Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1590 E. 2021/1461 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1590
KARAR NO: 2021/1461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2021
NUMARASI: 2020/370 E. – 2021/455 K.
DAVANIN KONUSU:Zayi nedeniyle çek iptali
Taraflar arasında görülen çek iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkili hamili olduğu … Bankası A.Ş. Midyat Şubesinden verilmiş olup keşidecisi … olan, 31.01.2017 keşide tarihli, 6.300,00 TL bedelli ve … çek numaralı bir adet çekin, müvekkilinin zilyetliğinde iken zayi olduğunu ileri sürerek, ödeme yasağı konulmasına ve çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kıymetli evrağa ilişkin düzenlemeleri içeren genel hükümler kısmında yer alan 651/1. maddesine göre, kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. TTK’nın 651/2. maddesinde ise kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişinin, senedin iptaline karar verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Her ne kadar davacı vekili dava konusu çekin yetkili hamili olduğundan bahisle çekin iptalini talep etmiş ise de, dava dilekçesinde çekin bankaya ibrazından sonra kendisine tevdi edildiği yönünde beyanının bulunmadığı gibi, çekin arka yüzünde davacının cirosunun bulunmadığı, çekin arka yüzünde sadece ‘…’ yazısı dışında bir ibare olmadığı, davacının çekin yetkili hamili olduğunun sabit olmaması…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin zilyetliğinde iken kaybolan çekin zayi olması nedeniyle açılan iptal davasında ilk derece mahkemesinin ret kararının hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin cirosunun bulunmadığına ilişkin kabulün hatalı olduğunu, yüksek mahkeme içtihatları ile de kabul edildiği üzere kişinin kendisine özgü belli karakterleri içeren sembolleri belirterek imza atabileceğini, çekin arka yüzündeki ibarenin “…” olmayıp “…oll” olduğunu ve bu ibarenin müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketin parafı olması nedeniyle mahkemenin gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, mahkemeye sunulan 24.02.2021 tarihli beyan ve eklerinden müvekkilinin çekin yetkili hamili olduğunun anlaşılabileceğini, çekin arka yüzünde yer alan “…” şeklindeki yazının müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd.Şti’nin markası olup, müvekkilinin kendine özgü karakterleri içeren bir işaret olduğunu, beyan dilekçesindeki belge içeriklerinin araştırılarak hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, çekin ibrazında karşılıksız çıkması üzerine sonraki cirantaların geriye dönmesi nedeniyle bedelinin müvekkilince ödendiğini, bir çok Yargıtay kararında da kişiye özgü bir takım ibarelerin imza yerine geçebileceğini, çekin arka yüzündeki “…” ibaresinin müvekkiline özgü bir sembol olup ciro mahiyetinde olduğunu, dava dilekçesinde çekin sonradan müvekkiline geldiği hususun yazılmamasının davanın reddine gerekçe olamayacağını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve zayi nedeniyle dava konusu çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 818/1.s maddesi atfıyla, aynı Kanun’un 757 vd. maddeleri uyarınca, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde; keşidecisinin … olduğu, hamiline düzenlenen çekin … cirosuyla …’a onun cirosuyla …-…’ya ve onun cirosuyla da … A.Ş. tarafından iktisap edildiği, çekin ibrazına ilişkin işlem yapıldığı anlaşılmıştır. … ile … arasında sol tarafta “…” ibaresinin yazılı olduğu, bunun dışında çekte imza ve taraf bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili, 24.02.2021 tarihli açıklama dilekçesi ve istinaf başvurusunda ciro silsilesindeki “…” ibaresinin, müvekkilini yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’nin parafı olduğunu, müvekkilinin çeki teslim etmekle zilyetliğini devrettiğini, ayrı bir devir beyanına ihtiyaç bulunmadığını, çekin ödenmemesi üzerine önceki hamile bedelinin ödenerek çekin iktisap edildiğini, “…” ibaresinin şirketin tescilli markası olduğunu, ibrazda karşılıksız çıkan çekin müvekkiline teslimi ve bedelinin ödenmesinden sonra, müvekkilinin elinde iken zayi olduğunu beyan etmiştir. Davacı tarafından ibraz edilen “…” antetli çek çıkış bordrosunun incelenmesinde, … Ltd. Şti. tarafından ciro edilen çek bedelinin ödendiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde belirtilen ve davacının çekte cirosu bulunmadığına ilişkin tespiti yerindedir. Esasen davacı beyanına göre, davacının çekin yetkili hamili olmadığı, yetkili hamilin, ayrı bir tüzel kişilik olan davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti. olduğu görülmektedir. Ticaret şirketleri ayrı tüzel kişilikleri bulunması nedeniyle hak ve hukuki işlem ehliyetine sahiptir. Bu nedenle, tüzel kişi tarafından davanın açılması gerekir. Açılacak davalarda, tüzel kişinin, organı olan gerçek kişiler tarafından temsil edilebileceği, ancak tüzel kişinin yetkilisi veya ortaklarının tüzel kişi adına istenebilecek bir hakkı, kendi adlarına ileri süremeyecekleri anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.