Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1260 E. 2021/931 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1260
KARAR NO: 2021/931
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2021
NUMARASI: 2021/81 E. – 2021/82 K.
DAVANIN KONUSU:İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlular vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek kararın borçlular vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili sunduğu 04.02.2021 tarihli dilekçesiyle; müvekkili bankanın borçlulardan … A.Ş’nin kredi borçlarından mahsup edilmek üzere aldığı 01.02.2021 vade tarihli ve 10.400.000,00 USD bedelli bono, … AŞ’nin tahsilinde ve tahsil edildiği nispette kredi borçlarına mahsup edilmek üzere düzenlenmiş olan 01.02.2021 vade tarihli ve 4.300.000,00-USD bedelli bono ile … AŞ ile birleşen … AŞ ‘nin tahsilinde ve tahsil edildiği nispette kredi borçlarına mahsup edilmek üzere düzenlenmiş olan 01.02.2021 vade tarihli, 1.580.000,00 Euro bedelli bonoların ciro edilerek müvekkiline verildiğini, bonoların vadesinde ödenmediğini, yapılan araştırmada borçluların ödeme güçlüğü içinde oldukları ve mallarını kaçırma girişiminde bulunduklarının öğrenildiğini ileri sürerek, bonolardan kaynaklı 84.017.499,26 TL alacağın tahsilini teminen, borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 11.02.2021 tarihli kararda; ihtiyati haciz talebinin kabulü ile teminat mukabilinde 84.107.499,26 TL alacağın tahsilinin sağlanması amacıyla %15 oranında teminat karşılığında borçluların, alacağı karşılamaya yeter miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlular vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde özetle; Mahkemenin ihtiyati haciz konusunda yetkisiz olduğunu, aleyhine ihtiyati haciz istenilen kişilerin tamamının yerleşim yerinin Kadıköy veya Ataşehir ilçeleri olduğunu, ihtiyati haczin İİK’nın 50.maddesiyle yetkili olan mahkemeden istenebileceğini, buna göre dava tarihinde davalıların yerleşim yeri olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ihtiyati hacze konu borcun rehinle temin edilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesinin İİK’nın 257.maddesine aykırı olduğunu, banka tarafından kullandırılan kredinin tamamını karşılayacak miktarda ipotek verildiğini, ipoteğin asıl borçlu ve kefillerin borcu için verilmesi nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini, bankaca aynı alacak için teminat olarak alınan ipoteklerin paraya çevrilmesi için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında da, kambiyo senedinin takibe konduğu takip dosyasını kast ederek, tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlattığını, her iki takibin aynı alacağın teminatı olarak verildiğinin ikrar edildiğini, bonoların teminat amacıyla alınması nedeniyle kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içermediğini, bonoların bankadan kullanılan kredilerin teminatını oluşturmak üzere verildiğini, bankadan kullanılan kredi miktarı ile aynı olan bonoların genel kredi sözleşmesinin eki olarak değerlendirilerek tanzim ve vade tarihleri ile düzenleme yerinin boş bırakıldığını, ihtiyati haciz talep eden tarafça, müvekiiller aleyhine 12.02.2021 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte genel kredi sözleşmesinin esas alındığını, belgenin bono olarak değerlendirilmesi halinde dahi, verilen ipoteğin de genel kredi sözleşmesinin teminatı niteliğinde olması nedeniyle kambiyo vasfında olmadığını, bonoların zorunlu unsurlarının boş olarak verilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfını taşımadığını, müvekkillerinin genel kredi sözleşmesi dışında ihtiyati haciz isteyenle ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkillerince hesap kat ihtarına itiraz edilmesi nedeniyle muaccel olmuş bir borçlarının bulunmadığını belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Alacaklı vekili itiraza karşı sunduğu beyan dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin bonodaki yetki şartına göre yetkili olan mahkemeden istenildiğini, müvekkilinin bonoların lehdarı olmayıp, kredi borcuna istinaden temlik cirosuyla verildiğini, tahsil halinde ve tahsil edildiğinde kredi borcundan mahsup edilmek üzere borçlu tarafından müvekkiline verildiğini, bonoların teminat bonosu olmadığını, kambiyo senedi vasfında bulunduğunu, müvekkilinin ciro yoluyla iktisap ettiği bonoların meşru hamili olduğunu belirterek, itirazın reddine karar verilmesini sitemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince itirazı değerlendirdiği ek kararda; ”…İİK 265 maddesi uyarınca 11/03/2021 tarihinde duruşmalı olarak itirazın incelenmesine karar verilerek taraf vekillerine usulünce tebligat yapılmıştır. Taraf vekilleri duruşmaya katılmış olup, beyanları alınmıştır. İİK 257 maddesinde “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yerinde veya 3.şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü yer almaktadır. İİK 265 maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde yetkiye ve borca itiraz vardır. Talebe konu bonolarda anlaşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, HMK 17 md. uyarınca yetki şartının geçerli olup, asıl borçlu şirket ile birlikte müteselsil kefilleri de bağladığı, bu nedenle yetki itirazının geçerli olmadığı, borca ilişkin itiraz sebeplerinin ise yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla tüm bu sebeplerden dolayı ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkillerinin yerleşim yeri itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu mahkemeleri olmasına rağmen ihtiyati haczin yetkisiz mahkemece verildiğini, İİK’nın 265.maddesinde borçluyla yokluğunda verilen ihtiyati hacze itiraz etme olanağı tanındığını, ancak mahkemece ileri sürülen itirazların yargılamayı gerektirdiği belirtilerek incelenmeden reddedildiğini, oysa mahkemece itiraz nedenlerinin incelenerek reddedilmesi halinde gerekçelendirilmesi gerektiğini, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilmesi gerektiğini, kararın gerekçesiz olması nedeniyle itiraz nedenlerinin tekrar edildiğini, genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak ayrıca ipotek verildiğini ve davacı yanca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte de tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatıldığını, ihtiyati hacze konu bonoların da kredi borcunun teminatı olarak alındığını, düzenleme ve vade tarihleri ile düzenleme yeri boş bırakılan bonoların kambiyo senedi vasfında olmadığını, müvekkillerinin genel kredi sözleşmesi dışında davacı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, hesap katına itiraz edilmesi nedeniyle muaccel olmuş bir borcun bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, borçlular vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itirazda bulunabilir”. Somut olayda, alacaklı tarafından yukarıda bilgileri yazılı olan üç adet bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz talep edilmiştir. İhtiyati haciz isteyen bonolarda lehtar olarak yer almamaktadır. Bonoların temlik cirosuyla ihtiyati haciz isteyen tarafından iktisap edildiği anlaşılmıştır. Bonoların düzenleme yeri İstanbul olduğu gibi, ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde de yetki şartının geçerli olması için HMK’nın 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Diğer yandan bonoların süresinde protesto edilmesi nedeniyle kambiyo senedinden kaynaklanan borcun götürülecek borca dönüşmesi nedeniyle ihtiyati haciz isteyen alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmelidir. Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci şirketler tacir olduklarından, bonodaki yetki şartı geçerli olduğu gibi, aval veren olarak kabulü halinde de TTK’nın 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimsenin, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olduğu gözetildiğinde, bonoya aval veren yönünden de yetki şartı bağlayıcıdır. Bu sebeple itiraz edenlerin yetkiye ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir. İtiraz eden, genel kredi sözleşmesi kapsamında ipotek verildiğini beyan etmiş ise de anılan alacağın ipotekle teminat altına alınan kısım içinde kaldığına ilişkin hiç bir somut kanıt sunulmamıştır. Kaldı ki İİK’nın 45/3. maddesi gereğince, alacağın ipotekle temin edilmesi halinde dahi İİK’nın 167. maddesi gereğince kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılabilir. Bonoların teminat amacıyla verildiğine ilişkin ayrı bir sözleşme hükmü bulunmadığı gibi, bonolarda da teminata ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Takip tarihinden önce unsurları tamamlanmak koşuluyla, sadece imza atılmak suretiyle bono düzenlenmesi mümkündür. Esasen, bononun sonradan tamamlanan unsurlarının taraf iradelerine aykırı doldurulduğu da iddia edilmemiştir. İhtiyati hacze itiraz nedenlere yasada sınırlı olarak sayılmış olup, itiraz edenlerin ipotek ve yetki dışındaki itiraz nedenlerinin ihtiyati hacze itiraz nedenlerinden olmadığı, mahkemece yetkiye yönelik itirazın gerekçeli şekilde reddedildiği, takip konusu alacağın rehinle teminat altına alındığına ilişkin somut bir kanıt bulunmadığı, diğer itiraz nedenlerinin ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla itiraz edenler vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlular vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.