Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1198 E. 2021/957 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1198
KARAR NO: 2021/957
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/1389 D.iş – 2020/138 Karar
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
TALEP: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebine ilişkin davanın yapılan yargılaması sırasında ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; talebe konu keşidecisi … Ltd. Şti , lehtarı müvekkili olan 10.10.2013 tanzim 05.02.2020 vade tarihli 15.000.000 TL tutarlı bononun avalistleri olan borçluların 2.870.935,60 TL yönünden malvarlıklarını kaçırma, gizleme ve devretme eğilimi içerisinde bulunduğunu, alacağın tahsilini teminen borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İHTİYATİ HACİZ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince 06.07.2020 tarihli kararla, “İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 257. ve müteakip maddeleri gereğince borçluların 2.870.935,60 TL borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine, ihtiyati haciz konulmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesinde; takip alacaklısı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, icra takip dosyası incelendiğinde müvekkili aleyhine başlatılan takibe dayanak olarak bono gösterildiğini, karşı tarafın işbu takibi başlatırken ihtiyati haciz kararı alarak müvekkilinin banka hesaplarına ihtiyati haciz yoluyla müzekkere gönderildiği, söz konusu bono, dava dışı … Limited Şirketi ile … Ticaret Limited Şirketinin davacı banka ile imzalamış oldukları kredi sözleşmesine teminat olarak düzenlendiğini, icra takibine dayanak yapılan ve müvekkiline gönderilen ödeme emrinin ekinde yer alan senet fotokopisinin üzeri karalandığı için okunaklı olmadığından kambiyo vasfında olup olmadığı, altındaki imzanın müvekkiline ait olup olmadığı ve sair hususlarda yasal bir eksiklik veya hukuka aykırılık olup olmadığı taraflarından okunamadığı bu husustaki itiraz ve dava hakları saklı tutularak işbu yönlerden ödeme emrinin iptali gerektiğini, söz konusu senetten ötürü müvekkilinin şahsi borçlarının bulunmadığı ancak o tarihte sahibi oldukları … ve … firmaları tarafından davalı bankadan alınan krediler nedeniyle alınan şahsi kefaletlerinden kaynaklanmakta olduğunu, ödeme emrinin ekinde taraflarına tebliğ edilen senet ve altındaki okunmayan kayıtlardan takip konusu senedin müvekkillerine sahip oldukları şirketler tarafından çekilen kredi borçlarına karşılık alındığının anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu senedin, müvekkillerinin sahip oldukları şirketler tarafından çekilen kredi borçlarına kefaletlerinden ileri gelen bir teminat senedi olduğu, teminat senedi ile dayanağı kredi ise daha önce müvekkili şirketlerin otobüsleri üzerinde rehin, taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilerek teminat altına alındığını, karşı tarafın ihtiyati haciz kararını kabul eden mahkemenin müvekkilinin dava arkadaşı olduğu, başka bir deyişle kefil olduğu … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi firmaları hakkında verilmiş Konkordato kararından habersiz olduğundan, karşı tarafın ihtiyati haciz talebini kabul ederek müvekkilinin mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verdiğini, mahkemenin işbu kararı usul ve yasaya aykırı olup derhal kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin karşı taraf ile dava dışı … Ltd. Şti ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan, işbu ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan bononun doğrudan tarafı olmadığı, müvekkilinin işbu sözleşmede aval veren sıfatıyla yer aldığını, ihtiyati hacze konu yapılan alacağın yargılamayı gerektirdiği, karşı tarafın alacağının rehin ile temin edilmiş olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla karşı tarafın alacağının, rehinle temin edilmiş olması, rehne müracaat kuralı gereğince karşı tarafın öncelikli olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluna müracaat etmeden müvekkiline müracaat etmesinin mümkün olmadığını, kredi sözleşmesine teminat amacıyla düzenlenmiş olan bonoda aval veren sıfatıyla imzası bulunan müvekkilleri … ve …’ın kredi sözleşmesinin tarafı olan … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin kefil olduğu borç ile dava dışı … Limited Şirketi ile … Ticaret Limited Şirketinin sorumlu olduğu borcun kaynağının aynı kredi sözleşmesinden ileri geldiği, ortak bir işlemle (kredi sözleşmesiyle) hem müvekkilinin hem de dava dışı … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi yükümlülük altına girdikleri gibi, davaların temelini oluşturan vakıalar ve hukuki sebeplerin de aynı olduğunu, müvekkili ile ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan (HMK.57 md.,gereğince) dava dışı … Limited Şirketi İle … Limited Şirketi hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/610 Esas 31.07.2019 tarih sayılı kararı ile konkordato kararı verildiği, söz konusu kararın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.10.2019 tarihli duruşmasında 2 ay süre ile uzatıldığı, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.12.2019 tarihli duruşmasında da müvekkil şirkete 1 yıllık kesin mühlet verildiği, işbu konkordato kararından müvekkillerinin de yararlanma hakkının bulunduğu, krediyi kullanan ve hakkında konkordato kararı verilen asıl borçluların borçtan kurtulması, kefil olan müvekkilinin de borçtan kurtulmasını sağlayacağını, asıl borçluların borcunu ödemesi, müvekkillerinin de kefaletten doğan borcunu sonlandıracağını, herkesin borcunun kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, herkesin kurtuluşunun da kredinin ödenmesiyle mümkün bulunduğu, borçlu veya kefil için doğan bir hak veya külfet, diğeri için de geçerli olacağını, asıl borcun bitmesi, feri nitelikteki (kefalet) borcun da bitmesi anlamına geleceği için asıl borç için verilen konkordato kararından feri borcun yararlandırılmamasının hukuka aykırılık oluşturacağını, fazlaya ve diğer hususlara ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, aynı vakıa, aynı hukuki sebep ve aynı işlemden kaynaklanan ve rehinle temin edilmiş borçtan ötürü asıl borçlular yönünden verilen konkordato kararı karşısında, akıbeti ve kaderi asıl borca bağlı bulunan feri nitelikteki borca kefil olan ve konkordato kararından istifade edilmesi gereken müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılarak veya askıya alınarak veya infazının durdurularak, konkordato kararı veren mahkeme kararının bekletici mesele yapılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 04/11/2021 tarihli kararla, “Borçlu vekilinin tüm itirazları hakkında emsal yüksek mahkeme kararları tespit edilmiş, ilgili kısımları alıntılanmıştır. Buna göre borçluların imza itirazının ancak menfi tespit davasında ileri sürülebilecek bir itiraz olması nedeni ile yerinde değildir. Borçluların senedin teminat senedi olabileceği yolundaki itirazları senedin teminat senedi olmasının kambiyo vasfını etkilememesi, kaldı ki senette teminat senedi olduğuna dair bir ibare olmaması nedeni ile yerinde değildir. Borçlunun önce rehne başvurulması gerektiği yolundaki itirazı ise yukarıda belirtilen içtihatlar gereği Asıl borç rehinle temin edilmiş olsa bile kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesinin mümkün olması nedeni ile yerinde değildir. Kaldı ki borçlu vekili kefillerin kefalet borcunu teminat altına almak amacı ile verilmiş bir rehin olduğunu da ileri sürmemiş buna dair bir delil sunmamıştır. Konkardato yönünden de itirazları yerinde değildir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü…” ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemeye yapılan itirazda da belirtildiği üzere müvekkilinin karşı taraf ile dava dışı … Ltd. Şti ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan, işbu ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan bono doğrudan tarafı olmadığını, müvekkilim işbu sözleşmede aval veren sıfatıyla yer aldığını, İhtiyati hacze konu yapılan alacağın yargılamayı gerektirdiğini, kaldı ki karşı tarafın alacağının rehin ile temin edilmiş durumda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla karşı tarafın alacağı, rehinle temin edilmiş olması nedeniyle “önce rehne müracaat kuralı” gereğince karşı tarafın öncelikli olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluna müracaat etmeden müvekkiline müracaat etmesinin mümkün olmadığını, Kredi sözleşmesine teminat amacıyla