Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1503 E. 2021/1551 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1503
KARAR NO: 2021/1551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2020/62 E. – 2021/595 K
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 Esas sayılı dosyasında ihyası istenilen şirket aleyhine açtıkları ipoteğin fekki davasında, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğününden gelen yazı cevabında, davalı … Ltd. Şti.’nin resen terkin edilmesi nedeniyle ihya davası açmaları için süre verildiğini ileri sürerek, anılan şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kurum vekili, cevap dilekçesinde özetle; davalı kurumun TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, maddede gösterilen usulde şirketin resen terkin edildiğini, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirildiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını savunarak; davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 esas sayılı dosyasında davacıların davaya konu terkin edilen şirket hakkında 04/03/2015 tarihinde ipoteğin fekki davası açtığı, dosyanın derdest olduğu,19/04/2016 tarihli ara karar gereğince davacılara şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği görülmüştür. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir. Dosya arasında bulunan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava konusu ihyası istenen şirketin 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiğini tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesine göre sicilden terkin edilmiş olup, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenilen şirket adına tebligat çıkartılmadığı, Yargıtay 11 HD. ‘nin 2020/1896 Esas – 2020/4397 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine rağmen şirket temsilcilerine tebligat çıkarılmamış olduğu ve terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı anlaşılmıştır. İhyası talep olunan şirket ile SGK arasında Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/205 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın derdest dosya olduğu, somut davadaki davacının o davada da davacı konumunda olduğu, derdest davanın görülmesi açısından terkin olan şirketin ihyasının zorunlu olduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun geçici 7. maddesine dayanılarak 09/10/2015 tarihinde sicil kaydı re’sen terkin edilen … Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesi halinde şirketin tasfiye haline gireceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır. TTK’ nun 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’ nun geçici 7 maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7/2. maddesine aykırı olup esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekip, ayrıca tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay 11.H.D.’nin 19/09/2018 tarih ve 2018/3714 esas – 2018/5439 karar sayılı örnek ilamı) İhyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının ‘a’ bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olacağı açıktır. Bu durumda, HMK 326.maddesi uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4755 Esas- 2019/8101 Karar sayılı içtihadı da benzer mahiyettedir.). Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 esas sayılı dosyasında davanın taraf teşkili sağlanarak görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına, davanın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 esas sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile şirketin ihyasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 09.10.2015 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca re’sen terkin edilen şirketin ihyası ile yargılama giderlerinin müvekkilinin üzerinde bırakılmasına ilişkin kararın hatalı olduğunu, mevzuat gereğince ve mevzuata uygun olarak, dava konusu şirketi sicilden terkin eden müvekkilin, kanun gereği zorunlu işlem tesis eden taraf olmak dışında, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin yasal gereklilikleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, şirket hakkında derdest dava bulunduğunun müvekkiline bildirilmesi halinde ancak müvekkilinin davadan haberdar olabileceğini, terkin edilen binlerce şirketten hangisinin davasının bulunduğunun müvekkilince bilinemeyeceğini, ihyası istenilen şirketin derdest davası bulunduğuna ilişkin bildirim yapılmadığını, müvekkilinin tescil ve ihya yetkilerinin sınırlı olduğunu, kaydı silinen şirketin müvekkilince re’sen ihya edilemeyeceğini, bu konuda müvekkilinin sulh yetkisinin de bulunmadığını, mahkeme kararı olmaksızın sicil kaydında değişiklik yapılamayacağını, davacının derdest davasının bulunduğunun bildirilmemesi nedeniyle müvekkilinin terkin işleminde bir usulsüzlük bulunmadığından yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, daha önce İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ilamıyla şirketin ihyasına karar verilmesi nedeniyle huzurdaki davada usul ekonomisi ilkesi ve hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, 31.07.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirketin ihyası kararının yayınlandığını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyen, yasal hasım olan müvekkili aleyhine şirketin daha önce ihya edildiği dikkate alınarak yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini, müvekkilince yapılan tasfiye işlemlerinin usulsüz olduğunun ileri sürülmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca açılmış bir ihya davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından görüleceği üzere, … Ltd. Şti’nin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 09.10.21015 tarihinde resen terkin edildiği görülmektedir. Mahkemece incelenen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 Esas sayılı dosyasında, davacılar tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine terkin tarihinden önce dava açıldığı anlaşılmıştır. Terkin edilen şirket hakkında daha önceden, başka bir uyuşmazlıkla ilgili olarak sınırlı ihya kararının verildiği dikkate alındığında, eldeki davada şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yasal hasım konumunda olan davalı Sicil Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmamıştır. Ticaret sicil müdürlüğünden gönderilen yazı cevabında, şirketin muamele adresine gönderilen tebligatın 07.07.2015 tarihinde tanınmaması nedeniyle iade edildiği, aynı şekilde şirketin yetkilisi olan … adına çıkarılan tebligatın da 10.07.2015 tarihinde adreste tanınmaması nedeniyle iade edildiği, şirketin terkin edileceğinin 07.07.2015 tarihli TSG’nde ilan edildiği, bu durumda terkin öncesi şirkete ilişkin işlemlerin yapılması için şirket ve yetkilisine usulüne uygun şekilde tebligat gönderildiği ve davalı sicil müdürlüğünün yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir sebep ve delil de ileri sürülmediğinden; yasal hasım konumunda olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalının yargılama giderlerine mahkum edilmemesi yönünde karar verilmelidir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353.b.1.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile sicile kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.nin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/205 E sayılı dosyasındaki yargılama ve anılan dosyada verilecek kararın infazı işlemleri ile sınırlı olmak kaydıyla ticaret sicil kaydının İHYASINA, ihya keyfiyetinin ticaret siciline tescil ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde İLANINA, 2-Şirketin sicil kaydı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca tasfiyesiz terkin edilmiş olduğundan, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, 3- Davalı yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54.40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısımların, HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde iadesine, 6)İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 162,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde ve karar kesinleştiğinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, c)Davalı tarafça harcanan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 43,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 205,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 8-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 09.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.