Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1131 E. 2022/83 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1131
KARAR NO: 2022/83
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2017/1008 E. – 2021/202 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; dava dışı işçi …’nın, çalıştığı … A.Ş.’de iş kazası sebebi ile vefat ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hak sahiplerine gelir bağladığı, kurum zararı olan 94.571,89 TL’nin Ankara 27 İş Mahkemesinin 2016/174 sayılı kararı ile tahsiline karar verildiğini, davalı … Sigorta A.Ş. ile davacı şirket arasında 08.01.2011 – 03.04.2011 tarihli … poliçe numaralı işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında işyeri sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçede kaza başına 300.000 TL, kişi başı 100.000 TL tutarlarının teminat verildiğini, kazada vefat eden … için SGK tarafından açılan davanın davalı … Sigorta’ya ihbar edildiğini, ilamın Ankara … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında infaza konulduğunu, iş kazası sebebiyle davacıya terettüp edilecek ferileriyle birlikte maddi sorumluluk tutarının toplam 176.956,96 TL olduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmaması sebebi ile müvekkili tarafından icra dosyasına ödenmiş olan 187.650.00 TL’nin 01.11.2017 (SGK adına icra dosyasına yapılan ödeme) tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dilekçenin 1. sayfasında düzenlenen cetvelde belirtilen 145.701,00 TL borcu kabul ettiklerini, bu tutarı Mahkeme’nin belirleyeceği hesaba ödeyeceklerini, aşan alacak kısmını davacı şirketin sorumluluğunda olmadığından kabul etmediklerini, ilamda hükmedilen tazminat miktarının poliçe limiti içinde olduğunu, o miktara işleyen faizden davacı sigortanın aynı oranda sorumlu olmadığını, TTK’nın 1446. maddesi uyarınca müvekkili aleyhine açılan davanın 19.10,2016 tarihinde taraflarına bildirildiğini, tazminattan indirim yapılmasını gerektirir sonuçların oluştuğunu, davacının delil listesi ve ekleri tebliğ edilmediğinden HMK’ nın 121. maddesi uyarınca dava şartının oluşmadığını belirterek, kabul ettikleri 145.704,00 TL’yi aşan talep yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekili, dava dışı işçi …’nın müvekkiline ait işyerinde geçirdiği iş kazası neticesinde vefatı sebebi ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hak sahiplerine gelir bağlandığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kurum zararına ilişkin taraflarına karşı dava açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin icra dosyasına ödeme yaptığını, davalı … şirketi ile aralarında işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi olduğunu, dava davalı … şirketine ihbar edilmesine ve talep edilmesine rağmen poliçe kapsamında icra dosyasına yatırılan miktarın davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerekirken ödenmediğini beyan ederek 187.650,00TL’nin ödeme tarihi 01/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise, her ne kadar poliçe sebebi ile Sosyal Güvenlik Kurumu lehine çıkan tazminattan sorumlu iseler de tazminata işleyecek faizden sorumlu olmadıklarını, faizin davacının iş mahkemesindeki davayı taraflarına bildirdiği tarih olan 19/10/2016 tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, davacının davayı kendilerine geç bildirdiği için zarara uğradıklarını, 145.704 TL’yi ödemeye hazır olduklarını beyan ederek kabul ettikleri kısım haricinde davanın reddini talep etmiştir. Ankara 27. İş Mahkemesi’nin 2016/174 E 2017/178 Karar sayılı dosyasında; dava dışı işçi …’nın davacıya ait işyerinde geçirdiği iş kazası neticesinde vefatı sebebi ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından dosyamız davacısının da içinde bulunduğu davacılara karşı hak sahiplerine bağlanan gelire dair açılan alacak davasının 20/04/2017 tarihinde davacımız ve diğer şirketler yönünden kabulü ile 94.571,89 TL’nin tahsiline karar verildiği, davanın davalımız sigorta şirketine ihbar edildiği ancak ihbar tarihinin dosya kapsamından tespit edilemediği görülmektedir. İş bu ilam dayanak yapılarak davacı aleyhine Ankara … İcra müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasında ilamlı takip başlatılmış, 94.571,89 bağlanan gelir, 47.710,87 TL işlemiş faiz, 9.965,75 TL vekalet ücreti, 100,75 TL işlemiş faiz, 1.965,30 TL yargılama masrafı, 19,87 TL işlemiş faiz talep edilmiş, davacı tarafından 01/11/2017 tarihinde 183.800,00 TL, 03/11/2017 tarihinde 3.850,00TL ödeme yapılmıştır. Davalı taraf, işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davacının yaptığı ödemeden sorumludur ve bu kapsamda yargılama sırasında 18/06/2018 tarihinde davacı hesabına 150.000,00 TL yatırmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaflı husus, tazminata konu davanın davalıya ihbar tarihinin dolayısıyla temerrüt tarihinin ne