Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1691 E. 2021/1261 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1691
KARAR NO: 2021/1261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:28.05.2021 tarihli ara karar
NUMARASI:2019/556 E.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davası içinde talep edilen tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair ara kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi uyarınca davalıya ipotek verildiğini, sözleşme gereğince davalının satılıp devir edilen taşınmazlardaki ipotekleri derhal kaldırması gerektiğini, bankanın anılan yükümlülüğüne aykırı davranarak müvekkilinin müşterilerini zarara uğrattığını, tüketiciler tarafından açılan davalarda ipoteklerin büyük kısmının kaldırılmasına karar verildiğini, davalının sözleşme uyarınca tutulan nakit bloke paraların kullanımını sözleşmeye aykırı şekilde engellemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 6.500,000 TL zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 26.05.2021 tarihli dilekçesinde ise, dava devam ederken müvekkili şirket hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/917 Esas sayılı dosyası ile iflas kararı verildiğini, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, tasfiye işlemlerine Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … iflas dosyasında, iflas müdürlüğünce tasfiye şeklinin İİK’nin 219. maddesine göre belirlenerek alacak kayıt işlemlerine başlanıldığını, davalı borçlu bankanın iflas masasına sunduğu dilekçesi ile 2.946.075.595,83TL için rehinli alacak kaydı yaptırdığını, ayrıca talep dilekçesinde ipoteğin paraya çevrilmesi için açılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe ipotek alacaklısı olarak devam edileceğini beyan ve ikrar ettiğini, aynı zamanda ilgili icra dosyasında 08.04.2021 tarihinde satış talebinde bulunduğunu, davalı bankanın böylelikle seçimlik hakkını takipten yana kullanmışken eş zamanlı olarak iflas masasından da ayrıca talepte bulunmasının açıkça TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, davalı bankanın her iki yoldan da alacağının tahsilini sağlamaya çalışırken hem davacı şirketin hem de sayıları binleri aşan müşterilerinin mağduriyetine neden olduğunu, davalının iflas idaresine seçilmesinin huzurdaki davanın davalısı da olması nedeniyle menfaat çatışması doğuracağını ve ayrıca tasfiyeyi yürütecek iflas idaresinin tarafsız, objektif ve hakkaniyete uygun olarak tasfiyeyi yürütmesi konusunda şaibe yaratacağını, müvekkilinin bu dava kapsamındaki zararının yaklaşık 1.000.000.000 (bir milyar) USD’nin üzerinde olduğunu, dava neticesinde davalı bankanın aslında şirketin ve iflas masasının en büyük borçlusu haline gelebilecek olması sebebiyle iflas masasının ve diğer alacaklıların menfaatlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ileri sürerek, seçimlik hakkını kullanan davalı bankanın ipotekli takibe devam ettiği ve ipotekli takipte satış talebinde bulunduğu hususu dikkate alınarak müvekkili şirketin haksız bir durum ile karşılaşmaması için davalı bankanın ilk alacaklılar toplantısında oy kullanmaması yönünde ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 28.05.2021 tarihli ara kararında özetle; “…Mahkememizde görülmekte olan işbu davanın konusu tazminat talebine ilişkin olup, mahkememizce sadece sözleşmeye aykırılık iddiası nedeniyle bir zarar olup olmadığı yönünde inceleme yapılıp, varsa zararın tazminine hükmedileceği ve bu kararın da ancak hacze konu edilebileceği, oysa davacının talebinin dava konusu ile ilgili olmadığı, iflas masasına yapılacak başvuru ve kayıtların ancak iflas prosedürü kapsamında ilgili mahkemeye veya icra hukuk mahkemesinde itiraza konu edilebileceği, mahkememzce iflas dosyası için tedbir yönünde karar verilemeyeceği, talebin dosyamız konusu olmadığı, ihtiyati tedbir kararının ancak dava olunan şey hakkında verilebileceği, para alacakları ve tazminat davalarında ancak ihtiyati haciz kararı verilebileceği nazara alınarak, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacı tarafın, davalı bankanın Bakırköy … İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyasındaki ilk alacaklılar toplantısında oy kullanmaması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafında istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 25.05.