Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1642 E. 2021/1432 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1642
KARAR NO: 2021/1432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2019/94 E. – 2020/553 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 02.03.2019 tarihinde müvekkili şirkete ait yeri pay defterinin çalındığını, yapılan araştırmalar sonucunda iş yeri pay defterinin bulunamaması üzerine şirket yetkilisi … tarafından Alemdağ Polis Merkezi Amirliği’ne 19.03.2019 tarihinde ifade verilerek, iş yeri pay defterinin bulunması için talepte bulunulduğunu, ayrıca herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına pay defterinin kaybolduğuna ilişkin gazeteye ilan verildiğini, ticari defter ve belgelerin hırsızlık sebebiyle saklama süresi içerisinde zıyaa uğraması halinde öğrenme tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ticari işletmenin bulunduğu yer mahkemesinde zayi belgesi verilmesi talepli dava açılabileceğini, şirketin pay defterinin hırsızlık sebebiyle zayi olması nedeniyle TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca talepte bulunduğunu ileri sürerek, pay defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamından, davacı tarafın müvekkiline ait pay defterinin kaybolduğundan bahisle zayi olduğuna karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce davacı vekiline zayi olduğu iddia edilen pay defterinin bilgileri ve onayı yapan noter bilgilerini bildirmek üzere süre verildiği, davacı vekilinin defterlerin onaylarını hangi noterin yaptığını bilmediklerini ama edindikleri bilgiye göre Beyoğlu … Noterliğinde onaylarının yapılmış olabileceğini beyan ettiği, noterliğe yazılan müzekkereye verilen cevapta ilgili defterin onayının yapılmadığının bildirildiği, davacı vekili ayrıca defterin çalınmasına ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını beyan ettiği, soruşturma dosyasının dosyamız arasına celbedildiği, yapılan soruşturma neticesinde pay defterinin çalındığına dair delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmış olup defterin kaybolmasının TTK’nın 82. maddesinde bahsedilen zayi sebeplerinden olmadığı …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 12.03.2019 tarihinde müvekkili şirketin pay defterinin çalındığını ve yapılan araştırmalar sonucu bulunmaması üzerine kolluk kuvvetlerine başvurulduğunu, ayrıca defterin zayi olması nedeniyle gazeteye ilan verildiğini, zayi belgesi düzenlenmesi amacıyla açılan davada ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, mahkemece zayi belgesi verilmesine ilişkin yasada sayılan nedenlerin dar yorumlandığını, TTK’nın 82/7. maddesinde düzenlenen zayi hallerinin sınırlı olmadığını, maddede geçen “gibi” edatından maddenin geniş yorumlanması gerektiğinin açık olduğunu ve bu hususun bir çok Yargıtay kararıyla da kabul edildiğini, müvekkilinin ticari defterinin kaybolmasından sonra ilgili makamlara haber verildiğini, defterin çalınmamış olmasının kaybolmadığı anlamına gelmediğini, defterin zayi olması nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetini yerine getiremediğini, kaybolan defterin şirketin zorunlu olarak tutması gereken defterlerden olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. Maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi uyarınca, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” TTK’nın 82/3. maddesinde ise “Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir” denilmektedir. TTK’nın 64/2. maddeye göre ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir. Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işi niteliğindedir. Bu hukuki açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde; zayi belgesi verilmesi için kanunda sayılan sebepler tahdidi olmamakla birlikte, davacı tarafça ispata ilişkin herhangi bir delil ibraz edilemediği gibi somut olayda, davacının özen ve basiretli tacir yükümlülüğüne uygun davrandığı da kanıtlanamamıştır. Diğer yandan davacının zayi olduğunu ileri sürdüğü ticari defterine ilişkin tasdik bilgilerinin hatalı olduğu, ilgili noterlikten gelen yazı cevabından zayi olduğu belirtilen ticari defterin tasdik edilmediği anlaşılmıştır. Somut olayın meydana geliş şekli TTK’nın 82/7. maddesine uygun olmakla birlikte davacının gerekli önlemleri aldığından ve ticari defterinin bulunduğundan söz edilemez. Ticari belgelerin uygun şekilde muhafaza edilmek suretiyle gerekli önlemlerin alınması basiretli bir tacirden beklenecek davranıştır. Davacı ticari defter ve belgelerini koruyup gözetme yükümlülüğüne ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne uygun davarandığını kanıtlayacak delil göstermemiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin zayi belgesi istemine ilişkin içtihadı da bu yöndedir (E:2015/13372, K: 2017/1346, T:07.03.2017) . Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25.11.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.