Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1486 E. 2021/1456 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1486
KARAR NO: 2021/1456
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2021
NUMARASI: 2020/672 E. – 2021/278 K.
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilin kişiye özel tasarlamış olduğu kolyeyi www…com adlı internet sitesindeki dükkanında satışa sunduğunu, kolyenin Mersin/Mut ilçesinde bulunan alıcısı …’e ulaştırılmak üzere 02.01.2010 tarihinde davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin pazarlama sorumlusu olarak çalıştığı dava dışı şirketin davalı şirketle kargo anlaşması bulunması nedeniyle, müvekkilinin de kendisine ait kargosunu çalıştığı şirketin kargolarıyla birlikte davalıya teslim ettiğini, teslim sırasında kargo numarasının verilmediğini, sonradan yapılan aramalarda ürünün bulunmaması nedeniyle, şube yetkililerinin emtianın teslim alındığını inkar ettiklerini, teslim için gelen kuryenin müvekkiline herhangi bir teslim fişi vermemesi nedeniyle ertesi gün kargo takip numarasını öğrenmek için şubeyi aradığını, cevap verilmemesi üzerine ertesi gün şubeye gidildiğini, şube yetkililerinin ilgilenme sözü vermelerine rağmen kargonunu bulunamadığını ileri sürerek, 1.000,00 TL manevi zararın ile eslim edilemeyen takının bedeli olan 60,00 TL ile .. Kargo tarafından gönderim ücreti olan 4.80 TL’nin ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul mahkemesi olduğunu, müvekkili şirket nezdinde yapılan araştırmada davacıya ait herhangi bir kargo kaydına rastlanılmadığını, kargonun müvekkile teslim edildiği belirtilen dönemde davacının berlittiği isimde bir çalışan bulunmadığını, kargo içeriğinin ispat edilmesi gerektiğini, kolyenin değerinin mechul olduğunu, taşıyıcının eşyanın tamamen veya kısman zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda bu tazminat eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerektiğini, manevi tazminat talebinin koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini istemiştir. Davanın açıldığı Bakırköy 1. Asliye Ticaret mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosya İstanbul asliye ticaret mahkemesine gönderilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/k maddesinde Tüketicinin ‘Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi’yi ifade ettiği, Kanun’un 3/1 maddesinde tüketici işleminin ‘mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem’ olarak tanımlandığı, Kanun’un 66/1 maddesinde ‘Bakanlığın, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla il merkezlerinde ve yeterlilik şartları yönetmelikle belirlenen ilçe merkezlerinde en az bir tüketici hakem heyeti oluşturmakla görevli’ olduğu, Kanun’un 68/1 maddesinde ‘değeri 2.000.00 TL’nin altında (karar tarihinde 7.550,00 TL) bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine… başvurunun zorunlu’ olduğu, Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye dair hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir. Bu doğrultuda Kanun yararına bozma istemi üzerine verilen T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2018/3889, K. 2018/6376 16/10/2018 tarihli karar emsal niteliktedir. Somut uyuşmazlıkta, kargo taşıma sözleşmesi sırasında kaybolan kolye nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edilmekte olup, dosya kapsamında yapılan incelemede davacının tacir olmadığı, davalı gönderici 6502 Sayılı Kanun’un 3/k maddesinde ifade edilen ‘tüketici’, davalının işlemi Kanun’un 3/1 maddesinde ifade edilen ‘tüketici işlemi’ olup Kanun’un 66 ve 68. maddesi hükümleri gereğince uyuşmazlık 6502 Sayılı Kanun kapsamında ve Tüketici Hakem Heyeti’nin görev alanı içinde bulunmaktadır. Kaldı ki, 6502 Sayılı Kanun’un 83/2 maddesi açık hükmü de tereddüde yer bırakmayacak şekilde somut uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanun kapsamında bulunduğunu vurgulamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği ve görevin dava şartlarından olması itibarıyla mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy tüketici mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru delikçesinde özetle; TTK’da düzenlenen taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davanın mutlak ticari dava olduğunu, mutlak ticari davalarda tarafların sıfatına bakılmaksızın uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın görevli mahkemede açılmasına rağmen mahkemece usule aykırı şekilde görevsizlik kararı verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kargo taşıması sırasında zayi olan emtia nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyl ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak; 3/1-l maddesine göre tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade eder. Yine anılan Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesi uyarınca ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olay bakımından, davacının taşıma sırasında zayi olduğunu ileri sürdüğü emtiası, davacı tarafından özel olarak tasarlanan ve internet ortamında satışa sunulan takı emtiası olup, emtianın ticari ve mesleki faaliyet kapsamında üretilerek tasalanarak davacı tarafından satılan ürün olduğu, davacının kargo işlemini mesleki veya ticari amaçla yaptığı ve somut olay bakımından davacının tüketici sıfatının bulunmadığı açıktır. TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenen taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davalar, mutlak ticari davadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davanın esasına girilerek tarafların delilleri toplanmak suretiyle uyuşmazlık hususunda bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyasının mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, görevsizlik kararını veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.11.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.