Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1199 E. 2021/956 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1199
KARAR NO: 2021/956
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 20.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/610 D.iş – 2020/617 Karar
KARAR TARİHİ: 07/11/2021
TALEP: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … tarafından keşide edilen, …’ın kefili olduğu ve … tarafından ciro edilen 01/11/2017 tanzim, 16/01/2018 ödeme tarihli, 25.000,00 TL ve 01/11/2017 keşide tarihli, 16/02/2018 ödeme tarihli, 30.000,00 TL bedelli bonoların hamilinin müvekkili olduğunu, alacağın hiçbir teminatı olmadığını, borcun vadesi dolduğu halde ödenmediğini, borçluların mal kaçırma gayreti içinde olduğunu beyanla 55.000,00 TL alacak bakımından borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ve bankalardaki mevduatları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmesin talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 30.11.2020 tarihli kararla; “…Borçlu … yönünden, hamilin lehtara ve cirantalara karşı müraacat edebilmesi için yasal süre içerisinde senet keşidecisinin protesto edilmesi gerektiğinden, protesto evrakı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından sunulmadığından, bu borçlu yönünden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, Diğer borçlular … ve … yönünden 55.000,00 TL yönünden ise; talebin İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla TALEBİN KABULÜ İLE, Alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE…” karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde; ihtiyati hacze konu 16 Ocak 2018 tarihli 25.000,00 TL bedelli senet ile 16 Şubat 2018 tarihli 30.000,00 TL bedelli kambiyo senetlerindeki imzaların müvekkili … ile diğer müvekkili …’A ait olmadığını, sunulan vekaletnamelerdeki imzalara çıplak gözle bakıldığında dahi, senetlerdeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, 2018 yılından bugüne kadar bahse konu senetlerin icra takibine konu edilmediğini, bu senetler sebebiyle herhangi bir ödememe protestosu gönderilmediğini, müvekkillerinin dava konusu senetlerden huzurdaki dosya ile haberdar olduğunu, müvekkilleri ile alacaklı gözüken … arasında ticari yahut başkaca bir ilişkiden kaynaklı hiçbir alacak-borç ilişkisi olmadığını, tacir olan müvekkilinin hesaplarına blokeler konulması ile müvekkilinin ağır zararları ve ticari hayatını devam ettirmesinin zarara uğratıldığını, müvekkilinin mal kaçırma kastının kesinlikle olmadığını beyanla sahte kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz kararına karşı teminat iade edilmeksizin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararına dayalı olarak yapılan tüm işlemlerin kaldırılmasını, masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU EK KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 07/01/2021 tarihli ek kararla; “…İtiraza konu bonoların yasal şartları içerdiği ve kambiyo vasfına haiz olduğu anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz İİK’nun 265. maddesinde düzenlenmiş olup, borçluya da ihtiyati hacizden etkilenen 3. şahsın itiraz haklarının şekli ve tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlunun ancak ihtiyati haczin sebebi ile teminata ve yetkiye itiraz edebileceği, bunun dışında menfi tespit davası, istihkak davası veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususların, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemeyeceği, itiraz eden vekili her ne kadar ihtiyati hacze dayanak yapılan bonolardaki imzanın müvekkillerine ait olmadığını ileri sürmüş ise de, bu hususun ancak açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebileceği, İİK’nın 265. maddesindeki itiraz nedenlerinden sayılmadığı anlaşılmış, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; Alacaklı olarak gözüken … ve diğer borçlu olarak gözüken …’in danışıklı işlemler içerisinde olduklarını, hiç bir yasa hükmünün kötü niyeti korumayacağını, Müvekkilleri aleyhine hükmedilen ihtiyat-i haciz kararının yasaya açıkça aykırı olduğunu, ihtiyati haczin sebebi olarak öne sürülen durumun gerçekle örtüşmediğini, Kambiyo senetlerindeki imzaların müvekkillere ait olmadığının çıplak gözle dahi farkedilecek durumda olduğunu, Müvekkilleri ile alacaklı gözüken … arasında ticari yahut başkaca bir ilişkiden kaynaklı hiçbir alacak-borç ilişkisi mevcut olmadığını, İhtiyat-i hacze dayanılarak başlatılan icra takip dosyasında, İİK’nın 89.maddesi uyarınca bankalara gönderilen mevduat hacizleriyle alacaklı vekilinin duruşmadaki beyanının aksine, hakkı olmadıkları sözde borcu tahsil ettiklerini, İhtiyat-i haczin taşkın olarak uygulandığını, anılan tüm nedenlerle, alacaklı gözüken şahsın, diğer borçlu … ile işbirliği içerisinde olması ve açık kötü niyeti, ihtiyat-i haczin şartlarının gerçekleşmemiş oluşu, sahteciliğin çıplak gözle incelemesinde dahi anlaşılabilir oluşu dikkate alındığında ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu anlaşılacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin, ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne veihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmiş; bu ek karara karşı, itiraz eden borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talebine konu bonoların 01.11.2017 düzenleme tarihli, 16.01.2018 ve 16.02.2018 vade tarihli 25.000 TL ve 30.000 TL tutarlı oldukları, keşideci olarak …, kefil olarak … imzası taşıdığı, bonoların lehtarı … olup, lehtar cirosu ile alacaklı …a ciro edildiği görülmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1.maddesinin 2.cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. “Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1.maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İtiraz edenler bonoda yer alan imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürmüşlerse de mahkeme gerekçesinde de işaret edildiği üzere İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen bonodaki imzaların sahte olduğu yönündeki iddialar açılacak menfi tespit davası yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte olmakla bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Yine taşkın haciz yönündeki iddialarda ihtiyati hacize itiraz aşamasında incelenemeyecek olup, borçlular vekilince bu yöndeki şikayetler yönünden icra mahkemesine başvuruda muhtariyetleri bulunmaktadır. Dava konusu bonoların, kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren senet niteliğinde olduğu, mahkemece yazılı borç ikrarı olan bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği ve gerekçede bu hususun belirtildiği, bononun vadesinin geçmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi için borçluların mal kaçırma hazırlıkları içinde olduğunun kanıtlanmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla, itiraz eden borçlu vekillerinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin itirazın redi kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlular vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.