Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1064 E. 2021/929 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1064
KARAR NO: 2021/929
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21.04.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2019/284 E.
DAVANIN KONUSU:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı, süresi içinde, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İsviçre merkezli faaliyet gösteren … şirketine bağlı olarak 03.03.2015 tarihinde Türkiye’de kurulduğunu, kuruluş aşamasında sektörde çalışan …’in şirketi münferiden temsile yetkili müdür olarak atandığını, kuruluş sürecinde şirket müdürünün yönlendirmesiyle o dönemde evli olduğu eşi, diğer davalının hesaplarına yurt dışından para gönderildiğini, şirketin kuruluşundan sonra şirket müdürünün, diğer davalıyı 11.03.2015 tarihinde personel müdürü olarak işe aldığını, ancak davalı …’nın hiçbir zaman şirkette fiili olarak çalışmadığını, şirket müdürünün çalışmalarına karşı 1.000.00 Euro maaş almış şekilde işlem yapılmasına rağmen, şirkette çalışmayan davalı …’e aylık 3.000 Euro maaş ödenmiş gibi gösterilerek, her ay bu miktarın davalının hesabına yatırıldığını, davalı …’ın 2015 yılı Temmuz ayında, mevcut işin yürütülmesini kolaylaştırmak için, yeni bir şirket kurmak gerektiği konusunda öneride bulunarak, şirket yetkililerini ikna ettiğini, yeni şirketin kuruluşu için 14.07.2015 tarihinde 37.400.00 Euro’nun da davalı …’nın hesabına gönderildiğini, 21.08.2015 tarihinde davalı …’nın kurucusu ve ortağı olduğu 50.000 TL sermayeli … A.Ş. isimli şirketin kurulduğunu, davalıların, müvekkilince gönderilen paraları yeni kurulan şirkete aktardıklarını, davalı yöneticinin yapılacak işte kullanılmak üzere dava dışı …’a senet karşılığı 235.000.00 Euro’nun elden verilmesini ve kredi çıktığında bu bedelin geri alınacağını beyan etmesi üzerine, davalı …’nın hesabına gönderilen paralardan 235.000.00 Euro’nun, çekilerek elden …’a verildiğini, ancak bu ödemenin şirkete iade edilmediğini, davalıların şirket alacağını haricen tahsil ederek taşınmaz aldıklarını davalılar hakkında yapılan suç duyurusu üzerine soruşturma yapılarak dava açıldığın, bu ve benzeri bir çok işlemle şirketin ciddi miktarda zarara uğratıldığını, davalıların 2017 yılında muvazaalı şekilde boşandıklarını ileri sürerek, davalıların, davacı şirket hesabından kendi hesaplarına aktardıkları paralar ve yine kendi üzerlerine aldıkları taşınmazlar üzerine müvekkilinin telafisi güç zarara uğramaması için, davalılar adına kayıtlı araç ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davalı …’in TTK’nın 644/1.a maddesi yollamasıyla 549 ila 561.maddeleri gereği, şirketin eski müdürü olarak, diğer davalının haksız fiil hükümleri gereğince sorumlu tutularak şimdilik 200.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili 30.03.2021 tarihli dilekçesinde önceki beyanlarını tekrarla davalılara ait araç ve gayrimenkuller üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulması ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbirin değerlendirildiği 21.04.2021 tarihli ara kararında “…. Davacı vekili, 30/03/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacı tarafça, davalılara ait araç ve gayrimenkul üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. HMK nun 389. Maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir karar verilebilir. Somut olayda … Limited şirket müdürü ve çalışanına karşı açılan tazminat davasına ilişkin olduğu davalıların adına kayıtlı isteme konu araç ve gayrimenkuller çekişme konusu olmamakla ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmamakla… ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davalılar hakkında açılan İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/267 Esas sayılı dosyasında verilen 23.03.2021 tarihli kararla davalıların TCK’nın 155/2 maddesi uyarınca hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalıların şirket hesabından, kendi hesaplarına para aktardıklarının ceza mahkemesince belirlenmesine rağmen 30.03.2021 tarihli dilekçe ile davalılar adına kayıtlı araç ve gayrimenkullere tedbir konulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde anlatıldığı üzere şirketin kuruluşu aşamasında ve sonrasında gönderilen paraların davalı yönetici tarafından şirket amaçları dışında harcandığını, şirkette çalışmayan diğer davalıya maaş ödendiği gibi yüksek miktarda sigorta primi ödendiğini, davalı müdürün şirket yetkililerini ikna etmesi sonucu kurulan yeni şirket için gönderilen paraların davalıların uhdesine geçirildiğini, şirketin karlı bir iş yapacağı vaadiyle dava dışı kişiye verilen 235.000 Euro’nun geri ödenmediğini, paranın davalılarca tahsil edilerek taşınmaz alındığını, davalı …’nın eyleminin TBK’nın 49. ve 77.maddeleri kapsamında kaldığını, diğer davalının da şirket müdürü olarak TTK’nın 553. ve devamı maddeleri gereğince sorumlu olduğunu, şirkete ait bir projede kullanılmak üzere gönderilen 1.109.000,00 TL’nin davalıların ortağı oldukları şirkete aktarıldığını, davalıların eylemleri ile şirketi zarara uğrattıklarının tüm delillerle sabit olmasına rağmen tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, şirketin müdürü olan … ile eşi olduğu ileri sürülen diğer davalının, şirkete ait paraları zimmetine geçirerek şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek, şirket çalışanı hakkında haksız fiil hükümlerine; şirket müdürü hakkında ise yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre tazminat talep etmiş, delillerin toplanmasından sonra 30.03.2021 tarihli dilekçeyle tedbir talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, eldeki davanın tek hakimli olarak yürütüldüğü ve davacının tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesinde ”…Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; İflas, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara, şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara, 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır…” hükmü düzenlenmiştir. O halde, somut uyuşmazlıkta, davadaki iddia ve talepler arasında yer alan yöneticinin sorumluluğu yönünden davanın heyet halinde görülüp karar verilmesi gerekirken tek hakimle yargılamanın yürütülüp tedbir talebinin karara bağlanması doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçeyle, mahkemenin teşekkülüne dair dava koşulu gerçekleştirilmeden karar verildiği, davacının tedbire yönelik taleplerinin heyetçe değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, esasına yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1.a. 4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Talebin mahkeme heyetince yeniden değerlendirilmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.