Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/146 E. 2022/1524 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/146
KARAR NO: 2022/1524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2020
NUMARASI: 2018/1219 E. – 2020/360 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket 2001 tarihinden beri davalı şirketin İstanbul, İzmit ve Yalova illerinde satış, servis ve yedek parça hizmetlerini vermekte olduğunu, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin yıllarca kusursuz ekilde devam ettiğini, 2012 yılında … A.Ş’nin … tarafından satın alınmasından sonra atamış olduğu genel müdür ve satış müdürünün davacı şirkete karşı almış olduğu olumsuz tavırların ilişkileri zedelemiş olduğunu, özellikle davalı şirketin eski ortaklarından … ile İstanbul Avrupa yakası yetkili bayisi … Kompresör’ün 18/04/2017 tarihinde birlikte kurmuş oldukları … Ltd Şti. Bayilik sistemi içerisinde haksız rekabet ortamı doğurduğunu, bu şirketin davacı şirketin bulunduğu bölgede ve en önemlisi de davalı şirketin eski ortağı, mevcut genel müdürü ile mevcut diğer bayi tarafından işbirliği içerisinde organize edilmiş olduğunu … bayi ağı içerisindeki bu ve buna benzer onlarca usulsüz işlemlere karşı davacı şirketin itirazlar sürmesinin ancak bu itirazların dikkate alınmaması sistem içerisinde haksız rekabet ortamı yarattığını, 10/08/2018 tarihinde davalı şirketin, hiçbir somut gerekçe göstermeden davacı şirketin yetkili bayi satış ve servis hakkını iptal etmiş olduğunu, sona erme sebebinin ancak haklı bir sebep olması gerektiğini, somut olayda ise davalı şirketin sırf davacı şirket mevcut bayi ağı içerisinde bazı olumsuz yapılanmalara itiraz etmesi sebebi ile yetkili bayilik hakkının tek taraflı olarak feshedilmiş olduğunu, bu nedenle bayilik yetkisinin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile davacı şirketin bu sebeple uğradığı müspet ve kar kaybı zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; bayilik statüsüne ilişkin sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafın 30/10/2017 tarihinde e-postası ile bölgesi dışında yer alan Gaziantepte mukim müşteriye (… firması) SSR-250 2S için bakım teklifi vermesi, bölge bayisinin vermiş olduğu teklifi geri çekmesi için … Endüstriyel Kompresör ve Makina San. Tic. A.Ş den talepte bulunulması, davacının 16/03/2018 tarihli E-postasında davacının bölgesi (İstanbul Anadolu, İzmir) dışında yer alan Gaziantepte yeni bir servis firması kurması, bu firma ile yaklaşık 9 ay boyunca … markalı ürünleri kullanması ve Gaziantep’te … müşterilerine kompresör hizmeti vermesi, yan sanayi ürününün kutusuna … parça numarası işlenmesi, bölgede … broşürleri dağıtması, internet sitesinde … ve …’ın ana ortağı … bayisi olarak lanse etmesi nedeniyle yapılan tüm sözlü ve yazılı uyarılara rağmen davalı tarafın … Kompresör ve Makina san tic. A.Ş bayilik sistemine aykırı hareket etmesinden dolayı taraflar arasındaki sözleşmenin 10/08/2018 tarihinde haklı nedenle feshedilmiş olduğunu bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Hükme esas olarak alınan bilirkişi heyeti raporu dayanak yapılarak; taraflar arasında yetkili bayilik ilişkisi olduğu ancak bu konuda yazılı sözleşme olmadığı, davalı tarafından davacıya … ürünlerinin satış, servis hizmetleri konusunda yetkili bayilik belgesi verildiği, yetkili bayilik belgesinde verilen yetkili bayiliğin İstanbul, İzmit ve Yalova illerini kapsadığı, davacıya davalı tarafından verilen yetkili bayiliğin münhasır bayilik olmadığı, yine davacının da sadece davalı bayisi olacağına ilişkin bir kararlaştırmanın olmadığı, davalı tarafından 10/08/2018 tarihli yazı ile davacı ile arasında olan bayilik ilişkisini feshettiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 21/06/2017 tarih 9352 sayılı nüshasında … Sanayi İthalat İhracaat Ve Ticaret Limited Şirketi’nin kurulduğu, şirketin