Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1176 E. 2021/1561 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1176
KARAR NO: 2021/1561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:22/09/2020
NUMARASI:2020/272 E. – 2020/356 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davalı borçlunun icra dosyasına yaptığı yetki itirazının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin taşımacılık işleri ile iştigal ettiğini, davalı ile aralarında ticari faaliyetin bulunduğunu, davalıdan 8.581,83 TL alacakları olduğunu, ancak birçok defa görüşülmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenle Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız olarak borca itiraz ettiğini belirterek; icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalının yerleşim yerinin Çayırova/Kocaeli olduğunu ve bu takibin davalının adresinde açılması gerekirken takibin yetkisiz olan Anadolu Adliyesinde takip başlatıldığını, davanın yasal süre içerisinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu icra takibinde dayanılan faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini ve takipte de sunulmadığını, davalının davacı şirkete fatura kaynaklı hiçbir borcu olmadığını belirterek; haksız ve hukuksuz açılmış olan davanın reddine, yargılama masraflarının davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda davacı, aralarındaki ticari ilişki sebebiyle takip başlatmış olup bu husus sözkonusu alacağı hem ‘aranacak’ borç niteliğine sokup hem de ticari ilişki iki tarafa borç yüklediğinden, uyuşmazlığın çözümünde ‘genel yetki’ kuralının işletilmesi gerekecektir. HMK.6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının şirket merkezi mahkemesi olup, davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında belirtmiş olduğu adres Gebze/ Kocaeli adresi olduğundan bu doğrultuda takibe yetkili icra müdürlüğü Gebze İcra Müdürlükleridir. Huzurdaki davaya konu icra takibi ise İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; genel yetki kuralları gereği takibin, Gebze İcra dairelerinde yapılması gerekirken Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, ancak müvekkil firmanın davalıdan olan alacağının dayanağını bu ticari uyuşmazlık sebebi ile doğan para alacağının oluşturduğunu, ancak buna rağmen ilk derece mahkemesince genel yetki kurallarından bahsedilerek, icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmamış olması sebebi ile hukuka aykırı şekilde davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay HGK’nun 2013/11-630 E- 2014/332 K sayılı kararında, “Dava konusu, her ne kadar taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminata hasredilmiş olduğundan artık para borcuna dönüşmüştür” şeklinde değerlendirme yapıldığını, yine söz konusu karar içeriğinde, HMK’nın 10. ve TBK’nın 89. maddelerinde yer alan düzenleme uyarınca, para alacaklarının götürülecek borç olması, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek olması sebebi ile davacı alacaklının adresinin bulunduğu yer mahkeme ve icra dairelerinin de yetkili olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yük taşıma ilişkisinden kaynaklanan ve faturaya dayalı açık hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, özel dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş. borçlunun …- … Alım Satım, takibe esas alacağın 8.581,83 TL olduğu, takip sebebi olarak muhtelif tarihli 16 adet faturadan kalan bakiye ve cari hesap alacağının gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili, itiraz dilekçesinde, borca faizin tamamına, faiz oranına itiraz ettiğini, ayrıca ikametgah adresinin Gebze olması sebebiyle yetkili icra dairesinin Gebze olduğunu ileri sürerek itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili, esasa cevap süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazını ileri sürerek müvekkilinin adresinin …Çayırova Kocaeli olduğundan bahisle uyuşmazlığın çözümünde yetkili icra dairesinin ve mahkemelerinin Gebze icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince davalının süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunmuş olduğu göz önüne alınarak; alacak “aranacak” borç niteliğinde olduğundan ve ayrıca ticari ilişki iki tarafa da borç yüklediğinden uyuşmazlığın çözümünde genel yetki kuralının işletilmesi gerektiği bu doğrultuda; borçlunun adresinin Gebze/Kocaeli olduğu sebebiyle genel yetki kuralları gereği takibin Gebze İcra Dairesinde yapılması gerekirken Anadolu İcra Müdürlüklerinden başlatıldığından bahisle, özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, icra dairesinin yetkisine vaki itirazın HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde ve ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur. İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak -yasada aksine hüküm bulunmadıkça- davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili ise de icra takibine konu edilen alacak, sözleşmeden doğan bir para alacağı olduğuna göre, HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri gereğince, para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri de yetkilidir. Somut uyuşmazlıkta davacı … A.Ş.’nin davaya esas icra takibinde yer alan adresinin Küçükbakkalköy mahallesi, … caddesi, no … Ataşehir/İstanbul olduğu, yine eldeki itirazın iptali davasına ilişkin dava dilekçesinde de davacı adresi olarak aynı adresin bildirildiği anlaşılmakla, davacının adresinin Ataşehir sınırları içerisinde kaldığı, bu durumda İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olduğu anlaşıldığından, takibin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra dairesi yapılmış olması nedeniyle, icra dairesi yetkilidir. Bu açıklamalara göre, icra dairesinin yetkili olduğu, bu nedenle icra dairesinin yetkisine vaki itirazın bir ara kararıyla reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, dava şartı hakkında hukuka aykırı yorum yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.12.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.