Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1347 E. 2021/1047 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1347
KARAR NO: 2021/1047
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13.04.2021 tarihli ek karar
NUMARASI: 2021/83 D.İŞ – 2021/79 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına borçlu vekili tarafından yapılan itirazın, itiraz eden … Şti. yönünden kabulüne dair verilen ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; talebe konu keşidecisi … Ltd. Şti., lehtarı müvekkili olan, 04.07.2019 tanzim- 06.12.2019 vade tarihli, 20.000,00 TL tutarlı bononun avalistleri olan borçlunun 20.000,00 TL yönünden, malvarlıklarını kaçırma, gizleme ve devretme eğilimi içerisinde bulunmaları nedeniyle, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 08.02.2021 tarihli kararla; ” …İhtiyati haciz talebinin Kabulü ile Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla; (20.000,00.-TL) alacak yönünden alacağın %15’ine tekabül eden (3.000,00-TL) teminat karşılığında İİK’nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticaret sicil müdürlüğüne kayıtlı olduğu yerin Denizli olduğunu, yine takibe konu bononun düzenlenme yerinin Denizli olduğunu, yetkili mahkeme ve icra daireleri olarak Denizli mahkemeleri ve icra dairelerinin kararlaştırıldığını, bu sebeple mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 13.04.2021 tarihli ek kararında; ”… İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili mahkemeden (HMK. 6.md.), borçluların birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerindeki mahkemeden (HMK. 7. md), bonoda öngörülen ödeme yerindeki, ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerindeki mahkemeden (HMK.10.md) ve bonoda yetkili mahkeme gösterilmişse ve şartları mevcutsa bonoda yetkili olarak gösterilen mahkemeden (HMK 17.md) talep edilebilecektir. 6100 sayılı HMK.’nun 17. maddesine göre yetki sözleşmesi ancak kamu tüzel kişileri ile tacirler arasında yapıldığında geçerlidir. Bonodaki taraflar da tacir olmakla bonodaki yetki sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Keşide yeri ve itiraz eden adresi de Denizli olmakla birlikte zaten 6100 sayılı HMK.’nun 17. Maddesi son cümlesi uyarınca yetki sözleşmesi ile belirlenen Denizli mahkemelerinin münhasır yetkisi söz konusudur. Bu sebeplerle yapılan incelemede, bonoda yer alan yetki sözleşmesi uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkisiz olduğu anlaşılmakla haklı yetki itirazının kabulü ile mahkememizce işbu dosyadan itiraz eden aleyhine verilen ihtiyati haczin kaldırılması gerektiği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itiraz eden …’nin, mahkemenin yetkisine itirazı haklı ve yerinde görüldüğünden, 08/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararnın, ihtiyati hacze itiraz eden … yönünden kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarının tekrarla; borçlu tarafın ihtiyati hacze karşı itirazını süresi içerisinde yapmadığını, ihtiyati haczin yetkili mahkemeden istendiğini, ihtiyati haciz talebi tarihi itibariyle davacı müvekkili şirketin yerleşim yerinin İstanbul olduğunu, İİK’nın 258. maddesinin açık atfıyla aynı Kanun’un 50. maddesine göre yetkinin belirlenmesi gerektiğini, anılan hükmün de HMK’nın mahkemelerin yetkisine dair kurallara atıf yaptığını, HMK’nın yetki kuralları uyarınca ihtiyati haciz talebinin yetkili mahkemeden istendiğini, borçlunun ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkisine yönelik itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen ek kararın bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair ek kararının kaldırılarak itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, alacaklı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itirazda bulunabilir”. Alacaklı vekili itirazın süresinde olmadığını öne sürmüş ise de ilk derece mahkemesince itiraz inceleme aşamasında icra takip dosyası getirtilerek incelenmiş ve itirazın süresinde olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak alacaklı vekilinin itirazın süresinde olmadığı yönündeki istinaf başvurusunun somut dayanağı bulunmamaktadır. Alacaklı tarafından yukarıda bilgileri yazılı olan bir adet bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmiştir. Bono üzerinde, ihtilaf halinde Denizli Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı mevcuttur. HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olay bakımından, keşideci ve lehdar tacir olmakla, bonodaki yetki şartı geçerli ve bağlayıcıdır. Bu sebeple alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.09.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.