kurucuları arasında …’ün bulunduğu, davacı şirketin ticaret sicili kaydına göre …’ün ortakları arasında yer aldığı, davacı tarafından Gaziantep’te organik bağ içinde olduğu bir şirket kurup kendisine tanımlanmayan bu bölgede sanki davacı bayisiymiş gibi davranıldığı, davacının çektiği tanıtım videosunda davacının Gaziantep’teki şirketinin de davalının yetkili bayisiymiş gibi gösterildiği, TTK 54/2. Md. Kapsamında davacının eylem ve davranışlarının haksız rekabet fiili sayılabileceğinden davalı tarafından taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona erdirilmesinin haklı sebep kabul edilebileceği anlaşılmakla davacının davasının Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili şirketin 2001 tarihinden itibaren davalı şirketin satış, servis ve yedek parça hizmetlerini vermekte olduğunu, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin kusursuz şekilde devam ettiğini, 2012 yılında davalı şirketin … tarafından satın alınmasından sonra değişen genel müdür ve satış müdürünün müvekkili şirkete karşı takınmış olduğu olumsuz tavırların ticari ilişkiyi zedelemeye başladığını, 10.08.2018 tarihinde davalı şirketin hiçbir somut gerekçe göstermeden müvekkili şirketin yetkili bayi satış ve servis hakkını iptal ettiğini, sona erme sebebinin haklı bir sebep olması gerektiği halde somut olayda ise davalı şirketin ve temsilcilerinin haksız kazanç temin etmesi ve bu şekilde mevcut bayi ağı içerisinde bazı olumsuz yapılanmalara itiraz etmesi sebebiyle yetkili bayiliğin tek taraflı olarak feshedildiğini, bilirkişi raporunun temelsiz ve soyut iddiaları gerçekmiş gibi değerlendirerek eksik incelemeye dayalı olarak oluşturulduğunu, mahkemenin bu raporu esas aldığını, bilirkişi raporundaki haklı fesih kanaatinin hatalı olduğunu, Gaziantep …Makina’nın davacı şirketin doğu bölgesinde bulunan ve … Marka olmayan ürünlerin satış- servis ve yedek parça hizmetini verdiğini davalı şirket yetkilisinin bildiğini, raporda Gaziantep ‘te kurulan şirketin davacı şirket ile organik bağ içerisinde olduğunu bu bölgede davalı şirketin yetkili bayisiymiş gibi kendisini göstererek TTK 54/2 maddesi kapsamında haksız rekabete yol açtığını, firmanın davalının bayisiymiş gibi hareket ederek servis ve hizmet verdiği kanaatine varıldığını, dava dışı firmanın … Marka olmayan ürünlerin satış – servis ve yedek parça hizmetini verdiğini, itiraz dilekçesinde ifade ettiklerini, mahkemenin itirazlarını görmezden geldiğini, sadece davalı yanın beyanlarına itibar ettiğini, taraflar arasındaki yetkili bayilik Sözleşmesinin sadece … ürünlerine İlişkin olup taraflar arasında distribütörlük anlaşması olmaması sebebiyle davacı şirketin farklı marka ürünlere servis hizmeti vermesinin haksız rekabet oluşturmadığını, davacı şirketin müşteriye … yerine başka bir marka kompresörü satmadığı gibi başka bir kompresörün tamirinin davalı şirket açısından maddi manevi hiçbir olumsuz durum oluşturmadığını, raporun eksik inceleme sonucu oluşturulduğunu, davalı şirketin genel müdürü …’ın 19.03.2018 tarihli davacıya gönderilen mailin itirazları doğrultusunda çok önemli olduğunu, bilirkişinin eksik inceleme sebebiyle hatalı değerlendirmede bulunduğunu, 19.03.2018 tarihli maile göre farklı marka makinaların servis ve bakımının davalı şirketi ilgilendirmediğini, Gaziantep’teki şirketin davalı şirketin bayisiymiş gibi hareket etmediğini, fesih sebebinin haklı olup olmadığının tartışıldığı bir ihtilafta muhasebe kayıtlarının yokmuş gibi gözardı edilmesinin kabul edilemeyeceğini, tanık olarak dinlenen …’un tanıklığına itibar edilemeyeceğini, feshin kötüniyetli olduğunu, Gaziantep …Makinanın taraflar arasındaki İş ilişkisinin başladığı 2001 yılından çok sonra 13.06.2017 tarihinde kurulduğunu, bilirkişinin Gaziantep’teki şirketin davalı şirketin bayisiymiş gibi hareket ettiği kanaatine kapıldığı video için