olduğudur. Tüm dosya kapsamından ve davacının sunduğu delillerden, tazminata konu davanın davalıya ihbar tarihi tespit edilememiştir. Davalı ihbar tarihinin 19/10/2016 tarihi olduğunu iddia etmektedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; davalının belirtiği ihbar tarihi esas alınarak ihbar tarihinden dava tarihine kadar ana alacağa faiz işletilerek yapılan hesaplamada davalının sorumlu olduğu miktar 147.767,94 TL olarak tespit edilmiştir. Mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek; davalı taraf, sorumlu olduğu miktarı yargılama sırasında ödediğinden davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle; konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve TTK’nın 1446. maddesinde “riziko”dan bahsedilmekte olduğunu, iş kazasının meydana gelmiş olduğunun sigortacı tarafından öğrenilmiş olması halinde meydana gelen kazada kimlerin, kaç kişinin öldüğü veya yaralandığının önemi olmadığını, önemli olanın riskin meydana geldiğinin sigortacıya bildirilmesi hususu olduğunu, Ankara 5. İş Mahkemesinin dosyasında sigortacıya ihbar edilen olayda … ile … isimli işçinin birlikte iş kazası geçirmiş oldukları ve bu kazada … ile …’ın vefat ettiğinin görüleceğini, rücuya konu edilen alacağın ise SGK’ya ödenilen peşin sermaye değerlerinin sigortacıdan tahsili olduğunu, Müvekkili tarafından ödeme yapılan tarihte sigortacının ödemek zorunda olduğu tutarın hesaplanarak, müvekkilince yapılan ödeme tarihine kadar faiz işletilmek suretiyle sigortacının ödemesi gereken tutar bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, Bilirkişi raporunu kabul etmemekle birlikte sigorta şirketinin 2.536,99 TL eksik ödeme yaptığının raporda belirtilmesine rağmen mahkemenin davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin yerinde olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve istinaf sebepleri doğrultusunda bakiye kısım yönünden davanı kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve davacının dava konusu talebinin 187.650,00 TL olması nedeniyle mahkemece davaya devam edildiğini, müvekkili şirket tarafından kabul edilen tutarın 150.000,00 TL olarak 18.06.2018 tarihinde davacı şirket hesabına defaten ödendiğini, Müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ve davayı ön inceleme celsesinden önce kabul ettiğini, ayrıca ödemeyi de yaptığını, açıklanan nedenlerle yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden taraflarının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Davacının dava konusu talebi 187.650,00 TL olup, mahkemece yapılan inceleme sonucunda 147.767,94 TL, yani müvekkilinin kabul ettiği tutar yönünden davacının haklılığı ortaya konulmakla fazlaya ilişkin talep yönünden de davacının davalı şirkete vekalet ücreti ödemesine karar verilmesi gerektiğini, HMK’nın 331 inci maddesi uyarınca davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olan müvekkili şirketin davayı da kabul ettiği nazara alınarak, tüm masrafların ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini, dava edilen 187.650,00 TL ile kabul edilen 147.767,94 TL arasındaki tutar yönünden müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve istinaf sebepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının iş yerinde meydana gelen iş kazası sebebiyle SGK’ya ödediği bedelin, davalı işveren sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin bir sigorta tazminatı alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalı vekilince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Ankara 27. İş Mahkemesinin 2016/174 Esas 2017/178 Karar sayılı 20.04.2017 tarihli davacı SGK Başkanlığı tarafından, davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, … İnşaat’a karşı açılan davada … Sigorta ihbar olunan sıfatının bulunduğu bir dava açıldığı, dava konusunun davacının sigortalısı …’nun 26.04.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat ettiği, söz konusu iş kazasının davalıların iş güvenliği ve işçi sağlığı mevzuatına aykırı hareketleri sonucu meydana geldiği sebebiyle Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan 96.996,81 TL peşin değerli gelirin şimdilik 67.897,77 TL’nin, tahsis onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, yargılama neticesi davalılardan …, … ve … şirketine karşı açılan davanın kabulüne ve 94.571,89 TL kurum zararının 24.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, karar verildiği anlaşılmaktadır. Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklının SGK Başkanlığı, borçluların …, …, … İnşaat oldukları, alacaklının toplam 154.334,43 TL’nin icra masrafı ve ana paraya işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş olduğu, borç sebebi olarak Ankara 7. İş Mahkemesinin 2016/174 Esas- 2017/178 Karar sayılı, 20.04.2017 tarihli kararının gösterildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince alınan 05.