Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1300 E. 2022/1356 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1300
KARAR NO: 2022/1356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2020
NUMARASI: 2019/624 E. – 2020/608 K.
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali (Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil Banka ile davalılardan … Anonim Şirketi arasında 27.10.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 14.10.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’in bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesapları kat edilerek Beyoğlu … Noterliğinin 21.06.2019 tarihli … Yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek borçlulara gönderildiğini, davalı borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün …/26923 E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalılara usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZET İİlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizde görülmekte olan yukarıda esas ve karar numarası yazılı dava dosyasının 25/06/2020 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup; bu tarihten itibaren de üç (3) aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenilenmemiş olduğundan, HMK 150/5.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki karar oluşturulmuştur. ” gerekçesiyle, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali için açılan davada, mahkemece davanın HMK’nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, davalı borçluların İstanbul … … Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına vekil vasıtası ile itiraz ettiğini, dava dilekçesinde de davalıların vekillerinin açıkça belirtildiğini, buna rağmen dava dilekçesinin davalı asillere tebliğ edildiğini, diğer bir ifade ile mahkemedeki yargılamanın taraf teşkili hukuka uygun olarak sağlanmadan yürütüldüğünü, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2017/708 Esas ve 2018/725 Karar sayılı ilamında “Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibin itiraz üzerine durması sonucu itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmış, … Davaya konu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin davalı-borçlu asile 13.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 20.04.2015 tarihinde ise davalı borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ile tenzip zaptı ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligat davalı asile yapılmıştır. Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine göre vekille takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın da vekile tebliği gerekir. Davalı asile tebligat yapılması taraf teşkilinin sağlandığı sonucunu doğurmaz. Bu durumda mahkemece, davalı vekiline duruşma gününü bildirir tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.” denilmek suretiyle, borçlu tarafından borca itirazın vekil tarafından yapılması halinde itirazın iptaline dair dava dilekçesi ve eklerinin itiraz eden vekile tebliğ edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu dile getirdiğini, mahkemede görülmekte olan davada dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı ile duruşma günü (Dava dilekçesinde açıkça vekil belirtilmesine rağmen) itiraz eden borçlular vekili yerine davalı asillere yapıldığını, bu yönü ile hukuka uygun olarak taraf teşkili tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesinin kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, davacı tarafça davalılar hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 28.06.2019 tarihinde asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 178.552,77 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların icra takibine karşı itiraz ettikleri, davacı tarafça ayrıca ihtiyati haciz kararı alınmış olduğu, davacının davalılar hakkında İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptali davasını açtığı, mahkemece davalı şirkete ve davalı gerçek kişiye dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalıların davaya karşı herhangi bir cevap vermedikleri, davacı vekilinin 05.03.2020 tarihli ön inceleme duruşmasına katıldığı, ön inceleme duruşmasında hazır bulunmayan davalı şirket ve gerçek kişiye duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği, davacı vekilinin ön inceleme duruşma tarihinde belirlenen 25.06.2020 tarihli duruşmada hazır olmadığı, herhangi bir mazeret bildirmediği gerekçesiyle davanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve hak düşürücü süre içinde yenileme dilekçesi verilmemesi üzerine 20.11.2020 tarihli kararla, HMK’nın 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır HMK’nın 150/1. maddesinde, ”Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir” düzenlemesi getirilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez” hükmüne yer verilmiştir. Dava dilekçesi mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir. (HMK madde 122). Ayrıca aynı yasanın 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar arasında davalı vekilinin adı soyadı veya adresine yer verilmemiştir. Dosya içerisine vekil tarafından vekaletnamenin ibrazına dair herhangi bir bilgi veya belge mevcut değildir. Vekaletname sunulduktan sonra Tebligat Kanunu, Avukatlık Kanunu ve ilgili yasal mevzuat gereğince tebligatların vekile yapılması yasal gerekliliktir. Ne var ki vekilin umumi vekaletname ile yetkilendirilmiş olması dahi müvekkilinin talimatı olmadan tüm davaları takip etme yetki ve sorumluluğunu ona yüklemez. Örneğin, hakkında icra takibi yapılan borçlu, somut olayda olduğu gibi, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dahi alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından dava dilekçesi vekil yerine asile tebliğ gerekir. Aksi taktirde usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmış olmaz. Bu itibarla bir davada vekilin temsil yetkisinin mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. ( Yargıtay 15. HD’nin 02.11.2004 tarih ve 2004/2041-5550 sayılı kararı; Yargıtay 9. HD’nin 2017/23538 Esas, 2018/1023 Karar ve 23.01.2018 tarihli kararı). Yukarıda açıklandığı üzere, HMK’nın 150. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde davet edilen tarafların duruşmaya gelmemesi, davayı takip etmemeleri neticesinde davanın açılmamış sayılmasında bir isabetsizlik olmadığı gibi, davalıların icra takip dosyasında itiraz dilekçesini ibraz eden vekile dava dilekçesinin tebliğ edilmemiş olmasında ve özellikle istinafa konu kararın niteliği gereğince bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353 1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.10.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.