davalı şirket genel müdürünün teşekkür ettiğini .ayrıca gerekçede yetkili bayi izlenimi verdiğinin açıklanmadığını, Gaziantep’teki firmanın davalı şirkete ait hiçbir ürünü satmamasına rağmen sırf organik bağ var diye haksız rekabet kanısına kapıldığını, Gaziantep’teki haksız rekabet oluşturmayan faaliyetlerin davalı şirketçe bilinmesine rağmen sanki bilinmiyormuş gibi gerekçelerin ileri sürüldüğünü, bayilik Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yetkili bayi satış ve servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müspet zararın ve kâr kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, 2001 yılından itibaren yazılı olmayan bayilik sözleşmesi olduğu, davacı şirketin davalı şirketin satış ve servisinde yetkili olduğu, davalı şirket tarafından, bayilik ilişkisinin 10.08.2018 tarihli yazı ile “Uzun yıllar … bayisi olarak birlikte çalıştığımız İstanbul, … Makina San İth İhr San Ltd Şti ile bir süredir bazı konularda ortak noktalarda buluşamamızdan, ayrışmamızdan, Türkiye genelinde … bayi ağı dinamiklerini olumsuz etkileyecek olaylara yönelik yaklaşımlarından dolayı 10.08.2018 tarihi itibarı ile yollarımızı ayırarak bildirmek isteriz” ifadeleri ile sözleşmenin feshedildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalının feshinin haklı olup olmadığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Talimat yolu ile alınan tanık beyanında, davalı şirketin Gaziantep Bölge Bayiliğini yaptığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bu sebeple vakıf olduğunu, davacı şirketin yetkisi olmamasına rağmen … Makina adına Gaziantep ilinde firma kurarak airword isimli sektör dergisinde … ürünlerinin satışı ve servisi hizmetleri yapacağını duyurması üzerine Gaziantep İlindeki yetkili bayinin kendileri olması sebebiyle kendisini şirket merkezine çağırdıklarını burada davacı şirket temsilcisinin Gaziantep’e bir firma kurduğunu kabul ettiğini, fakat Gaziantep’te … ürünlerini ve servis hizmetlerini yapmayacağını yaptığı takdirde Sözleşmesinin iptal edilmesini taahhüt etmesine rağmen devam eden süreçte … müşterilerinin servis hizmeti verdiği gibi ürün teklifinde de bulunduğunu yaptıkları araştırmalar neticesinde öğrendikten sonra bunlara İlişkin faturalarla birlikte yeniden genel müdürlüğe başvuru yaptıktan sonra davacı şirketin bayiliğinin feshedildiğini bildiğini belirtmiştir.10.03.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda, dosyadaki bilgi ve belgelerden taraflar arasında yetkili bayilik ilişkisi olduğu ancak bu konuda yazılı sözleşme olmadığı, davalı tarafırıdan davacıya … ürünlerinin satışı, servis hizmetleri konusunda yetkili bayilik belgesi verildiğinin görüldüğü, dosyadaki taraf beyanlarından ve yetkili bayilik belgesinden |verilen yetkili bayiliğin İstanbul, İzmit ve Yalova illerini kapsadığının görüldüğü, ayrıca dosyaki bilgi ve belgelerden davacıya davalı tarafından verilen yetkili bayiliğin münhasır bayilik olmadığı yine davacının da sadece davalı bayisi olacağına ilişkin bir kararlaştırmanın olmadığı, dosyada mübrez 10.08.2018 tarihli yazıya göre davalının davacı ile arasındaki bayilik ilişkisini feshettiğinin görüldüğü, davalının bayilik ilişkisini fesih gerekçesi olarak; davacı tarafın, 30.10.2017 tarihindeki e-postası ile bölgesi dışında yer alan Gaziantep’te mukim müşteriye (Harputlu firması) … için bakım teklifi vermesi, bölge bayisinin vermiş olduğu teklifi geri çekmesi için … Kompresör ve Makina San. Tic. A.