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinde belirtildiği üzere davanın devamı sırasında müvekkili şirket hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince iflas kararı verildiğini ve iflas işlemlerinin Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında devam ettiğini, müvekkili şirketin uğrayabileceği haksızlık ve mağduriyetin önüne geçilebilmesi ve tarafsız iflas idaresinin seçimi için davalı bankanın ilk alacaklılar toplantısında oy kullanmaması yönünde tedbir kararı verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından tedbir talebinin reddine yönelik kurulan hükmün açıkça yasaya aykırı olduğunu, bankaca 29.04.2021 tarihli dilekçesi ile 2.946.075.595,83 TL için rehinli alacak kaydı yaptırdığını ve talep dilekçesinde ipoteğin paraya çevrilmesi için açılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibe ipotek alacaklısı olarak devam edileceğini beyan ve ikrar ederek 08.04.2021 tarihinde satış talebinde bulunduğunu, seçimlik hakkın İİK’nın 193/4 ve 185.maddeleri gereğince takipten yana kullanılmasına rağmen eş zamanlı olarak iflas masasından da ayrıca talepte bulunulmasının dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, iflas masasının kanuni mümessiliinin iflas idaresi olduğunu, ilk alacaklılar toplantısında, iflas idaresinin seçiminin yapılacağını ve İİK’nın 221/3 maddesi gereğince kararların, alacak tutarı ekseriyetiyle alınacağını ve iflas idare memurlarının da bu şekilde seçileceğini, bankanın en büyük alacaklı olarak iflas idaresine girmesinin yüksek ihtimal olduğunu, henüz iflas kararı kesinleşmeden bu şekilde işlem yapılmasının davacı ve diğer alacaklıların zararına sonuç doğuracağını, müvekkilinin bu dosya kapsamında davacıdan 1.000.000.000 USD’nin üzerinde alacağı bulunduğunu, açıklanan nedenlerle bankanın iflas idaresine seçilmesinin bu dava ile de ilintili olduğunu, seçilmesi halinde davanın bankaca takip edileceğini, buna rağmen tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bankanın toplantıya seçilerek iflas organlarına girmesinin diğer alacaklılar yönünden telafisi imkansız zararlar doğuracağı açık olduğundan bankanın ilk alacaklılar toplantısında oy kullanmaması yönünde acilen ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerekirken, talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, tedbir talebinin reddine ilişkin 28.05.2021 tarihli ara kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ilk derece mahkemesinde görülmekte olan tazminat davası içinde, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca istenilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararının HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca istinafına ilişkindir. İhtiyati tedbirin reddine ilişkin ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilince davalı aleyhine, taraflar arasındaki kredi sözleşmesine göre davacıya kullandırılan kredi karşılığında teminat olarak gösterilen ipoteklerin, bedellerinin ödenmesine rağmen sözleşmeye aykırı olarak derhal fek edilmemesi, yine davalı nezdinde tutulan nakit bloke paraların davacının yaptığı projede kullanılmasının sözleşmeye aykırı olarak engellenmesi, davalının bu suretle taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle davacının maddi zarara uğratıldığı iddiasıyla, şimdilik 6.500.000 TL maddi tazminatın tahsili istemli tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır. Yani, davacının davadaki esas talebi, kredi sözleşmesine aykırı davranış nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili 27.05.2021 tarihli dilekçesinde, davalının akde aykırı davranışları nedeniyle müvekkilinin daha fazla zarar görmemesi ve seçimlik hakkını ipoteğin paraya çevrilmesinden yana kullanılmasına rağmen iflas idaresinden de talepte bulunulmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalının iflas tasfiyesinde oy kullanması halinde iflas organlarında etkin hale geleceğini ve bu durumun diğer alacaklılar ile davacı açısından telafisi imkansız zararlar doğuracağını belirterek, davalının ilk alacaklılar toplantısına katılarak oy kullanmasının tedbiren önlenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” Kanun hükmü, tedbirin ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Eldeki dava zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkin olup, bu davada iflas masasının oluşumu ve yapılacak alacaklılar toplantısına kimin katılacağına karar verilemez. Borçlu hakkında iflas kararı verilmesi halinde iflas idaresinin ne şekilde oluşacağı İİK’nın 184 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelerde iflas idaresinin oluşturulma süreci ile alınan kararlara karşı hangi yasal yollara başvurulabileceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olup, İİK’nın 225. maddesinde alacaklılar toplanmasının kararlarına karşı şikayet yolu düzenlenmiştir. Diğer yandan, yasada kayıt edilen alacakların terkini, kayıt edilmeyen alacaklar yönünden ise sıra cetveline itiraz yolları bulunmaktadır. Bu durumda, talep edilen tedbirin uyuşmazlık konusu ile ilgili olmadığı, bu tür taleplerin iflası düzenleyen hukuk kuralları kapsamında yetkili ve görevli yargı yerlerine yapılması gerektiğine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.21.10.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.