Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1446 E. 2021/1428 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1446
KARAR NO: 2021/1428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2021/79 E. – 2021/220 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar davanın yönelik verilen hükme karşı davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin faturadan kaynaklanan açık hesap alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ticari ilişkinin varlığı ve müvekkilin alacaklı olduğunu, tarafların ticari defter kayıtları, faturalar ve davalının vergi dairesi kayıtları ile sabit olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20 oranından az olmamak üzeri icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekili 03/03/2021 tarihli UYAP üzerinden göndermiş olduğu dilekçesi davalı ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davalı vekili 10/03/2021tarihli UYAP üzerinden göndermiş olduğu davacı ile sulh olduklarını. davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Her ne kadar yargılama devam ederken taraflar sulh olmuş ise de; sulh dilekçesi ekinde bulunan sulh ve ibra protokolü ile tarafların kısmen sulh oldukları anlaşılmakla Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti zorunlu giderlerinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi ve davada haksız çıkan taraftan alınarak Hazineye gelir yazılmasına karar verilmesi gerektiğinden, Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk zorunlu yargılama giderinin davacı ve davalıdan kısmen alınarak hazineye gelir kaydına ilişkin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Tarafların aralarında sulh ve ibra protokolü düzenledikleri ve bu protokol gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olmakla…” gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 812,96 TL’lik bölümünün davacıdan, 507,04 TL’lik bölümünün davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla da davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın 4 numaralı bendinde zorunlu arabuluculuk ücretinin taraflar arasında paylaştırılmasına karar verildiğini, oysa taraflar arasında düzenlenen 22.02.2021 tarihli Sulh ve İbra Protokolü’nün 3 numaralı maddesinde dava nedeniyle alacaklının yargılama gideri, harç ve arabuluculuk ücreti talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığını, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddesinin ”Bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından dava öncesi ödenen arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir.” düzenlemesinin bulunduğunu, mahkeme kararında belirtildiği üzere zorunlu arabuluculuk ücretinin, yargılama giderleri olarak kabul edilmesi gerektiğini, taraflar arasında bu kalemi de kapsayacak şekilde açık bir sulh ve ibra protokolü bulunmasına karşın bu yargılama giderlerinin paylaştırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu mahkemece işin esasına girilmeden haklılık oranının ne şekilde belirlendiğinin anlaşılamadığını, bu şekilde arabuluculuk ücretinin pay edilmesinin Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Yönetmeliğine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi karanının 4 nolu bendinin kaldırılarak arabuluculuk giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının istinaf başvurusunda ileri sürülen nedenlerin kararın kaldırılmasını gerektirir nitelikte olmadığını, müvekkilinin alacağının taraflar arasında düzenlenen protokolle sübuta erdiğini, müvekkilinin dava açmakta haklı olmasına rağmen yargılama giderlerinin paylaştırılmasının usule aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasının 4 nolu bendinin kaldırılarak arabuluculuk ücretinin davalaya yüklenmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sözleşme kapsamında davalıya satılıp teslim edilen emtia bedelinin ödenmediğini belirterek takip başlatmıştır. Davalının süresinde borç ve ferilerine itiraz etmesi sonucu takip durmuş, tarafların zorunlu arabuluculuk aşamasında anlaşmaması üzerine eldeki itirazın davası açılmıştır. Tarafların uyuşmazlığın esası ve ferileri konusunda 22.02.2021 tarihinde uzlaşarak, sulh ve ibra protokolü düzenledikleri anlaşılmıştır. Anılan protokol uyarınca tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı taraf vekillerince mahkemeye bildirilmiş ve protokol kapsamında konusuz kalan davanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince protokol gereğince konusuz kalan devanın esasıyla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden sulh ve ibra protokolüne göre hüküm kurulmuştur. Tarafların davanın esası ile yargılama giderlerine yönelik bir istinafları bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince, hüküm fıkrasının 4. maddesinde arabuluculuk giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmiş olup, davalı vekili sulh ve ibra protokolü gereğince zorunlu arabuluculuk ücretinden davacının sorumlu olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda, zorunlu arabuluculuk giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 22.02.2021 tarihli Sulh ve İbra Protokolünün 4. maddesinde, davacı işbu protokole konu ödemenin en geç 25.02.2021 tarihine kadar alacaklı davacı vekilinin hesabına ödenmesi halinde, davalıdan bu dosyalara ilişkin hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, yapılan bu ödemeyle alacağın tamamen tahsil edildiğini, takip ve dava nedeniyle maddi-manevi tazminat, yoksun kalınan kâr, faiz, masraf, icra inkar tazminatı, yargılama harç ve giderleri, arabuluculuk ücreti, haricen tahsil harcı, avukatlık ücreti ve benzeri dahil olmak üzere başkaca hiç bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı, yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak her türlü itiraz ve talep haklarından gayri kabili rücu feragat ettiğini kabul eder düzenlemesi bulunmaktadır. Anılan düzenlemede, tarafların karşılıklı olarak bir birlerinden yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücreti istenmeyeceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, gerekçeli kararın 4. maddesinde hüküm altına alınan alacak ise tarafların üzerinde tasarruf imkanı olmayan kamu alacağı olduğu ve sözleşme hükmünde açıkça davacının kamu alacağını da üstlendiğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle zorunlu arabuluculuk ücretinin taraflar arasında paylaştırılmasına ilişkin esaslarda yasaya açık bir yön bulunmadığından davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvuru nedenleri de yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararında ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan istinaf başvuru ve peşin istinaf karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.25.11.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, istinaf konusunun değerine göre karar kesindir.