Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1725 E. 2021/1495 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1725
KARAR NO: 2021/1495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/02/2021
NUMARASI: 2019/957 Esas – 2021/98 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemeseince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirketin teknolojik araçlara teknik servis hizmeti verdiğini, müvekkil şirketin … Mah. … Yol … Sit. No:… Kartal/İstanbul adresinde bulunan şirket merkezine dahil olan depoda 27/11/2019 tarihinde saat 05:48 sıralarında kimliği meçhul failler tarafından hırsızlık eylemi meydana geldiğini, hırsızlık eyleminin gerçekleştiği deponun güvenliğini sağlayan güvenlik görevlilerince fark edildiğini, faillerin televizyon yedek parçaları ve 6 koli içerisinde yer alan toplam 3.000 adet boş ve kullanılmamış bulunan sevk irsaliyesinin çalarak kaçtığını, hırsızlık eyleminin gerçekleşmesinde müvekkil şirket’e atfedildiğini, herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkil şirketin basiretli bir tacir olduğunu, şirket merkezine ve ona dahil olan deponun korunması amacı ile dış demir kapılarının zincirlenmesi ve kilitlenmesi deponun 24 saat kamera ve alarm sistemleri ile denetlenmesi ve şirket merkezinde görev almak üzere güvenlik görevlileri çalıştırılması gibi birçok önlem aldığını, müvekkil şirkete ait sevk irsaliyelerinin zayi olduğunu zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Somut olayda faturanın kaybolması için kanunda sayılan ve buna benzer hiçbir sebebe dayanılmamış olduğu, kaybetme olayının maddede sayılan olaylardan olmadığı, kayıp olgusunun zayi belgesi verilmesi için yeterli olamayacağı, her tacirin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında tüm ticari defter, belge ve kayıtlarını özenle saklaması gerekmektedir. Öte yandan davacı taraf 3.000 adet fatura ve irsaliyelerin kaybolduğundan bahisle zayii belgesi talep etmiş ve fatura ve irsaliyelerin kullanılmamış ve boş olduğu da açıkça belirtilmiştir. Kullanılmamış boş fatura ve irsaliye TTK’nın 82. maddesi anlamında kaybı halinde zayi belgesi istenebilecek belgelerden değildir…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca zayi belgesi talep edilebilmesi için gerekli şartların oluştuğunu, iş bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bilirkişinin tespitleri göz önüne alınmadan, eksik incelemeye dayalı usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, Yargıtay14. HD’nin 2015/12661 E- 2016/2990 K sayılı, 08.03.2016 tarihli emsal karar gereğince de bilirkişi incelemesi göz ardı edilerek yasaya ve Yargıtay içtihadına aykırı karar verildiğini, eksik incelemeyle hatalı şekilde hüküm kurulduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, boş sevk irsaliyelerinin hırsızlanarak zayi olduğu iddiasıyla, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda, boş sevk irsaliyelerinin de tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olduğunu, buna göre hırsızlanan boş sevk irsaliyeleri yönünden de zayi belgesi verilmesi koşullarının somut olayda oluştuğunu ileri sürmüştür. TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar; hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. TTK’ya göre, tacir tarafından ticari işletmesinde kullanılmak üzere bastırılan ancak henüz kullanılmamış olan boş irsaliyeler, kanunen saklanması zorunlu belgeler olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle, boş fatura ve sevk irsaliyelerinin kaybı nedeniyleTTK’nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi mahkemeden istenemez. Yargıtayın konuya ilişkin emsal kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay 11. HD 08.05.2006 gün ve E.No: 5235, K.No: 5347 ve Yargıtay 11. HD.’nin, E. 2005/442, K. 2006/365 sayılı; E. 2005/5235, K. 2006/5347 sayılı Kararları ). Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.