Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1158 E. 2021/1490 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1158
KARAR NO: 2021/1490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2020/498 Esas 2021/336 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle verilen görevsizlik kararına karşı, davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul ili, Büyükçekmece İlçesi …Mah. Tapunun … ada … parsel … Etap … … tipi, … bağımsız bölümdeki gayrimenkulü taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle …’dan devir ve teslim aldığını, …’ın devrettiği bu hakkın, davalılardan … A.Ş. ile düzenlediği Bakırköy … Noterliğinin 09/10/2018 t. … Y. Nolu Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesine dayandığını, …’ın ödemelerini yaptığını, gayrimenkulü teslim aldıktan sonra müvekkili şirkete devrettiğini, müvekkili şirketin de bu daireyi halen kullandığını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan tüm hakları devraldığını ve halen gayrimenkulü kullandığını, sözleşmeden kaynaklı ödemeler tamamlanmış olmakla, davalılardan … A.Ş. ve …’ın müvekkili şirketle yaptığı sözleşme devrine muvafakat vermekle ( Beyoğlu … Noterliğinin 04/09/2019 t. … Y.nolu Muvafakatı) ödemelerin tamamlandığını da teyit ettiğini, sözleşme konusu gayrimenkulün borcu ödendiği halde tapuda tescilinin müvekkil şirket adına yapılmadığını, dava konusu gayrimenkul ve diğer 82 gayrimenkul davalılar tarafından hasılat paylaşım sözleşmesi ile davalılardan …A.Ş.’ye teslim edildiğini, bu gayrimenkullerin de … A.Ş. tarafından iyi niyetli 3. kişilere devredilmiş olup bedellerinin alındığını, bahsi geçen hukuki ilişkide adi ortaklıkta iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğunu, ortakların dışa karşı da müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek; İstanbul ili, Büyükçekmece İlçesi … Mah. Tapunun … ada … parsel … Etap … … tipi,… bağımsız bölümdeki binanın tapu kaydının iptali ile müvekkil şirket adına tesciline, bu talebin mümkün olmadığı takdirde munzam zararın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, gayrimenkulün kaydı üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderlerini davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili, savunmasında özetle; davacı tacir ile davalı … arasındaki sözleşmenin taşeronluk sözleşmesi olduğu kabul edilse dahi bu sözleşmenin sadece alt işveren …’ı bağladığını, müvekkili… adına yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafça sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının, maddi vakıaların açıkça farklı olduğunu, müvekkilinin sözleşme akdettiği yegâne kişi olan diğer davalı … ‘ın dahi müvekkilinden tescili talep etme hak ve yetkisine sahip olmadığını, müvekkilinin …’ın hiçbir müşterisine veya alacaklısına taşınmaz devretmediğini, herhangi bir hukuki ilişkiye girmediğini, ayrıca … ile … arasında hiçbir zaman bir temsil ilişkisi mevcut olmadığını, …’ın davacı ile yapmış olduğu sözleşmeyi …’ı temsilen de yapmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TKHK’ya göre tüketici, TKHK m. 3/k’da ‘Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi’ olarak tanımlanmıştır. Bu sebeple ticari veya mesleki amaç dışında yapılan tüm işlemlerin, TKHK’nın kapsamına girdiği açık olup sadece TKHK’nın tüketici kavramına ilişkin ilgili düzenlemesi dikkate alındığında, tüzelkişi tacirlerin ticari veya mesleki amaç dışında hareket ettikleri tüm işlemler bakımından tüketici sıfatına sahip olması gerektiği mahkememizce bu şekilde uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davanın tarafları ticaret şirketi ise de bir işin ticari iş olmasını bu konudaki uyuşmazlığın da ticaret mahkemesinde görülmesine yeterli olmadığı, davacının taşınmazı satın alma amacının dosya kapsamında belirli bulunmadığı, dava konusu taşınmazın normal konut olarak kullanılmak için satın alındığı,somut olayda, davacının tüketici konumunda bulunduğu, söz konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayalı olarak tapu iptal tescil noktasında toplandığı, haliyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda söz konusu işlemin tüketici işlemi olduğu dikkate tüketim amaçlı mesleki veya ticari olmayan amaçla satın alındığı gibi villa niteliğindeki taşınmazın işyeri olmadığı taşınmazın cinsi de dikkate alınarak yapılacak yargılamada tüketici mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. Somut olayda, davacının tüketici konumunda bulunduğu, söz konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayalı olarak tapu iptal tescil noktasında toplandığı, haliyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda söz konusu işlemin tüketici işlemi olduğu dikkate alınarak yapılacak yargılamada tüketici mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamından; somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanunun 3.maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73.maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir .(İstanbul 9.BAM 2018/2349 Esas, 2018/939 Karar ilamı, İstanbul BAM 7.Hukuk Dairesinin 2020/183 Esas, 2020/269 Karar sayılı kararı ile 2020/356 Esas, 2020/633 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.) HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; göreve ilişkin dava şartı gerkeçleşmediğinden HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, HMK’nın 20.maddesindeki prosedür çerçevesinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ … A.Ş. vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Tüzel kişi tacirlerin yaptığı işlemlerin ticari nitelikte olduğunu, tüzel kişi tacirin yaptığı işlemin ticari olmamasının hukuken mümkün olmadığını, aksi yönde yapılacak her türlü yorum ve mahkeme kararının açıkça usul ve yasaya, özellikle de TTK’nın 19.maddesine aykırı olduğunu, TKHK’un 3-k maddesinde yer alan düzenleme karşısında TTK’nın 19. maddesinin özel hüküm niteliğinde olduğunu, zira tüzel kişi tacirler, Adalet Komisyonu raporları gözönüne alındığında, tüzel kişi tacirlerin tüketici sayılmasının kanuna aykırı ve keyfi bir karar olduğunu, Sadece taşınmazın villa niteliğindeki taşınmaz olması ve davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın almadığını belirtmesi nedeniyle işlemin tüketici işlemi sayılığını, taşınmazın işyeri olarak kullanılmasının önünde bir engel teşkil etmediğini, davacının ilgili taşınmazı şirket merkezi olarak da kullanabileceğini, kaldı ki bir ticaret şirketinin ortağının veya çalışanının kişisel konut ihtiyaçlarında kullanılmak üzere taşınmaz satın alınması halinde dahi işlemin, ticari işlem olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile davalı … A.Ş arasında düzenlenen satım vaadi sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacıya satışı vaadedilip teslim edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde ödenen bedelin güncel değerinin tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, uyuşmazlığın taraflarının tacir olmasına rağmen, satılan taşınmazın niteliği ve kullanım amacına göre tüketici işlemi niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı şirketin İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi … Köyü, … ada, … parselde kayıtlı bulunan, konut niteliğindeki … nolu Tip … nolu bağımsız bölüm niteliğindeki villayı satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı, taşınmazın davalı … tarafından fiilen davacıya teslim edildiği iddia edilmektedir. Davacı ile davalı satıcı arasında düzenlenen 09.10.2018 tarihli düzenleme şeklindeki satım vaadi sözleşmesinde, satılan taşınmazın niteliği, kullanım amacı, sözleşme bedeli ile sözleşmenin diğer hüküm ve sonuçları belirlenmiştir. Davacı, sözleşme uyarınca ödemeyi yaptığına ilişkin ödeme makbuzlarını dosyaya sunmuştur. Davaya tüketici mahkemesi tarafından bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanmasından kaynaklanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacının ve davalıların tüzel kişi tacir (ticaret şirketi) oldukları anlaşılmaktadır. TTK’nın 16. maddesi uyarınca, ticaret şirketleri tacirdir. Aynı Kanun’un 19/1. maddesi uyarınca, bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Sadece gerçek kişi tacir, bu ticari iş karinesinin aksini kanıtlayabilir. Tüzel kişi tacirlerin, yani ticaret şirketlerinin, ticari iş karinesinin aksini iddia ve ispat etmelerine Kanun izin vermemiştir. Bu nedenle, davacı şirket, tüketici olduğunu, taşınmazı ticari olmayan amaçlarla aldığını iddia ve ispat edemeyeceğinden, davacının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilemez. Tacir olan tarafların ticari işletmeleriyle ilgili davanın TTK’nın 4. maddesi kapsamına giren nispi ticari dava olup, asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan, mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Görevsizlik kararı veren ilk derece mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.