Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1151 E. 2021/930 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1151
KARAR NO: 2021/930
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14.04.2021 tarihli, ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar.
NUMARASI: 2021/213 Easas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali – Dava İçi İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası içindeki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, talebin reddine dair ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 20.12.2019 tarihli sözleşme kapsamında, müvekkilinin sözleşme konusu cam emtiasını davalıya teslim ettiğini, anılan sözleşmede müvekkilinin üretici, davalının ise işveren sıfatıyla yer aldığını, sözleşmenin üreticinin yükümlükleri üst başlıklı 3.3.maddesinde ” Üretici, bu sözleşme ve ekleri hükümlerine uygun olarak işverenden alacağı talimatlara ve yüklenicin vereceği cam ölçülerine göre tüm camları kusursuz ve noksansız olarak iş yerinde veya yüklenicinin fabrikasında kamyon üzerinde irsaliye kontrolü yapılmak suretiyle teslim edecektir.” düzenlemesi bulunduğunu, müvekkilinin yükümlülüğünü yerine getirerek sözleşmeye konu cam ürünlerini davalının iş yeri olan şantiyesinde tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, davalının teslim aldığı emtia nedeniyle süresinde ayıp bildiriminde bulunulmayarak, malların sözleşme hükümlerine uygun standartlarda teslim edildiğini kabul ettiğini, emtiayı alan davalının sözleşme ücretini ödememesi üzerine keşide edilen Antalya …Noterliği’nin 29.7.2020 tanzim tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarıyla davalının temerrüte düşürüldüğünü, davalı yanın cevabi ihtarla sözleşmeyi haksız şekilde feshettiğini ve davalının haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, sözleşme uyarınca vadesi gelen emtia bedelinin arabuluculuk sürecine rağmen ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davalının takibe yönelik itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptaline, %20 oranından az olmamak üzeri icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, rehinle teminat altına alınmamış ve muaccel hale gelmiş alacağın tahsilinin temini için davalının taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına dava değeri olan 120.001,97 Euro alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 14.04.2021 tarihli ara kararında; “…Mahkememizce dosya üzerinde davacı vekili tarafından sunulan delillerin incelemesi neticesinde, davacı tarafça dosyaya sunulan bazı sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarında imza bulunmadığı, fatura edilen camların ayıplı olduğuna dair ihtilaf olduğu, taraflar arasında mutabakata varıldığına dair bir belge de sunulmadığı, bu haliyle alacağın davacının haciz talebi yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delil ve belgeleri sunulmadığı anlaşıldığından davacı tarafın haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, HMK.nun 389. maddesi uyarınca talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, davalıdan alacaklı olduğunun mahkeme dosyasına ibraz edilen e-faturalar, faturalar ve sevk irsaliyeleri ile sabit olduğunu, delillerin ihtiyati haciz talebindeki haklılığı yaklaşık ispat kuralını aşar nitelikte olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsil kabiliyetinin dava sonunda davalı tarafça engellenebileceğinin açık olması nedeniyle ihtiyati haczin talep edildiğini, ilk derece mahkemesince dosyaya sunulan bazı sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarında imza bulunmadığı, fatura edilen camların ayıplı olduğuna dair ihtilaf olduğu, taraflar arasında mutabakata varıldığına dair bir belge de sunulmadığı gerekçesiyle müvekkilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin 62.702,00 TL, 171.241,00 TL, 247.073,00 TL, 158.522,00 TL ve 199.823,00 TL alacağının bulunduğuna ilişkin birbirini doğrular nitelikte 5 ayrı mutabakat formu bulunduğunu, buna rağmen taraflar arasında mutabakatın varıldığına dair belgenin sunulmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları gereğince taraflar arasında mutabakat formunun, ihtiyati haciz talebinde alacağın varlığının yaklaşık ispatında yeterli görüldüğünü, aynı alacak için takip öncesi Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/317 D.İş-K. Sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığını, ancak kararın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle kaldırıldığını, aynı alacak için iki mahkemenin farklı karar vermesinin hukuk güvenliğine aykırı olduğunu; ilk derece mahkemesinin alacağın yargılamayı gerektirdiğine ilişkin gerekçesinin de yasaya aykırı olduğunu, geçici hukuki koruma kararı için alacağın yargılamayı gerektirmemesi koşulunun bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin emtianın ayıplı olduğuna ilişkin gerekçesinin de yerinde olmadığını, davalının ürünlerin teslimine itiraz etmediğini, ürünlerin sevk irsaliyeleri ve diğer teslim evrakları tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, bu aşamada emtianın ayıplı olduğuna ilişkin bir davalı iddiası bulunmaması nedeniyle mahkemenin ihsas-ı rey niteliğinde hatalı gerekçeyle talebin reddine karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE İstinaf incelemesine konu talep, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içinde, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi ara kararından sonra davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde özetle, sözleşmenin ayıplı olarak ifa edildiği, emtianın geç teslimi nedeniyle davalının gecikme cezası talep etme hakkı bulunduğu, ayıba ilişkin süresinde bildirim yapıldığı savunularak davanın reddi istenmiştir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve mikterı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır. Somut olayda; ihtiyati haciz talep edilirken, teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi, e fatura, cari hesap ekstresi ve beş adet mutabakat mektubu ibraz edilmiştir. İbraz edilen Mart 2020 mutabakat dönemine ilişkin belgede 199.823,00 TL, Şubat 2020 dönemine ilişkin belgede 158.522,00 TL, Haziran 2020 dönemine ilişkin belgede 247.073 TL, Mayıs 2020 dönemine ilişkin belgede 171.241 TL, Nisan 2020 dönemine ilişkin belgede ise 62.702,00 TL davacı alacağının bulunduğu konusunda tarafların mutabakatı bulunmaktadır. Mutabık kalınan alacak toplamı 839.361,00 TL yapmaktadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da Kanun’da öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır. Bu durumda, teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi, fatura, cari hesap ekstresi ve mutabakat formları dikkate alındığında, somut olayda yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz isteminin mutabakat mektuplarındaki toplam miktar üzerinden kabulü gerekirken, talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz talebinin teminat karşaılığı kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinafa konu 14.04.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kısmen kabulü ile toplam 839.361,00 TL alacağı karşılamaya yeterli miktardaki davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 125.904,15 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 6-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.07.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.