Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1435 E. 2021/1062 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1435
KARAR NO: 2021/1062
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/06/2021
NUMARASI: 2021/251 Esas
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası içinde talep edilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin 14.06.2021 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili talebinde özetle; müvekkilinin Boğaziçi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu olduğunu, … A.Ş.’yi 18/08/2005 tarihinde … ile birlikte yarı hisse oranında kurduğunu, 11/06/2008 tarihinde unvan ve nevi değişikliğine giderek şirket ortaklarının arttığını, ortaklardan …’ın kardeşi ile kuzenininde ortaklar arasına dahil edildiğini, önceleri müvekkilinde herhangi bir kötü niyet uyanmadığını, daha sonraları …’ın şirketi ele geçirdiğini anladığını ve 9 yıldır kar payı dağıtmadığını, kendisine aylık 328.000,000 TL ödeme yapılmasına imkan sağlayacak şekilde genel kurul kararları aldığını, müvekkilinin şirket yönetim kurulu başkanlığından atılarak şirketten uzaklaştırıldığını, müvekkilinin hisselerini düşürmek ve sermaye artışı yapabilmek için 21/03/2013 tarihli genel kurulda esas sözleşme değişikliği yaptığını belirtmiş, ayrıca davalı şirket ana sözleşmesinin 29/01/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 11. numaralı kararla değiştirilen “Genel Kurul” başlıklı 11. Maddesinde, sermaye artırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70’inin olumlu oyuyla yapılabileceği hükmünün değiştirilerek sermaye artışının hissedarların %50 oyu ile yapılabileceğine dair esas sözleşme değişikliğinin yoklukla malül olduğunu, Yargıtay 11. HD.’nin 2018/353 E-2019/2685 K sayılı ilamı ile mahkememiz kararının bozulması neticesi dava konusu genel kurul kararının yoklukla malül olduğuna dair verilen kararın kesinleştiğini, Mahkememizin 2021/31 Esas sayılı dosyasında 11/07/2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan sermaye artışı ve diğer kararların yoklukla malül olduğunun tespiti/iptali davasının görüldüğünü, yukarıda açıkladığı gerekçelerle şirketin yönetim kurulu başkanının hukuka aykırı ve kötüniyetli davranışlarının bulunduğunu belirterek dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERCE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi ara kararıyla”…Tüm dosyanın incelenmesi neticesinde; TTK 449. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alındığı, görüşte davalı şirketin yönetim kurulu başkanının davaya konu kararın yürütülmesinin geriye bırakılmasının hukuken ve fiili olarak mümkün olmadığını, talebin menfaatler ilkesine aykırı olduğunu, bu talebin yersiz ve mümkün olmadığı gibi şirketi zarara uğratacağına dair görüş bildirmiş, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş olup davacı vekilinin davaya konu 29/01/2014 tarihli Genel Kurulda alınan 11. numaralı kararla değiştirilen 11. maddesinde sermaye arttırım kararına ilişkin davalı şirketin genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin, HMK 389. ve devamı maddeleri uyarınca yargılamayı gerektiriyor olması ve uyuşmazlığı çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden…” tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde dilekçesinde özetle: Müvekkilinin şirket yönetim kurulu başkanlığından atılarak şirketten uzaklaştırıldığını, müvekkilinin hisselerini düşürmek ve sermaye artışı yapabilmek için 21/03/2013 tarihli genel kurulda esas sözleşme değişikliği yapıldığını belirtmiş, ayrıca davalı şirket ana sözleşmesinin 29/01/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 11. numaralı kararla değiştirilen “Genel Kurul” başlıklı 11. Maddesinde, sermaye artırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70’inin olumlu oyuyla yapılabileceği hükmünün değiştirilerek sermaye artışının hissedarların %50 oyu ile yapılabileceğine dair esas sözleşme değişikliğinin yoklukla malül olduğunu, Yargıtay 11. HD.’nin 2018/353 E-2019/2685 K sayılı ilamı ile mahkemenin kararının bozulması neticesi dava konusu genel kurul kararının yoklukla malül olduğuna dair verilen kararın kesinleştiğini, Mahkememizin 2021/31 Esas sayılı dosyasında 11/07/2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan sermaye artışı ve diğer kararların yoklukla malül olduğunun tespiti/iptali davasının görüldüğünü, ilk derece mahkemesinden tedbir talep ettiklerini ve tedbirin reddine karar verildiğini belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen 14.06.2021 tarihli tedbirin reddine ilişkin kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali davası içinde, TTK’nın 449.maddesi uyarınca, genel kurul kararının icrasının dava sonuna kadar yürütülmesinin geri bırakılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince TTK’nın 449.maddesine dayalı geçici hukuki koruma talebinin reddine karar verilmiş; bu ara kararına karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, iptali istenen 29.01.