Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1509 E. 2021/1547 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1509
KARAR NO: 2021/1547
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2021
NUMARASI: 2020/837 E. – 2021/716 K.
DAVANIN KONUSU:Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dilekçesinde özetle; müvekkili …–…’nin tekstil sektöründe emprime–baskı alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin kiracı olarak faaliyetini gösterdiği iş yerinde 19.11.2020 tarihinde çıkan yangında 2010-2019 yıllarına ait tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evrakın zarar gördüğünü, TTK’nın 82. maddesi uyarınca belgelerin zayi olması halinde onbeş gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer mahkemesinden zayi belgesi verilmesinin istenebileceğini ileri sürerek, 2010-2019 yıllarına ait tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evrakın zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan incelememe neticesinde davacı tarafın 6102 Sayılı TTK Mad. 64 ve VUK. 182 gereğince tutulması mecburi olan 2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, TTK madde 82 ışığında tacirin zayi belgesi alabilmesi için yerine getirmesi gereken koşulların olduğu, öncelikle tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ilgili yer yetkili mahkemesinde dava açması gerektiği, davacı tarafın işyerinde meydana gelen yangının 19/11/2020 tarihli, yangın raporunun ise 25/11/2020 tarihli olduğu, davacının ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesine, davacı tarafın kendisine zayi belgesi istemiyle 01/12/2020 tarihinde dava açtığı, hem yangın olayının tarihi hem de yangın raporunun tarihi bakımından davacı tarafın 15 günlük yasal süresi içinde bu davayı açtığı, tacirin TTK’nun 82/7 maddesinden yararlanabilmesi için tacirin basiretli bir tüccar gibi davranıp bir taraftan defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunduğu, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olmasının zorunlu olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin iş yerinde ortaya çıkan yangın ile zarar gördüğü, bu durumun davacı tarafın iradesi dışında meydana geldiği, TTK’nun 82. Maddesi uyarınca davacı tarafın ticari defterlere ilişkin zayi belgesi verilmesi hususundaki taleplerinin yerinde olduğu fakat talep dilekçesinin sonuç kısmında belirtilen ‘tüm faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evraklar’a ilişkin talebini somutlaştırmamış olması nedeniyle bu talepler yönünden sağlıklı inceleme yapılamamış olup tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle; 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinde 19.11.2020 tarihinde gece yarısı çıkan yangında 2010 – 2019 yıllarına ait tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evrakların yanarak zayi olduğunu ve TTK’nın 82. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi talebinde bulunulduğunu, mahkemece yalnızca 2010-2019 yıllarına ait ticari defterlerin zayi olduğunun tespitine karar verildiğini, ancak yangında tüm belgelerin zayi olduğunu, aynı adreste faaliyet gösteren … yönünden açılan davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/876 Esas sayılı dosyasında tüm taleplerin kabulüne karar verildiğini, benzer olaylar nedeniyle mahkemelerce verilen farklı kararların hukuk güvenliğine aykırı olduğunu, mahkemece HMK’nın 32. maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi kapsamında uyuşmazlığın aydınlatılarak karar verilmesi gerektiğini, taleplerin somut olmadığı kanaati varsa somutlaştırmak için süre verilmesi gerektiğini, benzer bir davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/401 Esas sayılı dosyasında taleplerin açıklanmasının talep edildiğini, talebin somutlaştırılmasına ve özellikle faturalar kapsamında bir açıklama yapılmasına imkan verilmeden, talebin reddine karar verilmesinin müvekkili açısından telafisi imkansız zararlara neden olabileceğini belirterek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının kaldırılmasına zayi belgesi verilmesi talebinin tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin bir çekişmesiz yargı işidir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi uyarınca, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” TTK’nın 82/3. maddesinde ise “Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir. TTK’nın 64/2. maddeye göre ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir. Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işi niteliğindedir (TTK m.82/7). Davacı vekili, yangın sonucu müvekkilinin 2010 ila 2019 yıllarına ilişkin tüm ticari defterlerinin yanı sıra fatura, vergiye esas belgeler, ve sair her türlü belgelerinin zayi olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur. Mahkemece, defterler dışındaki belgelerin somutlaştırılmaması nedeniyle bu talepler yönünden inceleme yapılmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Dava, basit usule tabi olmakla, HMK’nın 320/1. maddesi uyarınca duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün ise de bunun için hukuki dinlenilme hakkının tam olarak sağlanmış olması ve müphem noktaların kalmaması gerekir. Zayi belgesi verilmesi talebi, çekişmesiz yargı işi olup HMK’nın 385/2. maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabidir. Mahkemenin resen araştırma yapması gerektiği hususu TTK’nın 82/7. maddesinde de açıkça belirtilmiştir. HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı, açıklama ve ispat hakkını ve mahkemenin bu açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve karaların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini de kapsar. Diğer yandan HMK’nın 31. maddesinde, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili hususların bulunması halinde, hakimin taraflardan açıklama isteyebileceği, soru sorabileceği ve delil sunmalarını isteyebileceği düzenlenmiştir. Bu nedenle, davacının fatura ve diğer belgelere yönelik talebinin açıklatılarak hangi yıl ve döneme ilişkin hangi belgenin zayi olduğu konusunda davacıdan açıklama istenmeli ve bildirilen belgelerin gerçekten bulunup bulunmadığının ilgili yerlerden sorularak, belgelerin TTK’da düzenlenecek zayi belgesi verilmesi gereken belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, belirtilen gerekliliklerin yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde bir kısım talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.