Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1688 E. 2021/1464 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1688
KARAR NO: 2021/1464
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2020/818 E. – 2021/638 K.
DAVANIN KONUSU: Limited şirket müdürünün azli ve kayyım atanması
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı … Limited Şirketi’nin %51 oranında, davalının ise %49 oranında ortağı olduğunu ve taraflar arasında şirket yönetimine ilişkin bir takım uyuşmazlıklar meydana geldiğini, müvekkilince keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 10.12.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle genel kurulu toplantıya çağrılması talebinde bulunulduğunu, talebin karşılıksız kalması üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde şirketin genel kurula çağrılması talepli dava açıldığını, mahkemece şirketin TTK’nın 412. maddesi uyarınca olağanüstü genel kurula çağrı için kayyım atandığını, atanan kayyımın toplantı gündemi oluşturularak ortakları toplantıya çağırdığını, ancak davalı yöneticinin toplantıya katılmadığı gibi yönetim kurulu karar defterini de uhdesinde tutarak karar alınmasını ve tasdikini engellediğini, ikinci toplantının davacının katılımıyla yapıldığını, ancak karar defterinin davalı ortakça alıkonulması nedeniyle alınan kararların deftere işlenerek ilan edilemediğini, kayyımın tanık olarak dinlenmesi halinde bu hususun açıklığa kavuşacağını, yaşanan olaylar nedeniyle davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının eylemleriyle şirket genel kurulunun fonksiyonunu yetirdiğini ve bu durumun azil için haklı neden olduğunu, buna rağmen savcılık makamına yanıltıcı beyanlarda bulunarak genel kuruldan haberinin olmadığını ve defterin şirket merkezinde olduğunu beyan ettiğini ileri sürerek, davalı … Ltd. Şti.’nin yetkili müdürü …’ın TTK’nın 630/2.maddesi uyarınca haklı nedenlerin varlığı sebebiyle şirket yetkili müdürlüğünden azledilmesine ve genel kurul toplantısını gerçekleştirmesi amacıyla şirkete kayyım atanmasına, yargılamanın sonuçlanmasına kadar şirket müdürünün temsil ve yönetim yetkisinin TTK’nın 235/1.maddesi uyarınca kaldırılarak şirkete tedbiren kayyım atanmasına, davalının yetkilerinin atanacak kayyıma devrine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar,davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre, somut davada, ortak sıfatıyla işbu davayı açan davacının 20/04/2021 tarihli ticaret sicil gazetesinin 297. Sayfasında davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti.deki hissesinin, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün 07/04/2021 tarih … esas sayılı yazısı ile bildirilen aynı icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından haciz konulduğu belirtilen 816 adet hissenin ihalesinin yapıldığı, davacı … adına kayıtlı 816 adet hissenin takyidatsız olarak davalı … adına tescillendiği, davacının davalı şirkette eski ortak olarak göründüğü, şirketin tek ortak ve yetkisinin davalı … olduğu, dava tarihi ile hisse devir tarihi dikkate alınarak davacının ortaklık sıfatının kalmadığı anlaşılmakla konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına…”gerekçesiyle; dava tarihi ve hisse devir tarihi dikkate alınarak davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkil arasında, şirket yönetimine ilişkin bir takım uyuşmazlıkların bulunduğunu, müvekkilince şirkete keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 10.12.2019 tarihli ihtarıyla genel kurulu toplantıya çağrılması talebinde bulunulduğunu, talebin karşılıksız kalması üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1037 Esas ve 2020/181 karar sayılı ilamıyla şirket genel kurulunun toplanması için yetki verildiğini, kayyım aracılığıyla yapılan çağrıya rağmen davalının toplantıya katılmadığını, yönetim kurulu karar defterini de uhdesinde tutması nedeniyle karar alınamadığını, ikinci toplantının da defterin alı konulması nedeniyle karar alınmaksızın bitirilmesi üzerine davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/79540 numaralı dosyasında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının şirket defterlerini haksız şekilde uhdesinde tutarak genel kurulun yapılmasını ve karar alınmasını engellediğini, ilk derece mahkemesince 20.04.2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin 297. sayfasında, davacının ortağı olduğu davalı şirketteki hissesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün 07.04.2021 tarih ve … esas sayılı yazısı haczedilerek 816 adet hissenin ihale ile satıldığı ve hisselerin davalı davalı … adına tescil edildiği, davacının davalı şirkette eski ortak olarak göründüğü, şirketin tek ortak ve yetkisinin davalı … olduğu, dava tarihi ile hisse devir tarihi dikkate alınarak davacının ortaklık sıfatının kalmadığı anlaşılmakla konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini; anılan kararın müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, duruşmada tanık olarak dinletilen kişilerin beyanlarının esas alınmayarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 630. Maddesi uyarınca şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, konusuz kalan davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince celbedilen sicil kaydının ve Ticaret Sicil Gazetesi’nin ilgili nüshasının incelenmesinde, davacının şirketteki 816 adet payının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında haczedilerek ihale ile satıldığı, payların davalı ortak tarafından satın alındığı, icra müdürlüğünün dava tarihinden önceki 07.04.2021 tarihli yazısından anlaşılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07.03.2014 tarih ve 2013/17972 Esas, 2014/4385 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak açılan işbu davalarda, dava açan kişinin davanın başından sonuna kadar bu sıfatını sürdürmesi gereklidir. Şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Aktif dava ehliyetine ilişkin olan bu hususlar mahkemece resen göz önüne alınır. Somut uyuşmazlıkta, davanın konusu şirket müdürünün azli olup, şirket müdürünün müdürlük görevinin devam etmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı söylenemez. Ancak, davacının davayı açarken şirket ortağı olmaması nedeniyle aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve yargılama sırasında da şirket ortaklığını iktisap ederek, aktif dava ehliyetine sahip olunduğunun iddia edilmediği anlaşılmakla, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, konusuz kalan davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca kararın bu yönden resen düzeltilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin her hangi bir somut istinaf nedeninin bulunmadığı, istinaf nedenlerinin, payın cebri icra yoluyla satışından önceki genel kurul çağrılarına ilişkin olduğu, yargılama sırasında tanık dinlenmediği, davacının şirket ortaklığının dava tarihinden önce sona ermesi nedeniyle davacı tarafından yapılan suç duyurusunun davanın sonucuna etkili olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, kararın ve gerekçesinin HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca resen düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yukarıdaki şekilde düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce, yukarıdaki gerekçeyle yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacının davalı şirketin ortağı olmadığı anlaşıldığından, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılırken peşin alınmış olan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden: a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılmış olan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 8-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.