Ş’den talepte bulunulması, davacı’nın 16.03.2018 tarihli e-postasında davacının bölgesi (İstanbul Anadolu, İzmir) dışında yer alan Gaziantep’te yeni bir servis firması kurması, bu firma ile yaklaşık 9 ay boyunca … markalı ürünleri kullanması ve Gaziantep’te … müşterilerine kompresör hizmeti vermesi, yan sanayi ürününün kutusuna … parça numarası işlenmesi, bölgede … broşürleri dağıtması, intemet sitesinde … ve …’ın ana ortağı … bayisi olarak lanse etmesi, olarak gösterildiği, davalının birinci fesih gerekçesinin, davacı ile davalı arasında her iki tarafı da bağlayıcı münhasırlık ilişkisinin olmaması dikkate alındığında | davalıya ait olmayan ürünlerin de servis ve satış hizmetini yapmasının sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği bu çerçevede bu sebebin fesih için haklı sebep olmayacağının düşünüldüğü, davalının ikinci fesih gerekçesiyle ilgili otarak ise; davacının dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere Gaziantep’te organik bağ içinde olduğu bir şirket kurup kendisine tanımlanmayan bu bölgede sanki davacı bayisi imiş gibi davrandığının dosyada yer alan görselden görüldüğü; ayn şekilde davalının 19.11.2019 tarihli dilekçesinde bahsettiği www … videonun incelenmiş | olup ekteki video görüntüsünden de görüleceği üzere davacının bu videoda da davacının Gaziantep’teki şirketinin de davalının yetkili bayisiymiş gibi gösterildiğinin görüldüğü, bilindiği üzere haksız rekabetin, TTK m.54 vd. maddelerihde düzenlenmiş olup, dürüstlük kuralına aykırı olarak ekonomik düzeni bozan, ekonomik düzenin aktörleri aleyhine sonuçlar doğuran hareket ve fiillerin tümünü ifade ettiği, Haksız rekabet hukukunun da haksız fiilin bir türü olarak, haksız rekabet faili ile mağduru arasında dürüstlük kuralına uyma şeklinde hukuk düzeni tarafından tahmil edilen vazifeye muhalefet sebebiyle doğan bir zararı veya zarar tehlikesini bertaraf etmeyi amaçlayan hukuki bir kurum olduğu haksız rekabette korunan hakkın herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir hak olduğu bu hakkın mutlaka ticari bir işletme ile ilgili olmasına ve tarafların rakip olmasına da gerek olmadığı TTK.nın 54 üncü maddesi, kanunun madde gerekçesine göre, tüm haksız rekabete ilişkin kuralların üzerine yapılandırıldığı iki taşıyıcı kolon içerdiği, birinci kolonun, bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış |rekabetin sağlanması gerekliliğini ifade etmekte olduğunu, bu kolonun bir taraftan, “bütün katılanlar” kavramı, diğer taraftan da, dürüst ve bozulmamış rekabet kurumu ile tanımlandığını, dürüst ve bozulmamış rekabet kavramlarının İsviçre öğretisinde savunulan| bir görüş uyarınca rekabetin niteliğini, başka bir deyişle “kalitesi””ni belirttiğini, İkinci kolonun, dürüst davranış kuralını tek başına temsil ettiğini, böylece 6762 sayılı Kanunda “sulistimal”de bulunan anlam ağırlığı, TTK.m.54’te “dürüstlük kuralına geçtiğini, çünkü, İsviçre öğretisinde isabetle belirtildiği gibi, kötüye kullanma istisna bir hukuk kuralı olup dar bir uygulama alanına sahip olduğunu. 6762 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre bir eyleminin haksız rekabet olabilmesi için dürüst davranış kurallarını ihlâl etmesi yetmeyeceği, bu ihlâlin ayrıca iktisadi rekabetin kötüye kullanılması niteliğini taşıması da gerektiği, dürüst davranma kuralının ise artık haksız rekabetin tanınmasında (teşhisinde) belirleyici olduğu, hukuka uygun ve bozulmamış rekabet ortamında (ortamın her zaman piyasa olması şart değildir) tüm katılanlar piyasanın tüm faktörlerinin dürüst davranış kurallarına göre hareket edeceğine güvenir ve güvenmek hakkını haiz olduğu, dürüstlük kuralını ihlâl eden bu güvene aykırı hareket edilmiş olacağı, bununda haksız rekabeti oluşturacağı, TTK nın 54 üncü maddesi hükmü gereğince, haksız rekabete ilişkin ilkeyi koyduğunu, kanun gerekçesine göre, ilkenin temel unsurunun dürüst davranış kuralı olduğu, dürüstlük kuralına aykırılığın ya davranışlarla ya da ticari uygulamalarla olacağı, davranışlar ve ticari uygulamaların iş etiğine, doğruluğa, dürüstlüğe ters, aldatıcı, yanıltıcı, kandırıcı olabileceği, İsviçre Kanununun gerekçesinde ifade edildiği üzere dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamaların rekabetin işlevsel kurallarını