Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1711 E. 2021/1260 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1711
KARAR NO: 2021/1260
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:05.08.2021 tarihli ara karar
NUMARASI:2020/596 E.
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi- Tedbir
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti ile meni davasının yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının daha fazla zarara uğramaması, tüketicilerin de daha fazla yanıltılmaması için ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu, … isimli ürünle ilgili olarak Covid 19 isimli virüsün tedavisine yönelik bir ürün olduğu imasını taşıyan tüm tanıtımların yapılmasının engellenmesi, bu anlamda eczanelerde yapılan tanıtımların ve buna dair haberlerin yayından kaldırılması, bunun mümkün olmaması halinde ilgili sitelere erişimin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davcı vekili 04.08.2021 tarihli talep dilekçesinde özetle; daha önce talep edilen ihtiyati tedbirin mahkemenin 02.11.2020 tarihli kararıyla reddedildiğini, istinaf başvurusunun da 03.06.2021 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmaması nedeniyle reddedildiğini, yeni delillerin ortaya çıkması nedeniyle ihtiyati tedbir talep edildiğini, yargılama aşamasında farklı delillerin ortaya çıktığını, davalının reklamları sürdürmekle kalmayıp yeni tanıtımlar ve daha net açıklamalı reklamlar yapmaya başladığını, bu durumun yenilik doğurucu olup söz konusu ihtiyati tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesine yönelik olmayıp yeni doğan duruma istinaden halkın daha fazla yanıltılmasını önlemek amacı taşıdığını, davalı yanca … isimli ürünün Covid-19 tedavisinde etkili olduğuna dair bir bilgi yada delil sunulmadığı gibi davalı açıklamalarının da bu yönde bir etkinin olmadığına ilişkin olduğunu, buna rağmen davalının … isimli ürünlerinin Covid-19 üzerinde etkili olduğuna ilişkin açık ve net reklamlar yaptığını ileri sürerek, davalı fiillerinin ve yanıltıcı reklamlarının incelenerek ivedilikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ilaç ve tıbbi cihaz ile temel eczacılık ürünleri ile eczacılık müstahzarlarının toptan ticaretinin nace koduna kayıtlı olarak 08.09.2017 tarihinden itibaren Türkiye’de faaliyet gösterdiğini ve takviye edici gıda başta olmak üzere bir çok ürünün satışını yaptığını, dava konusu “…” ürünün de satışı yapılan pastil ürünlerinden olduğunu, ürünün takviye edici gıda ürünü olarak ilgili bakanlıktan onay aldığını ve eczaneler aracılığıyla satıldığını, ürünün Covid 19 tedavisinde etkili olduğuna ilişkin davacı iddiasının art niyetli olduğunu, ürünün reklamında bahsi geçen bilimsel klinik çalışmaya göre hastaların viral yükünün azalttığının tespit edildiğini ve bu durumun sadece sağlık profesyonelleri ile paylaşıldığını, müvekkilinin haksız rekabet oluşturacak şekilde reklam veya başka bir eyleminin bulunmadığını savunarak, davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemitir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 05.08.2021 tarihli ara kararıyla; “…Dava dosyanın şu anki durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar ispata muhtaç durumda olduğundan ve koşullarda herhangi bir değişiklik bulunmadığından dolayı ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince, davalı yanın ısrarlı bir şekilde yaptığı hukuka aykırı reklamların önlenmesi için yeniden ileri sürdükleri tedbir talebinin de önceki red kararının varlığı gerekçe gösterilerek reddedildiğini, ret gerekçesinde değişen koşul bulunmadığı ve talebin yaklaşık olarak ispatlanmadığının belirtildiğini, ancak mahkeme kabulünün aksine değişen koşulların bulunduğunu, talep dilekçesinde açıklandığı üzere, davalı yanın “İtalya’da yapılan klinik çalışmayla gösterildi ki nar kabuğu özütü içeren …İN 1 SAAT İÇİNDE KORONAVİRÜSÜ YOK ETTİĞİ ve sağlıklı hücrelere zarar vermediği gösterildi…” şeklindeki reklamı yaptığını veya yaptırdığını, bu hali ile davalının yeni reklamında gerçeğe aykırı açıklamada bulunduğunu, bu nedenle değişen durum bulunmadığına ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, yaklaşık ispat koşulunun da hem davalının cevap dilekçesi ile ve hem de coronavirüsün dünyadaki durumu dikkate alındığında sağlandığını, davalının tüm aşamalardaki beyanlarında ürünün tedavi edici etkisi olmadığını, bir pastil