Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1729 E. 2021/1508 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1729
KARAR NO: 2021/1508
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16.06.2021
NUMARASI: 2021/216 Esas – 2021/795 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi ve ortağı olduğu dava dışı … Limited Şirketi’nin 18/02/2015 tarihinde davalı sicil müdürlüğü tarafından resen terkin edildiğini, resen terkin işleminin müvekkiline tebligat ile bildirilmediğini, davalı tarafından yapılan resen terkin işleminin usulsüz olduğunu belirterek, sicilden resen terkin edilen dava dışı şirketin ihyasına ve yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK’nın 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddeleri çerçevesinde işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığını, şirketin adresinin ve durumunun tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silindiğini, bu nedenle resen terkin edildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığı için yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davalı … Sicil Müdürlüğüne mahkemece yazılan yazıya verilen cevap ve eklerinde TTK’nın geçici 7. maddesine göre Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanan genel ilan dışında, şirket yöneticilerine ihtarat çıkarttığına ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Buna göre davalı tarafından, ihyası istenen şirket yöneticileri adına çıkartılan bir tebligatın bulunduğu kanıtlanmamış olmakla, davalının yukarıda bahsi geçen mevzuata ilişkin yasal yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemiş olması sebebiyle, davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı sicil müdürlüğünün cevap dilekçesinde, davanın beş yıl içinde açılmamış olması sebebiyle reddedilmesi gerektiği savunması, terkin işleminin geçici 7. maddeye uygun yapılmamış olması sebebiyle somut olaya tatbiki mümkün değildir. İhyasına karar verilen şirket, resen terkin edilmiş olduğundan ve ayrıca ihya talebinin sonucuna göre de tasfiye memurunca yapılacak bir tasfiye işlemi söz konusu olmadığından tasfiye memuru atanmasına gerek olmamıştır. Davalı … sicil müdürlüğü davanın açılmasına, usulsüz terkin işlemi ile sebep olduğundan ve hakkında açılan dava kabul edildiğinden,(davalı ilk celse açılan davayı da kabul etmediğinden) HMK’nın 326/1 maddesine göre yargılama giderlerinden sorumludur. (Y, 11 HD, 2020/1346 E, 3258 K, İst. Bam, 13 HD, 2018/1684 E,2020/339 K) ” gerekçesiyle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilmiş olan … Limited Şirketi’nin ihyasına, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, yargılama giderlerinin ve bu kapsamda avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili kurumun terkin işlemini mevzuata uygun yapmış olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, yargılama giderlerinden davanın açılmasına neden olan şirket yetkililerinin sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğunu, Yargıtay emsal içtihadının da bu yönde olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini, her halükarda davanın açılmasına neden olmayan müvekkili aleyhine yüklenen yargılama giderlerine ve vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılarak, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile şirketin ihyasına, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tarafından, yasal süresi içinde, yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü müzekkere cevabı ve kayıtlarına göre; ihyası istenilen şirketin 18/02/2015 tarihinde, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiği anlaşılmaktadır. TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır. İhyası istenen şirketin 18/02/2015 tarihinde resen terkinine karar verilmiştir. Davalı … sicil müdürlüğünce TTK’nın geçici 7. maddesine göre resen terkin işlemi yapılırken, aynı maddenin 4. fıkrasında belirtildiği şekilde şirket yetkilisine usulüne uygun tebligat yapıldığı ispatlanamamıştır. Dolayısıyla terkin işleminin yasaya aykırı şekilde yapıldığının kabulü gerekir. İhya davasının açılmasına davalı … sicil müdürlüğü yasaya aykırı yaptığı resen terkin işlemi ile sebebiyet verdiğinden, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.