zedeleyeceği, rekabetten beklenen sonuçların alınmasını engelleyeceği, Rekabet hukukundaki dürüstlük kuralları İsviçre öğretisinde belirtildiği gibi Türk Medeni Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrası hükmündeki dürüst davranış kuralları ile tam örtüşmeyebileceği, çünkü Türk Medeni Kanununu 2 nci maddesi anlamında dürüstlük kurallarının sözleşmesel veya ön sözleşmesel temelde ve taraflar arasındaki ilişkide var olan güvenle ilgili olduğu, Rekabet hukukunda ise bu anlamda tarafın mevcut olmayabileceği, çoğu kez bir haksız fiil konumunun bile söz konusu olabileceği, genel olarak kabul edildiği üzere bayii olmadığı halde bayinin pazar çevresini ele geçirmeye yönelik fiilerin de bu kapsamda haksız rekabet teşkil edeceği, bu çerçevede bayi olmadığı halde yetkili servis gibi hareket etmenin haksız rekabet teşkil edeceği, bu çerçevede Gaziantep’te organik bağ içinde olduğu bir şirket kurup kendisine tanımlanmayan bu bölgede sanki davacı bayisiymiş gibi davranılmasının, davacının çektiği tanıtım videosunda davacının Gaziantep’teki şirketinin de davalının yetkili bayisiymiş gibi gösterilmesinin TTK 54/II. maddesi hükmü kapsamında haksız rekabet fiili sayılabileceğinden davalının bu gerekçeyle taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona erdirmesinin haklı sebep kabul edilebileceği kanaatine varıldığı, sonuç olarak Gaziantep’te organik bağ içinde olduğu bir şirket kurup kendisine tanımlanmayan bu bölgede sanki davacı bayisiymiş gibi davranılmasının, davacının çektiği tanıtım videosunda davacının Gaziantep’teki şirketinin de davalının yetkili bayisiymiş gibi gösterilmesinin TTK’nın 54/II. maddesi hükmü kapsamında haksız rekabet fiili sayılabileceğinden davalının bu gerekçeyle taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona erdirmesinin haklı sebep kabul edilebileceği, belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı istinaf nedenlerindeki sebeplerle itiraz ederek yeni bir rapor alınması veya ek rapor aşamasında heyete kompresör makineleri konusunda uzman bir makine mühendisinin katılması suretiyle yeniden rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı davacı tarafın beyanına dair beyan dilekçesinde, davacı tarafın sunmuş olduğu yazışmaların delil niteliği taşımadığını, iddiaları genişletme yasağı çerçevesinde muvafakatlarının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketin menfaatini korumak ve farklı bölgelerde de olsa maddi ve manevi şekilde zarara uğratacak eylemlerden kaçınmak zorunda olduğunu, davacı tarafın yetkisiz olduğu bölgede müvekkili şirketin yetkilisiymişcesine hareket ederek sözleşmenin feshine neden olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu gereğince davacı eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu, bayilik ilişkisinin sona erdirilmesinin haklı sebep kabul edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme ilişkisi kapsamında bayilik ilişkisinin uzun süre devam ettiği, davacı bayinin yetkisi olmayan bölgede davalının bayisiymiş gibi hareket etmesi ve ticari faaliyete başlaması ve bunun tespiti sonucunda davalı şirket tarafından ticari ilişkiye son verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumun ise bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil edeceği kaçınılmazdır. Davalı şirketin böyle bir duruma katlanması beklenemez. Bu sebeple video, fotoğraf vb. deliller neticesinde subuta eren haksız rekabet nedeniyle bayilik sözleşmesinin feshinin haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Aksi ispat edilemeyen somut deliller neticesinde davacının ileri sürmüş olduğu mail yazışmalarının davalı tarafın kabulünün olmaması da dikkate alındığında sonuca etkili olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b 1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.11.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.