Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1388 E. 2021/1462 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1388
KARAR NO: 2021/1462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2021
NUMARASI: 2020/642 E. – 2021/384 K.
DAVANIN KONUSU:Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin TTK hükümlerine göre sorumlu olduğu ticari defterlerini elektronik ortamda tutarak yasal yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, vergi müfettişleri tarafından Aralık 2020 itibariyle müvekkili şirkete ait defter ve kayıtları üzerinde gerçekleştirilen denetim sırasında, yasal defterlerin ve berat kayıtlarının yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunulmasına rağmen 2018 yılı 11. Ay bildirimine konu KML dosyasının serverda bulunmadığının 08.12.2020 tarihinde tespit edildiğini, tüm çabalara rağmen müvekkili şirket kayıtlarının saklı tutulduğu server kayıtlarında ve ilgili defterlerin sisteme işlenmesine konu destek alınan … A.Ş. kayıtlarında anılan dosyalara ulaşılamadığını, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2020 yılı itibariyle mükelleflerce gerçekleştirilen bildirim ve dosyaların GİB elektronik ortamında saklanmaya başlanmasına rağmen 2018 yılına ilişkin zayii olan xml dosyası kayıtlarına Gelir İdaresi Başkanlığından da ulaşılamadığını, esasen o dönemde GİB sisteminde belirtildiği şekilde kayıt tutulmadığını, yapılan mevzuat değişikliği ile 2020 itibariyle kayıtların idarece de tutulmaya başlandığını, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen bulunamayan kayıtların, muhtemelen 08.03.2019 tarihinde müvekkil şirket serverlarında gerçekleştirilen siber saldırıdan yada ilgili kayıtların saklandığı bilgisayar nezdinde zaruri formatlama işlemi gerçekleştirilmesinden kaynaklandığını, anılan eksikliğin denetim üzerine 08.12.2020 tarihinde fark edildiğini, davaya konu 2018 yılı Kasım ayına ilişkin berat kayıtlarının müvekkili şirket nezdinde mevcut olmasına rağmen xml dosyalarının 08.03.2019 tarihli siber saldırı sonucu silinmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, berat kayıtlarının bulunmasına rağmen sadece anılan aya ilişkin xml kayıtları sistemden silinmesi nedeniyle ulaşılamadığını belirterek, müvekkili şirkete ait 2018 yılı Kasım ayına ilişkin berat kayıtlarına konu xml dosyalarının zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava; TTK.’nın 82/7 maddesine dayalı zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. 15 günlük süre hakdüşürücü süre olup re’sen incelenmesi gerekir. Süre dolmuşsa, ‘Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine’ karar verilmesi gerekir. Bu kapsamda, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacı şirkete ait 2018 yılının 11.ayına ait berat kayıtlarının 08.03.2019 tarihinde server sistemine gerçekleştirilen saldırı neticesinde ilgili kayıtların saklandığı bilgisayar nezdinde zaruri formatlama işlemi gerçekleştirildiğini, zayiiye konu 2018 yılı Kasım ayına ilişkin berat kayıtlarının formatlama tarihi itibari ile davacıca bilinmesi gerektiği, yukarıda açıklamalar ışığında davanın hak düşürücü sürede açılmadığı anlaşıldığından… ” gerekçesiyle, talebin süre yönünden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını aynen tekrarlamış ve vergi müfettişleri tarafından 2020 Aralık ayında yapılan denetimde müvekkilinin yasal defterlerin ve berat kayıtlarının yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına sunulmasına rağmen 2018 yılı 11. ayı bildirimine konu xml dosyasının serverda bulunmadığının 08.12.2020 tarihinde tespit edildiğini, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen kayıtların saklı tutulduğu server kayıtlarında ve ilgili defterlerin sisteme işlenmesine konu destek alınan şirket kayıtlarında ilgili kayıtlara ulaşılamadığını, zayi olayının muhtemelen 08.03.2019 tarihinde müvekkil şirket serverlarında gerçekleştirilen siber saldırı sonucu oluştuğunu, mahkemece hiç bir inceleme yapılmadan davanın reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin zayi olayına 08.12.2020 tarihinde vakıf olduğunu, kayıtların saklanması ve işlenmesinde tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, grup şirketlerinin benzer kayıtlarının zayii nedeniyle çeşitli mahkemelerde davalar açıldığını, bir kısım mahkemelerce yapılan bilirkişi incelemesi sırasında aslında başka formatlarda bulunan kayıtların siber saldırı sırasında zayi olduğunun ve zayi olayının fark edildiği tarihten itibaren açılan davaların süresinde olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin teftiş sırasında ulaşılamayan belgelerinin bulunamamasına anlam verilemediğini, ancak yapılan araştırma sonucu eksikliğin 08.03.2019 tarihinde şirket serverlarına gerçekleştirilen siber saldırıdan ya da ilgili kayıtların saklandığı bilgisayar nezdinde zaruri formatlama işlemi gerçekleştirilmesinden kaynaklandığının belirlendiğini, durumun 08.12.2020 tarihinde öğrenilmesinden itibaren süresi içinde, 11.12.2020 tarihinde dava açıldığını ve davanın süresinde olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak zayi belgesi verilmesi talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, hak düşürücü süresinden sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili; Elektronik Defter Tebliği’nin 7.1. maddesi uyarınca silinmiş olan geçmiş dönem defter kayıtlarının zayi olduğunun tespitiyle zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davacının Kasım 2011 ayına ilişkin belgelerinin zayi olduğunun formatlama tarihi itibariyle bilinmesi gerektiği, buna göre dava tarihi olan 11.12.2020 tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle dava reddedilmişse de 3 nolu Elektronik Defter Tebliği’nin 7.1 maddesinde “e- Defter tutanlar, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebep halleri nedeniyle e- Defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e- Defter ve barat dosyalarının muhafaza edildiği e- Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlarından veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir. Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi halinde mükelleflerin zayi olan e- Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 82/7. maddesine göre hak düşürücü sürenin başlangıcı, ziyaın öğrenildiği tarihtir. Bu bakımdan somut uyuşmazlıkta davacının zayi olayını öğrendiğini belirttiği tarihin aksini kanıtlayan bir delil bulunmaması ve kayıtların bulunmasına rağmen XML formatında bulunmadığının belirtilmesine, denetleme sırasında henüz idarece belgelerin istenilmediği bir dönemde davanın açıldığı gözetildiğinde, talebin süresinde olduğu kabul edilmek suretiyle talebin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02.12.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.