Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1560 E. 2021/1270 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1560
KARAR NO: 2021/1270
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2021 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2021/189 Esas
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali- İhtiyati Tedbir
Taraflar arasında görülmekte olan esas dava içinde talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, 02.06.2020 tarihine kadar hisselerin büyük çoğunluğunun kendisinde bulunduğunu, söz konusu şirket aile şirketi olup, müvekkilinin babası olan … ile birlikte şirket ortağı olduğunu, ancak …’in, müvekkilinin haberi olmaksızın müvekkiline ait görüntülerini kayıt altına aldırarak müvekkilini elindeki görüntüleri ifşa edeceğinden bahisle tehdit etmesi sonucu müvekkilinin üzerine kayıtlı şirket hisselerinin büyük çoğunluğunu (%80) şirket hissedarı … ‘e devretmek zorunda kaldığını, şirket hissedarı …’ in yaşı itibariyle işlerini idame ettirebilecek güce sahip olmadığını, art niyetli kişilerce yönlendirildiğini, bu durumda müvekkilinin telafisi güç veya imkansız zararlara uğrayacağından ivedi bir şekilde şirket hissedarı …’e ait hisselerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin esas kurucusunun … olduğunu, 2010 yılında …’in oğlu dava dışı … ve …’in kızı …’in isteği ile şirketi sermaye şirketine dönüştürme kararı alındığını ve davacı yana % 20, dava dışı …’e %75 hisse verilmiş olduğunu, kalan %5 hissenin ise …’in üzerinde kaldığını, şirketi münferiden yetkili müdürün …’e ait olduğunu, 05.03.2018 tarihinde ise dava dışı hissedarlardan … tarafından %75 oranındaki esas sermaye payının, ortakların babası olan …’i zora sokma amacıyla, yine kendisinin haberi ve onayı dahi olmadan tamamen bedelsiz olarak davacı …’e devredildiğini, davacı yanın hiç bir şekilde üzerinde düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, şirketin ticari faaliyete konu mallarını, şirketin çalışanları ile birlik olarak kendi çıkarı için kullandığını, davacının şirket hesabında bulunan ve şirket hesabına aktarılması gereken paraları kendi hesaplarına aktarmış olduğunu, davacı yanın defalarca davalı şirketin ticari faaliyetini devam ettirdiği dükkanın önüne gelerek tehdit ve hakaretler eyleminde bulunduğunu, tarafların … üzerinde bulunan 95.000,00 TL değerindeki %95 oranındaki esas sermaye payının %75’lik kısmının …’e devredilmesi konusunda anlaşmış olduklarını, İstanbul … Noterliğinin 02.06.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı pay devir sözleşmesinin yapıldığını, hisselerin %20 oranındaki kısmının davacı … üzerinde, geri kalan %80 oranındaki kısmı …’in üzerinde kaldığını, davacı yanın iddialarının tamamıyla dayanaksız ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı yanın ikrah hukuksal nedenine dayalı geçersizlik talebini yaklaşık ispata yarayacak bir ceza mahkemesi kararının veya soruşturmanın dahi bulunmadığını, davacı yan ile davalı şirketin kurucusu ve yetkilisi arasında gerçekleştirilen tüm devir işlemlerinin şekil şartlarına uygun olduğunu belirterek, davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 16.06.2021 tarihli ara kararında; “…HMK.nun 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK.nun 390. maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli görülmediği gibi talep yargılamayı gerektirdiğinden HMK.nun 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. İhtiyati tedbir talebinin, talep yargılamayı gerektirdiğinden REDDİNE, ” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davcı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve ilk derece mahkemesinin 2021/189 E. sayılı 01.06.2021 tarihli ara kararının kaldırılarak, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, korkutma yoluyla iradenin fesada uğradığı iddiasına dayalı olarak açılan şirket hisse devir sözleşmesinin iptali davasıdır. Davacı vekili, esas hakkındaki dava içinde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen belgenin incelenmesinde; … Ltd. Şti.’ nin bilimum yaş ve kuru sebzeler meyveler ve narenciye ürünleri ekimi dikimiyle iştigal ettiği, ortaklarının 20.000 sermaye payı ile … , 80.000 sermaye payı ile … oldukları, …’in eski ortak olarak görüldüğü, şirketi münferiden temsili yetkili kişinin 02/06/2020 tarihinden 02/06/2015 tarihine kadar … olduğu anlaşılmaktadır. Her iki tarafın da delil listelerinde tanık beyanlarına dayanmış oldukları, ancak ilk derece mahkemesince henüz tanık dinlenilmediği ve duruşmanın 21/10/2021 tarihine bırakıldığı, ancak davacı tanıklarının dinlenilmesine ilişkin en son celsede ara karar oluşturulduğu görülmektedir. HMK’nın 389. maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı yasanın 390/3 maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, tedbire konu hisselerin sahibine yöneltilmiş bir dava bulunmadığından ve davada taraf olmayan kişiye ait hisselere yönelik tedbir kararı verilmesi hukuken mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararı, sonucu itibariyle isabetli bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin, tedbir talebinin reddine dair ara kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.