Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1567 E. 2023/798 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1567
KARAR NO: 2023/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25.05.2021
NUMARASI: 2015/732 Esas – 2021/352 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yapmış olduğu ticaretin karşılığı olarak bazı çekler aldığını ve söz konsu çeklerin bir kısım değerli eşyalar ve senetlerle birlikte müvekkili şirket Adresinde yapılan hırsızlık neticesi şirket kasası da alınmak suretiyle soyulduğunu, 17.12.2014 tarihinde söz konusu çeklerin müvekkili şirket kasasında şirket uhdesinde iken zayi olduğunu, “Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 2014/42435 Soruşturma No ile savcılık dosyası açıldığını, ayrıca çekler için İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1465 Esas sayılı dosyası ile Bonolar için İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1540 Esas sayılı dosyası ile zayi davası açtıklarını, Çekler Ve Bonolar Hakkında Ödeme Yasağı Kararı aldıklarını, davalının bu çalıntı çeklerden Müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, Takip alacaklısına veya ciro silsilesindeki taraflara herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı gözüken yan yasal meşru hamil olmadığını, kötü niyetli olduğunu beyanla; davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas dosyasından ve çeklerden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptali ile çeklerin istirdadına, Davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu çekin müvekkili şirkete davacı ara cirantadan sonra yapılan 2 adet cirodan sonra ciro edilerek temlik ve teslim edildiğini, müvekkili şirketin de söz konusu başka bir şirkete ciro ettiğini fakat çek ödenmeyince çeki geri alarak davaya esas icra takibine konu ettiklerini beyanla çekin iktisabından kötü niyet ve ağır kusur bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, davacının iş yerinde hırsızlık sonucu elinden çıktığını iddia ettiği icra takibine dayanak çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti, icra takibinin iptali ve çekin istirdatı talebine ilişkindir. Açılan davanın 11/02/2020 tarihli duruşmasında davacının hazır bulunmadığından HMK.nun 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. 09/03/2020 tarihli davacı vekilinin yenileme talebi kabul edilmiş ise de, 25/05/2021 tarihli duruşmasına taraflardan gelen olmadığı için dosya HMK.nun 150. ve 320/4 maddesi gereğince yenileninceye kadar davanın 2. kez işlemden kaldırılmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizde görülen iş bu dava basit usule tabi olup, menfi tespit talebine ilişkindir. H.M.K.nun 320/4. maddesi gereğince basit usule tabi olan davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya münderacatında belli olacağı yüzere davanın 11/02/2020 tarihli duruşmasında davacı taraf olarak kendilerinin ve davalı tarafın mazeret gönderdiğini, mahkemenin HMK.nun 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiğini, Yine 25/05/2021 tarihli duruşmasına taraflardan gelen olmadığı için dosya HMK.nun 150. ve 320/4 maddesi gereğince işlemden kaldırdığı, fakat her iki tarafta mesleki mazeretini sunduğunu ayrıca davalının davayı mazeret çekerek takip ettiği de anlaşıldığını, hal böyle iken mahkemenin mazeretlerini kabul etmemesinin ve yine davalının da mazeret çekmesine rağmen dosyayı işlemden kaldırmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yine ilk derece mahkemesinin davanın açılmamasına karar vermesine rağmen avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, şeklindeki kararı yanlış olduğunu, maktu vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken tarifeyi yanlış hesapladığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılarak yargılamanın devamına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı yanca takip konusu yapılan çeklerden ötürü davacıya borçlu olunmadığının tespiti istemiyle İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır.İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bukarara karşı, yasal süresi içinde, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derce mahkemesince basit usulde görülen eldeki menfi tespit- istirdat davasının 11/02/2020 tarihli duruşmasında davacı hazır bulunmadığından HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı, 09/03/2020 tarihli davacı vekilinin yenileme talebi kabul edilmiş ise de 25/05/2021 tarihli duruşmasına taraflardan gelen olmadığı için dosyanın HMK’nın 150 ve 320/4 maddeleri gereğince yenileninceye kadar davanın 2. kez işlemden kaldırılmasına dair karar verildiği, buna göre eldeki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde; davanın 13.07.2015 tarihinde açıldığı, mahkemece tensip zabtında yazılı yargılama ile yargılamanın yürütülmesine karar verildiği, yargılama aşamasında ilk kez 21.11.2016 tarihinde davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yenilenen dava dosyasında yürütülen yargılamada 11.02.2020 tarihli duruşma için taraf vekillerinin belgelendirilmeyen mazeretlerinin reddi ile dosyanın ikinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dava dosyasının 09.03.2020 tarihinde yenilenmesi üzerine yürütülen yargılamada bu kez 25.05.2021 tarihli duruşmada taraf vekillerince verilen mazeretin ara karar ile belgelenmeyen mazeretlerinin reddi ile devam olunup, HMK’nın 150. maddesi uyarınca davanını açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derce mahkemesi karar gerekçesinde belirtildiğinin aksine dava yargılama sürecinde üç kez işlemden kaldırılmış olup, bunlardan 11.02.2020 tarihli ve 25.05.2021 tarihli olanlar yönünden taraf vekillerinin mazeretlerinin reddi sonucuyla karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekilince 11.02.2020 tarihli oturum için mazeret gönderildiği belirtilerek istinaf başvurusu yapılmış ise de ilk derce mahkemesince belgelendirilmeyen mazeretin reddi ile dosya işlemden kaldırılmış, bunun üzerine de davacı vekilince de yapılan yenileme üzerine yargılamaya devam olunmuştur. Yine 25.05.2021 tarihli oturum için taraf vekillerince bildirilen mazeretler de ilk derce mahkemesi ara kararı ile belgelendirilmediğinden reddedilmiştir. Buna göre davacı vekilinin 25.05.2021 tarihli duruşma için davalı yanın da mazeret vermiş olduğu ve bu surette davayı takip ettiği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın açılışı ile birlikte yazılı yargılama usulü uygulanacağının tensiple karara bağlandığı, yargılama sürecinde davanın 21.11.2016 ve 11.02.2020 tarihinde işlemden kaldırıldığı, yenilenmesi üzerine sürdürülen yargılamada ise en son olarak 25.05.2021 tarihli duruşma için taraf vekillerinin mazeretlerinin belgelendirilmemiş olması nedeniyle reddine karar verilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasında sonucu itibariyle yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararı sonucu itibariyle doğru olup davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından yapılan kanun yol giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.