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, alınan tüm kararların iptalini istemiştir. TTK’nın 449. maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Somut olayda ilk derece mahkemesinin ara kararı doğrultusunda davalı şirket adına Yönetim Kurulu Başkanı … tarafından yazılı beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 449. maddesi uygulanırken, tamamlayıcı hüküm olarak, HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Aynı Kanun’un 390/3. Maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut davada yargılama sürecinde İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1654 E 2015/752 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı temyizi üzerine incelenen Yargıtay 11 HD 2018/353 E 2019/2685 K 08.04.2019 tarihli kararı ile bozulduğu, karar düzeltme isteminin ise aynı dairece oy çokluğu ile reddedildiği, bunun üzerine mahkemenin 2021/251 Esasına kayıtlanan dosyanın yargılamasının sürdüğü, bu aşamada davacı vekilinin 27.04.2021 tarihli dilekçe ile huzurdaki davaya konu 29.01.2014 tarihli genel kurulda alınan 11. Nolu kararla değiştirilen genel kurul başlıklı 11. Maddesinde, sermaye arttırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70 inin olumlu oyuyla yapılabileceği hükmünü değiştiren esas sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin TTK 449 maddesi uyarınca durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı talep ettiği, mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 11 HD 2018/353 E2019/2685 K 08.04.2019 tarihli bozma ilamının 2 nolu bendi içeriği de gözetildiğinde genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olup olmadığı re’sen araştırılmalıdır. Davalı şirket ana sözleşmesinin davaya konu genel kurulda alınan 11. numaralı kararla değiştirilen “Genel Kurul” başlıklı 11. maddesinde, sermeye artırım/veya azaltılması kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70’inin olumlu oyuyla yapılabileceğinin düzenlendiği görülmektedir. Ana sözleşme ortaklar arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, uyulması zorunlu bulunduğundan, ana sözleşmede öngörülen karar nisabını taşımadan alınan kararlar yoklukla sakat kararlardır. Ana sözleşmede ağırlaştırılmış bir nisabın öngörüldüğü hallerde ana sözleşmenin ilgili hükmünün değiştirilmesi mümkündür ancak bu değişiklik için de en az ana sözleşme hükmünde öngörülen ağırlaştırılmış nisapta sermayeyi temsil eden çoğunluğun olumlu oyunun aranması gerekmektedir. Başka bir deyişle ana sözleşmenin ağırlaştırılmış nisap öngören hükmü ancak yine o hükümde gösterilen nisaplara uyularak değiştirilebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 06.09.2013 tarih, 2013/2111 E. 2013/15128 K., yine 06.12.2013 tarih, 2012/7227 E. 2013/22324 K. sayılı ilamı). Buna göre dosyanın mevcut kapsamına göre geçici hukuki koruma koşullarının oluştuğu kanaatine varılmaktadır. Bu açıklamalar ışığında, davacının davalı şirkette hissedar olup, hisse oranı da dikkate alınarak ve tedbir kararının davalı şirketin bir zararına da sebebiyet vermeyeceği dikkate alınarak, takdiren teminat alınmaksızın, davacı vekilinin 27.04.2021 tarihli tedbir talep dilekçesindeki talebi ile sınırlı olarak davalı şirketin dava konusu 29.01.2014 tarihli genel kurulda alınan 11. Nolu kararla değiştirilen genel kurul başlıklı 11. Maddesinde, sermaye arttırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70 inin olumlu oyuyla yapılabileceği hükmünün değişikliğine ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin TTK 449 maddesi uyarınca dava sonuna kadar geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış, davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak geçici hukuki koruma talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Ayrıntısı yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu 14.06.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak tedbir talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK’nın 389 ve TTK’nın 449. maddeleri uyarınca kabulü ile davacı vekilinin 27.04.2021 tarihli tedbir talep dilekçesindeki talebi ile sınırlı olarak davalı şirketin dava konusu 29.01.2014 tarihli genel kurulda alınan 11. Nolu kararla değiştirilen genel kurul başlıklı 11. Maddesinde, sermaye arttırım kararının ancak şirket pay defterinde yer alan tüm hissedarların %70 inin olumlu oyuyla yapılabileceği hükmünün değişikliğine ilişkin genel kurul kararının yürütülmesinin TTK 449 maddesi uyarınca dava sonuna kadar geri bırakılmasına 2- HMK’nın 392. maddesi uyarınca, davacının şirketteki hisse oranı ve tedbirin davalı şirket yönünden bir zarar oluşturmayacağı dikkate alınarak, takdiren teminat alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 162,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına, b-Davacı vekili tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde iadesine, c-Davacı vekili tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.09.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.