olduğunu, Tarım Bakanlığından ruhsatlı bir takviye edici gıda ürünü olduğunu ifade ettiğini, bir pastilin bir saat içinde coronavirüsü yok emesi halinde tüm dünyanın neden halen hastalıkla mücadele ettiğinin izaha muhtaç olduğunu, davalının hastalık nedeniyle halkın duygularını sömürerek yaptığı reklamlarla büyük miktarda kar elde ettiğini, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan tedbire karar verilemeyeceğine karar verilmesine rağmen halen dahi bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını ve davalının hukuka aykırı eylemlerini devam ettirdiğini, dosyada bulunan Reklam Kurulu kararının da yanıltıcı reklamlarla haksız rekabet yapıldığını ortaya koyduğunu, yapılan idari şikayetlerin ciddiye alınarak incelenmesine rağmen tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, davalının ürünü ile ilgili yaptığı tanıtımlarla TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılmış haksız rekabetin tespiti ve meni istemine ilişkin esas dava içinde ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde davalının … isimli ürünüyle ilgili olarak Covid 19 isimli virüsün tedavisine yönelik bir ürün olduğu imasını taşıyan tüm tanıtımların yapılmasının engellenmesi, bu anlamda eczanelerde yapılan tanıtımların ve buna dair haberlerin yayından kaldırılması, bunun mümkün olmaması halinde ilgili sitelere erişimin engellenmesinin tedbiren durdurulması talep edilmektedir. Dava içinde ihtiyati tedbiri talebi, ilk derece mahkemesince 02.11.2020 tarihli ara karar ile davlıya ait ürünün coronavirüs üzerinde etkili olup olmayacağının yaptırılacak inceleme ile anlaşılabileceğinden bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosyada bulunan mevcut delil durumuna göre ileri sürülen vakıaların ispata muhtaç olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 04.08.2021 tarihli dilekçesiyle, yeni deliller kapsamında ihtiyati tedbir verilmesi koşullarının gerçekleştiğini belirterek yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince, sunulan delillere göre dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların ispata muhtaç olduğu ve koşullarda herhangi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbirin reddine ilişkin 05.08.2021 tarihli ara karara karşı davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın, haksız rekabet davalarında ihtiyati tedbiri düzenleyen 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesi istinafa konu 05.08.2021 tarihli ara kararında, davacının iddialarını yaklaşık ispat düzeyinde ispatlayamamış olduğu ve önceki tedbir talebinin reddinden sonra koşullarda bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda, davalıya ait gıda takviyesi ürünün tedavi edici özelliği bulunduğuna ilişkin bir açıklama bulunduğu iddiası ispata muhtaçtır. Tedbir talebinin reddine dair ilk ara karardan sonra dosyaya sunulan Reklam Kurulu kararından, idarece örtülü reklam yapılması nedeniyle reklam durdurma cezası verildiği, incelemenin örtülü reklama ilişkin yapıldığı, gıda veya sağlık yönüyle devam eden reklam incelemeleri taleplerinin sonuçlarının ayrıca bildirileceği anlaşılmıştır. Sunulan T.C. Gıda ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğünün yazısında ise şikayetin mevzuata aykırı sağlık beyanlarına ilişkin olması nedeniyle talebin yetkili olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na yönlendirildiği belirtilmiştir. Anılan idari kararlarda, davacının somut olarak haksız rekabet teşkil edecek bir davranışının saptanmadığı ve buna ilişkin incelemelerin devam ettiğinin bildirildiği, somut işlemin sadece örtülü reklam yasağına ilişkin yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar ispata muhtaç durumdadır. İlk derece mahkemesi, iddiaya konu tanıtımlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptığında yargılama sürecinde ortaya çıkan yeni delil durumuna göre yeniden tedbir talep edilirse, o zamanki duruma göre yeni bir değerlendirme yapabilir. Ancak, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve önceki ret kararından sonra tedbire ilişkin esaslı bir delil bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunmakla, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddi yönünde verilen ara karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesince, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.21.10.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.