini, davacı tarafından yasal sürede davalı müvekkiline başvuru yapılmadığını, Tasfiye işlemlerinin usulsüz olduğu iddiası gerçeği yansıtmamakta olup ek tasfiye şartları oluşmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, Kararın gerekçesinde, tahdidi olarak sayılan şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıkça belirtilmesi ve şartların tümünün gerçekleşmesi halinde ek tasfiye kararı verilmesi gerektiğini, ancak gerekçeli kararda şartların hiçbirine değinilmemiş olup, sadece soyut mevzuat açıklamalarına yer verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan şirketin, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası yönünden takip alacaklısı olan davacı tarafından, tasfiyenin kapatılması sonucu terkin edilmiş olan şirket aleyhine dava açıldığı anlaşılmıştır.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin 23.05.2019 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, şirketin tasfiye memurunun … olduğu görülmüştür. TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye sonucu sicilden terkin olmuş şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, derdest olan bu icra takibinde işlemlerin yapılmasının sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunduğu anlaşılmaktadır. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Bu nedenle tasfiye memuru vekilinin, davacı tarafından yasal sürede davalı müvekkiline başvurulmadığından, tasfiyenin usule uygun yapılmış olmasından dolayı davanın reddi gerektiği yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Dava ihya davası olup, mahkemenin gerekçeli kararında işaret edilen HGK kararı ışığında basit usulde görülebilecek davalardan olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin yargılamanın yazılı usule göre yürütülmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.