Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1078 E. 2021/935 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1078
KARAR NO: 2021/935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15.04.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/195 E.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası içinde verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ara karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen ikmal anlaşması kapsamında, davalıya verilen ürünlere ilişkin fatura bedellerini vadesinde ödememesi üzerine, davalı borçlu aleyhine 4.449.357,32 TL asıl alacak 3.584.566,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.033.924,13 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalının itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun faturalar, sevk irsaliyeleri ve cari hesap ekstresi ile sabit olduğunu ileri sürerek, öncelikle ihtiyati haciz kararı verilerek davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakların ihtiyati haczine, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 15.03.2021 tarihli ara kararında; “…Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin taraflar arasında imzalanan ikmal anlaşması, teslim alan imzası, sevk irsaliyeleri, faturalar ve cari hesap ekstresi uyarınca yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği, İ.İ.K 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz şartların gerçekleştiği kanaati ile talebin kabulüne, davalı borçlunun borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkul ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine %15 teminat karşılığında (teminat miktarı 1.205.088,61.TL) ihtiyaten haczine,…” gerekçesiyle ihtiyati haczin teminat mukabilinde kabulüne, karar vermiştir. Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mallarının ihtiyaten haczine karar verilmesi için yasal koşulların oluşmadığını, dosyaya henüz bir beyan ve delil sunulmadan ve dilekçeler teatisi bitmeden ihtiyati haciz kararı verilmesinin taraflar arasında korunması gereken menfaatler dengesine aykırı olduğunu, henüz delillerin toplanmadan ve bilirkişi raporu alınmadan alacağın varlığı ve miktarı belirlenmeden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, davacının delillerinin yaklaşık ispat için yeterli olmadığını, Yargıtay kararlarında da ihtiyati haciz kararı verilmesi için dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanması ve alacağın varlığının yaklaşık olarak tespiti gerektiğinin kabul edildiğini, İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını ve mahkemece davacının soyut beyanlarıyla ihtiyati haciz kararı verildiğini, borcun sebebine itirazlarının bulunmadığını, uyuşmazlığın yargılamaya muhtaç olduğunu, ihtiyati hacze konu fatura bedellerinin ödendiğini, tarafların ticari defterleri incelenmeden borcun bulunduğuna ilişkin kanaate nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığını, benzer iddialarla başka bir kişi aleyhine, davacı yanca istenilen ihtiyati haciz kararının başka bir mahkemece reddedildiğini belirterek, 15.03.2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 15.04.2021 tarihli ara kararında; “… Taraflar arasında imzalanan ikmal anlaşması, teslim alan imzası, sevk irsaliyeleri, faturalar ve cari hesap ekstresi uyarınca yaklaşık ispat olgusunun ve İ.İ.K 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz şartların gerçekleştiği kanaati ile davalı tarafın ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddine” gerekçesiyle itirazın reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının hukuka, yasalara, ihtiyati haciz kurumunun ruhuna aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yasal koşulların oluşmadığını, henüz davalı tarafından bir beyan ve delil sunulmadan, en önemlisi dilekçelerin teatisi bitmeden ihtiyati haciz kararı verilmesinin, taraflar arasında korunması gereken “menfaatler dengesi” kuralına aykırı olduğunu, davacının alacağı çekişmeli olduğunu, dilekçelerin teatisi tamamlanmadan ve hiçbir delil toplanmadan, yargılama yapılarak bilirkişi raporu alınmadan ve dava konusu edilen alacağın varlığı ya da yokluğu veya miktarı belirlenmeden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, bu hususun Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 2016/27367 Esas, 2016/14852 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiğini, ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için yaklaşık ispat yükümlülüğü çerçevesinde, deliller teatisinin tamamlanması, her iki taraf için eşitlik prensibi gereğince delillerinin toplanması gerektiğinin anılan kararda açıkça belirtildiğini, mahkemece salt davacının sözde iddiaları ve delilleri çerçevesinde ihtiyati haciz kararı vermesinin hatalı olduğunu, davacının delillerinin İİK’nın 257.maddesi anlamında yaklaşık ispat için yetersiz olduğunu, alacağın varlığı ve miktarının dahi belirlenmediğini ve alacak miktarını aşacak şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini, davacının başka bir şirket aleyhine benzer sözleşme nedeniyle İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/188 Esas sayılı dosyasında istediği ihtiyati haciz talebinin mahkemece reddedildiğini belirterek, hukuka ve yasalara aykırı ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddi kararının kaldırılarak itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yanca itirazın iptali davasıyla birlikte ihtiyati haciz talep edilmiştir. Davacı, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davalıya teslim edilen emtianın bedelinin tahsili amacıyla takip başlatmış, süresinde itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali ile birlikte ihtiyati haciz istemiş, ilk derece mahkemesince, dosya kapsamında bulunan fatura, sevk irsaliyeleri ve Ba-Bs formları dikkate alınarak ihtiyati haciz istemi kabul edilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine, ilk derece mahkemesince duruşma açılarak ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve mikterı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır. Davacı vekili, itirazın iptali davası içinde ihtiyati haciz isteminde bulunmuş ve dilekçesinin ekinde taraflar arasındaki ikmal sözleşmesini, cari hesap ekstresi, elektronik faturalar ile teslim alan imzası ile araçların plakalarının bulunduğu, akaryakıtın teslimine ilişkin sevk irsaliyelerini sunmuştur. Bu durumda, somut olayda yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. İhtiyati haczin derdest bir dava içinde talep edilmesi halinde, talebin değerlendirilmesi için dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanması veya bilirkişi raporunun alınması zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira, ihtiyati haciz ile ilgili değerlendirme yapacak olan hakim, İİK’nın 257.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini ve alacak ile ihtiyati haciz nedenlerinin İİK’nın 258.maddesi anlamında yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanıp kanıtlanmayacağını değerlendirecektir. Farklı bir uyuşmazlıkta başka bir mahkemece taraflar arasındaki ilişki değerlendirilerek, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olması, eldeki uyuşmazlık ile ilgili delil niteliğinde kabul edilemez. Somut olayda sunulan belgelerden, yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığı ile ihtiyati haciz sebeplerinin kanıtlandığı anlaşılmakla ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olup davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden davalı vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.