düzenlenmiş olan bonoda aval veren sıfatıyla imzası bulunan müvekkilleri … ve …’ın kredi sözleşmesinin tarafı olan … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, zira kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin kefil olduğu borç ile dava dışı … Limited Şirketi ile … Limited Şirketinin sorumlu olduğu borcun kaynağı, aynı kredi sözleşmesinden ileri geldiğini, dolayısıyla ortak bir işlemle (kredi sözleşmesiyle) hem müvekkilinin hem de dava dışı … Limited Şirketi ile … Limited Şirketi yükümlülük altına girdikleri gibi, davaların temelini oluşturan vakıalar ve hukuki sebepler de aynı olduğunu, Müvekkili ile ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan dava dışı … Limited Şirketi İle … Limited Şirketi hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/610 E. 31.07.2019 tarih sayılı kararı ile konkordato kararı verildiğini, söz konusu kararın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.10.2019 tarihli duruşmasında 2 ay süre ile uzatıldığını, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.12.2019 tarihli duruşmasında da müvekkil şirkete 1 yıllık kesin mühlet verildiğini,
Mahkeme kararının ortadan kaldırılarak, konkordato kararı veren mahkeme kararının bekletici mesele yapılarak, mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının askıya alınması ve infazının durdurulması gerektiğini belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/138 D. İş 2020/138 K. sayılı ve 04.11.2020 tarihli mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK’nın 265. maddesi uyarınca itiraza ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı borçlular vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati haciz talebine konu 10.10.2013 düzenleme tarihli, 05.02.2020 vadeli, 15.000.000 TL tutarlı senedin keşidecisi … Ltd. Şti, lehtarı … Bankası dır. İhtiyati haciz kararına itiraz edenlerce avalist sıfatıyla senede imza atıldığı görülmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1.maddesinin 2.cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. “Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1.maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Alacaklının ihtiyati haciz istemi emre muharrer senede (bonoya) dayalı olup, İİK’nın 167. maddesi gereğince alacağı emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunabileceği belirtilmiş olup bu husus İİK’nın 45. maddesinin istisnasını teşkil etmektedir. Bu nedenle, rehin verilmiş olsa bile aynı alacak için kambiyo senedi düzenlenmiş olması halinde, rehin paraya çevrilmeden, kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasında ve ihtiyati haciz kararı verilmesinde yasaya bir aykırılık bulunmamaktadır. Asıl borçlu hakkında konkordato kararı verilmiş olsa bile bu durum, aval verene müracaat hakkını engellemez. Buna dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İtiraz edenler bononun teminat bonosu olduğunu ileri sürmüştür. İncelenen bonoda, bononun teminat amacıyla verildiğine ilişkin her hangi bir ibare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK’nun 14.03.2001 tarih ve 12-233/257 sayılı ve yine 20.06.2001 tarih ve 12-496/534 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Yazılı belge sunulduğu takdirde, İİK’nun 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. İtiraz edenler tarafından bononun teminat bonosu olduğuna dair kanıt da sunulmadığı gözetildiğinde bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Dava konusu bononun, keşideci imzasının düzenleme ve vade tarihinini kayıtsız şartsız borç ikrarına, bono kelimesini ve düzenleme yerini içermesi nedeniyle şekli unsurları tam olan ve kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren senet niteliğinde olduğu, mahkemece yazılı borç ikrarı olan bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği ve gerekçede bu hususun belirtildiği, bononun vadesinin geçmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi için borçluların mal kaçırma hazırlıkları içinde olduğunun kanıtlanmasına gerek bulunmadığı anlaşılmakla itiraz eden borçlu vekillerinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin itirazın ret kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlular vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.