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına … A.Ş. tarafından 01.11.2017 tarihinde 183.800,00 TL, 03.11.2017 tarihinde 3.850,00 TL ödeme yapıldığı, davalı … tarafından davanın açılmasından sonra 18.06.2018 tarihinde 150.000,00 TL ödeme yapıldığı, sonuç olarak istinafa konu eldeki davanın açılış tarihi itibariyle davalı … şirketinin sorumluluğunun 146.767,94 TL olduğu, 18.06.2018 ödeme tarihinde davalı … şirketinin sorumluluğunun 152.536,99 TL olmakla bu tarihte davalı … şirketi tarafından davacı tarafa 150.000,00 TL ödeme yapıldığı, Ankara 27. İş Mahkemesinin 2016/174 Esas sayılı dosyasında …’ye davanın ihbar edildiği tarihin yer almadığı, davalı …’nin ihbar tarihini 19.09.2016 olarak kabul ettiği, bu durumda 19.09.2016 tarihinin temerrüd tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir. İlk derece mahkemesinin 11.12.2018 tarihli celsesinde; davacı vekilinin 18.06.2018 tarihinde söz konusu dava dosyası kapsamında davalının 150.000,00 TL ödemiş olduğuna dair imzalı beyanının bulunduğu, bakiye miktar ve ferileri yönünden davanın devam etmesini istediği anlaşılmaktadır. 09.04.2019 tarihli celsede de davacı vekili bir önceki celsede yapıldığı söylenen 150.000,00 TL’lik ödeme sebebiyle bakiye 37.657,00 TL alacak ve feriler yönünden davaya devam ettiklerini yazılı olarak beyan etmiştir. 15.05.2020 tarihli ek raporun incelenmesinde; Ankara 5 İş Mahkemesinin 2011/847 Esas sayılı dosyasında istinafa konu dava dosyasına esas İş Mahkemesi dosyasıyla alakası olmadığı, Ankara 27. İş Mahkemesi ilamında ihbar tarihi belirsiz olup, kök raporda davalı … şirketinin beyanına dayalı olarak 19/09/2016 ihbar tarihinden dava tarihi olan 17/11/2017 tarihi arasındaki dönem için ve ayrıca davalının ödeme yaptığı 18.06.2018 tarihi itibari ile sorumluluğunun ayrı ayrı belirlendiği, davalı … şirketinin davadan sonra 18.05.2018 tarihinde 2.536,99 TL eksik ödeme yaptığı, netice olarak kök rapordan ayrılmayı gerektirir bir durum olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, tazminata konu davanın davalıya ihbar tarihi davacının sunduğu delillerden tespit edilememekle birlikte dosya içerisindeki kök ve ek raporlarda davalının belirtmiş olduğu 19.10.2016 tarihi ihbar tarihi olarak değerlendirilmekle yargılama sırasında 18.06.2018 tarihinde davalının davacı hesabına 150.000,00 TL yatırmış olduğu, 19.10.2016 tarihinden dava tarihine kadar ana alacağa faiz işletilmek suretiyle yapılan hesaplamada davalının sorumlu olduğu miktarın 147.767,94 TL olarak tespit edildiği sebebiyle yargılama sırasında ödenen bedelin bu miktarı karşılamış olduğu yönünde kanaate varılarak dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiği görülmektedir. Ankara 5. İş Mahkemesinin 2011/847 Esas sayılı dosyasına ait belgelerin incelenmesinde; davacının SGK Başkanlığı davalıların …, …, … İnşaat oldukları ihbar olunan sıfatıyla ise … gösterildiği, dava konusunun … Ltd.Şti.’nin yapımını sürdürdüğü, inşaatta alt işveren …’ın çalışanlarından …’un 26.04.2010 günü iş arkadaşı … ile birlikte geçirdiği iş kazası sonucu vefat ettiği, davacı kurumun …’un desteğinden yoksun kalan hak sahiplerine peşin sermaye değerli gelir bağladığı sebebiyle ortaya çıkan zararının karşılanmasını talep etmektedir. Dosya içerisinde …’nin 27.06.2014 tarihli cevabi yazısı bulunmakla … nolu sigorta poliçesi ve buna ilişkin hasar dosyası suretinin ekte gönderildiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, İlk derece mahkemesince az yukarıda bahsi geçen Ankara 5. İş Mahkemesinin 2011/847 Esas sayılı dosyası eksik incelenerek sözkonusu dosya ile istinafa konu dava dosyası arasında bağlantı doğru şekilde ortaya konulmadan, ihbarla temerrüt arasında nasıl bir ilişki olduğu gerekçeli şekilde ortaya konulmadan, davalı … şirketine önceden yapılan ihbara ilişkin bahsi geçen bu dosyada herhangi bir belge olup olmadığı varsa ihbar tarihinin ne olduğu tam olarak tespit edilmeden, davalı vekilinin ihbar tarihi olarak belirttiği 19.10.2016 tarihi esas alınarak davalı … şirketinden rücuen tahsil edilecek tazminata yürütülecek faiz 19.10.2016 tarihinden itibaren hesaplanarak sonuca ulaşılması hukuka aykırı olmuştur. Diğer taraftan dava dilekçesindeki net talep 187.650,00 TL olmasına rağmen dava sırasında ödenen tutar daha azdır. Bu durumda davanın tümüyle konusuz kaldığından söz edilemez. Dolayısıyla, ödendiği anlaşılan kısım öncelikle faize mahsup edilmek suretiyle, davacının talep edebileceği bakiye bir alacak bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ayrıca davalı tarafından ödenen tutar dışında kalan talep açısından ilk derece mahkemesince olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın tümden konusuz kaldığına dair hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.02.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.