Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1719 E. 2021/1459 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1719
KARAR NO: 2021/1459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021
NUMARASI: 2021/86 E. – 2021/420 K.
DAVANIN KONUSU:Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 14.11.2012 tarihinde üç ortaklı olarak kurulduğunu, kurucu ortaklardan …’nın 24.04.2014 tarihinde payını müvekkiline devir ederek ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilinin devir sonrası sahip olduğu 7500 payı ile davalı şirketin müdürü olduğunu, ancak bu dönemde davacının kendisine ait başka bir şirket ile ilgili işleri yürütmesi nedeniyle müdür olduğu dönem için başkasına vekalet verdiğini, davacının Beyoğlu … Noterliğinin 22.10.2014 tarih … sayı ile onaylı genel kurul kararı ile 7500 pay karşılığı 187.500,00 TL değerindeki hissesinin tamamını davalı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ancak söz konusu devir sözlemesine ilişkin olarak müvekkiline herhangi bir bedel ödenmediğini, devir bedelinin 187.500,00 TL olarak belirlenmesine rağmen davalı şirketin makine satışı ve satışı yapılan ve yapılacak olan makinelerin tümünün bakım servisi ile ilgili bilişim sektöründe büyük ve köklü Japon menşeli … Şirketi ile sözleşme imzaladığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin bedelinin tam olarak bilinmediğini, ancak milyon Euro şeklinde bedeller telaffuz edildiğinin öğrenildiğini, yapılan sözleşmenin mahiyeti itibariyle şirketin hisse değerini ve kâr payını yükselttiğini, davalılar tarafından gizlenen bu durumla ilgili olarak davacının zarara uğradığını, davacının kâr payına ilişkin herhangi bir ödeme almadığını, hisse bedellerinin 187.500,00 TL’den fazla olması ve davalı şirket hisse değerinin ve kâr payının bedelinin tam olarak tespit edilememesi sebebiyle işbu davanın açıldığını ileri sürerek, devredilen hisse bedellerinin ödenmemesi ve davalı şirketin paylarının gerçek değerinin noterde belirtilenden çok daha yüksek olması sebebiyle gerçek hisse değeri üzerinden fazlaya ilişkin alacak hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500,00 TL’nin, hisse devrinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ve şirketin kuruluşundan itibaren davacının şahsına düşen ödenmeyen kâr payına ilişkin şimdilik 500,00 TL’nin kâr payının dağıtımının yapılması gerektiği dönemlerden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesinde, devir bedelinin 187.500,00 TL olduğu ve bu bedelin davacıya nakten ve tamamen ödendiğinin belirlendiğini, davacının da bu hususu kabul ederek noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde belirtilen ve pay devri karşılığında ödenen tutarın dışında kendisine başkaca bir ödeme daha yapılacağına ilişkin iddiada bulunmadığını, davalı şirketin bilişim sektöründe faaliyet gösteren Japon menşeli … ile sözleşme imzaladığını, imzalanan bu sözleşmenin mahiyeti itibarı ile şirketin hisse değerini ve kâr getirisini yükselttiğini, davacının ise yapılan bu sözleşmeden haberdar olmadığını ve bu nedenle hisselerini değerinde satamayarak zarara uğradığını iddia ettiğini, ancak davacının ortaklık döneminde imzaya yetkili olduğunu, ilgili sözleşmeden haberdar olmamasının mümkün olmadığını ve bu nedenle bu iddianın gerçek dışı olduğunu, limited şirketin kâr elde etmiş olmasının şirket ortağına kendiliğinden kâr payı talep etme yetkisi vermediğini, şirket ortaklarına kâr payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kâr payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerektiğini, kâr payı dağıtımına yönelik müvekkil şirket ortaklar kurulu tarafından alınan bir karar olmadığını, kaldı ki davacının paylarını devir tarihinde davalı şirket zarar ettiğinden dağıtılacak bir kârın da olmadığını, davacının ticari hayatında olumsuzluklar yaşaması nedeniyle kendisine kaynak bulabilmek için bu tür yollara başvurduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, ortaklar arasındaki hisse devir sözleşmesinden kaynaklı hisse devir bedeli ve kar payının tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır. Davalılar vekili, dava dilekçesinin ve tensip tutanağının tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen bedelin tahsili ile şirketin kuruluşundan itibaren ödenmeyen kar payının tahsili istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 147. Maddesinde; ‘Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır: 4-Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.’ düzenlemesine yer verilerek hisse devir sözleşmesine dayalı iş bu davada zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu düzenlenmiştir. Davalılar vekili tarafından dosyaya sunulan Beyoğlu … Noterliğine ait … yevmiye numaralı 21/10/2014 tarihli limited şirket pay devir senedinin incelenmesinde; devir alanın …, devredenin … oldukları, devir bedelinin 187.500-TL olduğu, davacı devredenin devir bedelini nakten ve tamamen aldığı beyanında bulunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu pay devrine ilişkin Şirket ortaklarının Beyoğlu … Noterliğine ait 22/10/2014 tarih ve … yevmiyeli onayı ile davacı …’nın hissesini davalı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığına, bahsi geçen devrin kabul edildiğine ve devir hususunun pay defterine işlenmesine dair Genel Kurul Kararı alınarak Ticaret Sicil Müdürlüğündeki vesikalara dayanılarak 23/10/2014 tarihinde tescil edildiği, 30/10/2014 tarih ve 8683 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır. İTO web sisteminden ve Ticaret Sicil Gazetesi web sisteminden davalı …’ne ait ticaret sicil kayıtları ile tescil ve ilan bilgileri temin edilerek dosyamız arasına alınmıştır. İlgili kayıtların incelenmesinde, İTO sistemi ve Ticaret Sicil Gazetesi sisteminden temin edilen kayıtların davalı tarafça sunulan noter kayıtları ile ticaret sicil kayıtlarını doğrular mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, hisse devir sözleşmesi pay defterine 23/10/2014 tarihinde tescil edildiğinden, dava tarihi itibari ile davacının alacak taleplerine ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği ve davalılar tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmakla, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine …” gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını aynen tekrarlamış ve müvekkilinin Beyoğlu … Noterliğinin 22.10.2014 tarihli işlemi ve genel kurul kararı ile 7500 pay karşılığı 187.500 TL hissesini davalı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, ancak bu devir nedeniyle müvekkiline ödeme yapılmadığını, ayrıca hisse bedelinin 187.500,00 TL olarak belirtilmesine karşın davalı şirketin makine satışı ve satışı yapılan ve yapılacak olan makinelerin tümünün bakım servisi ile ilgili bilişim sektöründe büyük ve köklü Japonya menşeli … ile sözleşme imzalanması nedeniyle şirket paylarının değerinin yükseldiğini, davalı şirket hisselerinin belirtilen bedelde olmadığının tespiti yönünden davalıya ait banka hesapları, ticari defter ve belgeler, genel kurul karar defteri ve şirkette yerinde inceleme yapılması ve … ile yapılan sözleşme ile ilgili bilgi verilmesi hususunda müzekkere yazılması ile tespit edilebileceğini, müvekkilinin yapılan bu sözleşmeden habersiz olması nedeniyle ciddi zarara uğradığını, sözlemenin bilinmesi halinde payın bu tutarla devir edilmeyeceğini, şirketin kuruluşundan bu yana müvekkilinin kar payı almadığını, bu nedenle ortak kar payının tam olarak belirlenmemesi nedeniyle belirsiz alacak davası açıldığını, ayraca devir edilen payların nominal değerinin daha yüksek olması halinde gerçek değerinin de istenildiğini, davanın genel zamanaşımına tabi olmasına rağmen mahkemece hatalı şekilde değerlendirme yapılarak karar verildiğini, TBK’nın 147/5. maddesinin devam eden bir ortaklığa ilişkin olduğunu, ancak somut olayda bitmiş bir ortaklık söz konusu olduğundan on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, limited şirket hisse devir bedelinin tahsili ve ayrıca gerçek hisse değerinin daha yüksek olduğu, bu durumun gizlenerek davacının hataya düşürülmesi suretiyle devir bedelinin düşük tutulduğu gerekçesiyle tazminat ve ödenmemiş olan kâr paylarının tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin devir ettiği pay karşılığı alacağını alamadığını, davalı şirketi ile dava dışı ortaklık arasında yapılan sözleşmenin müvekkilinden gizlenmesi nedeniyle devir bedelinin düşük belirlendiğini ve ortaklık süresi boyunca müvekkilinin kâr payı alamadığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı şirketin kurucu ortağı olup, Beyoğlu … Noterliğinin 21.10.2014 tarih ve … yevmiye numaralı limited şirket pay devir sözleşmesi ile davalı şirketteki paylarının tamamını 187.500,00 TL’ye davalıya devir ederek ortaklıktan ayrılmıştır. Düzenlenen pay devir senedi aynı zamanda makbuz hükmünde olmup, davacının pay bedelini peşin aldığı ve payını aktif ve pasifleriyle davalıya devir ettiği anlaşılmıştır. Devir ile birlikte aralarında davacının da bulunduğu şirket ortaklarınca alınan 21.10.2014 tarih ve 03 sayılı ortaklar kurulu kararıyla, pay devrinin şirketçe kabul edilerek davalının 7.500 payla şirketin ortağı olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Pay devir sözleşmesi ile devir edilen paya ilişkin bedel ve kâr payı alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı istinaf incelemesinin konusudur. TBK’nın 147/4. maddesinde, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir. Davacının kâr payı alacağı iddiasının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıktır. Ayrıca, Yargıtay 11.HD’nin 31.05.2016 tarih ve 2015/12291 Esas, 07.12.2007 tarih 2006/8366 Esas sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, şirket payı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddialarının da TBK’nın 147. maddesi gereğince beş yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Bu açıklamalara göre, yasada belirlenen zamanaşımı süresinden sonra eldeki davanın açılması, ortaklıktan kaynaklanan alacak nedeniyle özel zamanaşımı hükmünün bulunması nedeniyle genel zamanaşımına ilişkin hükmün uygulanamayacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.