Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1798 E. 2021/1505 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1798
KARAR NO: 2021/1505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07.07.2021
NUMARASI: 2021/145 Esas – 2021/547 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında gıda ürünleri alım satımına dayanan bir ticari ilişki mevcut olduğunu, davalının vadesi geçmiş 256.954,12 TL borcu için İstanbul … İcra Dairesi … esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve aleyhindeki takibi durdurduğunu, takibin devamı için işbu itirazın iptali davasının açılması zarureti hasıl olduğunu belirterek; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerini davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacı firmaya ödemesi gereken herhangi bir borcu bulunmamakta olup, işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, müvekkili ile davacı firma arasında gıda ürünü tedarikine (satınalmaya) yönelik olarak süreklilik arz eden, dört yılı aşkın süredir kesintisiz şekilde devam eden ticari faaliyet bulunduğunu, müvekkili şirketin ülkenin hemen her yerinde çok sayıda satış noktası bulunduğundan ve iş hacmi çok geniş olduğundan, bu ticari ilişki çerçevesinde sürekli ve düzenli olarak her hafta en az bir defa davacı firmaya düzenli şekilde mal siparişleri verdiğini, bu firmadan sürekli ve düzenli şekilde ürün satın aldığını, böylece davacı firmanın müvekkili şirket nezdine devamlı olarak alacakları olduğunu, devamlılık arz eden bu mal satınalma işlemleri kapsamında Müvekkil şirketin cari kaydına davacı firmanın satış bedeli faturalarının hemen her gün işlendiğini ve faturaların ödeme vadeleri geldikçe de düzenli olarak bu firmaya ödemeler yapıldığını, taraflar arasında bu mal alım satımı işlemleri devam etmekte iken davacı firmanın müvekkil şirket nezdindeki alacaklarının haczine yönelik olarak müvekkiline 10.05.2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı haciz ihbarnamesinin hemen sonrasında ise 13.05.2019 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı haciz ihbarnamesi ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı haciz ihbarnamesinin müvekkilinine 24.05.2019 tarihinden önceki tarihlerde tebliğ edilmiş olduğundan, sözkonusu tedbir kararının bu haciz ihbarnamelerine konu haciz işlemlerinin durmasını veya kaldırılmasını sağlamadığını, anılan haciz ihbarnamelerine konu hacizlerin halihazırda geçerli olduğunu, hacizlerin durdurulmasına yönelik tedbir kararının (mühlet kararının) kapsamına dahil olmadığını, bu anlamda da haciz ihbarnamelerinin müvekkiline tebliğ edildiği tarihler itibarıyla doğmuş olan ve fakat vadesi beklenen hak ve alacakların da haczedilmiş olması ve sözkonusu haciz ihbarnamelerinin müstakbel alacakları da kapsaması sebebiyle davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirterek; haksız davanın reddine, takip konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizin işbu dosyasında tensip zaptı ara kararı ile davacıya; arabuluculuk son tutanağı aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, tensip zaptının davacı vekiline 24/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslı veya onaylı suretinin sunulmadığı anlaşılmakla, davacı tarafça dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmadığı ve zorunlu dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 20.06.2019 tarih, 2019/1038 Es. ve 2019/869 K. sayılı ilamında ‘…TTK 5/A maddesi 1. fıkrasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olarak düzenlendiği, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı ve arabulucuya başvuru şartı mahiyeti gereği sonradan tamamlanamayan özel dava şartlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece verilen dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı usul ve yasaya uygun olmakla … ‘ yönünde karar vermiştir. 6325 sayılı yasanın 18/A Maddesi- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.) ‘(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) …Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.’ HMK 138(1) madde; ‘Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir…’ belirtilen istinaf kararı ve kanun maddeleri uyarınca dosya üzerinden 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan….” gerekçesiyle, davanın usulden reddine ve kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tarifede belirlenen ücretin yarısı olan 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince vekalet ücretine ilişkin verilen hükmün Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğunu, maktu avukatlık ücretinin tamamına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış bir itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına yazılı gerkçe ile 2.040,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesinde, davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde, tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere 3. kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmedileceği belirtilmiştir. Ön inceleme tutanağı tanzim edilmeden önce bu kararın verilmesi halinde ücretin yarısına hükmedileceğine dair bir düzenleme yoktur. Ücretin yarısına hükmedilecek haller birinci fıkrada sayılan haller olup davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi halinde uygulanacak ikinci fıkrada böyle bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Somut olayda da davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğine göre, davalı lehine 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yarı oranında 2.040,00 TL vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, dava hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, 2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 2.934,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.875,29 TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana / vekiline iadesine, 3-Davalı, davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, 5-Yatırılan avanstan artan bakiyelerin, karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine, 6-İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 162,10 TL başvuru harcı gideri ile 23,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 185,60 TL istinaf giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinafa konu vekalet ücretinin değerine göre karar kesindir.