Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1054 E. 2021/944 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1054
KARAR NO: 2021/944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2019
NUMARASI: 2019/573D.İş. 2019/583 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak- İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen alacak davası öncesinde verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına dair davalı talebinin ilk derece mahkemesince kabulüne ve davcı vekilinin rücu talebinin reddine dair verilen 04.05.2021 tarihli ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde; müvekkili şirket ile borçlu arasında 07.03.2016 tarihli Ödeme Kaydedici Cihaz Satın Alma Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere bir yıllık sürenin 07.03.2017 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirketin, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen borçlu tarafından sözleşmeye aykırı bir şekilde, satın alınan cihazların tesliminin yapılmadığını ve kabulü gerçekleşmeyen cihazlara ilişkin bedelin iade edilmediğini, borçlu tarafından müvekkili şirketin işyerlerine/depolarına herhangi bir cihaz teslimatı yapılmamış olduğunu, sadece satışı yapılan bir kısım cihazların doğrudan borçlu depolarından abonelere ulaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından borçluya 31.05.2018 tarihli 5.757.423,56 TL tutarında iade faturası keşide edildiğini, borçlu tarafından ise süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediğini, borçlunun sözleşmede belirtilen iade yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından borçlunun sözleşme kapsamında verdiği 417.000 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, müvekkili şirketin borçludan olan alacağının 29.150 TL’lik kısmının üçüncü kişiye temlik edildiğini, bunun mahsubu neticesi mevcut durum itibariyle borçlunun 6.873.822,54 TL borcunun bulunduğunu belirterek, öncelikli olarak teminatsız, bunun mümkün olmaması halinde ise mahkemenin takdir edeceği teminat mukabili, borçlunun alacağı karşılamaya yeter miktardaki mal ve haklarının ihtiyaten haczine verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 05/04/2019 tarihli kararı ile talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne, %20 teminat mukabilinde tespit olanan 5.790.366,56 TL açısından borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine oy çokluğuyla karar vermiştir. Bu ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili itiraz etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde; müvekkili şirket adına kayıtlı İstanbul İli, Çatalca İlçesi, … mahallesi … ada, … Parsel sayılı taşınmaz mevcut olduğunu, taşınmazın kıymet takdir raporu alındığını, tarihli kıymet takdirine göre, taşınmazın değerinin 5.094.005,00 TL olduğunu, talebin mahkemece kabul edilmesi durumunda, eksik kalan kısım için teminat mektubu sunulacağını, taşınmazın değeri ve sunulacak teminat mektubu karşılığında ihtiyati haczin İİK’nın 266. maddesi gereği kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, müvekkili şirket hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasını, aksi kanaatte ise İİK’nın 266. maddesi gereği sunduğu teminatlar karşılığı kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 02/05/2019 tarihli ek kararıyla; ”…Mahkememizce verilen 05/04/2019 tarihli ihtiyati haciz kararında 5.790.366,56 TL alacak üzerinde hüküm oluşturulduğu, itiraz vekilince kıymet takdir raporu ile bedeli 5.094.005,00 TL olarak belirlenen taşınmaz üzerinde rehin ve … Salıpazarı şubesine ait 800.000,00 TL bedelli 02/05/2019 tarih ve … Nolu teminat mektubu teminat gösterilmek suretiyle ihtiyati haczin kaldırılması talep edildiğinden, alacak miktarının tamamı teminatla karşılanmış oludğundan İİK 266 madde gereğince itiraz bu nedenle kısmen kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına… ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, alacaklı vekili ile borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. İstinaf incelemesi Dairemiz tarafından yapılmış olmakla, HMK’nın 341/1. maddesinde istinafa tabi kararlar açıkça sayılmıştır. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarıyla, bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yine, İİK’nın 258/son maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebinin reddi kararlarına; 265/son maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmıştır. caiz olmadığı tespit edilen istinaf başvurusunun usulden reddine ilişkin karar verilmiştir. Dosya içerisindeki İstanbul 2.ATM’nin 11.02.2021 tarihli 2019/341 E.. 2021/95 K sayılı ilamının incelenmesinde; davacının … A.Ş., davalının … A.Ş. Oldukları, davacı ile davalı arasında 07.03.2016 tarihli ödeme kaydedici cihaz satın alma sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusu itibariyle davacının cihazların davacı şirketin bildireceği adreslere teslimi cihazların abonelere sunulması kurulumlarının yapılması, kullanıcı eğitimlerinin verilmesi ve teknik bakım ve destek hizmetlerinin sağlanması konusunda hizmet satın aldığı, bu bağlamda davacı tarafından borçluya belli sayıda ve özellikte sabit yazar kasa, mobil aparat ve pinpad sipariş verildiğini ve karşılığında peşin ödeme yapıldığı, söz konusu cihazların esasen satış olması halinde abonelere satılmak üzere satın alındığı, az önce bahsedildiği üzere davalının davacı tarafından bildirilen adreslere depolara belirlenin teslim süresi içerisinde teslim etmek sonrasında abonelere satışı yapılan cihazların söz konusu iş yeri ve depolarda irsaliye karşılığı teslim almak ve abonelere ulaştırıp sözleşmeye uygun şekilde kurulum işlemlerini yapmak konusunda taahhüdünün bulunduğu, yine sözleşme gereği aboneleri satışı gerçekleşmemiş cihazların bedellerini sözleşme süresi sonunda davacıya iade edileceğinin düzenlendiği, ancak buna rağmen davacı tarafından satışı ve kabulü yapılmayan 7441 adet sabit yazar kasa, 108 adet mobil aparat, 1 adet pinpadın toplam ücreti olan KDV dahil 5.757.423,56 TL tutarının müvekkiline iadesinin yapılmadığı, bu sebeple davacı 5.757.423,56 TL tutarında iade faturası düzenlendiği sebepleriyle 5.757.423,56 TL asıl alacak tutarının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin anılan dosyaya verdiği cevap dilekçesinin incelenmesinde ise; sözleşmenin sadece parası ödenip üretimi gerçekleştirilen birinci fazdaki cihazları içermediğini, ikinci ve daha sonraki fazlardaki cihazlarında alımının gerçekleştirileceği beklentisinin sözleşmede var olduğunu, bu cihazların sadece davacı şirkete münhasır olarak üretildiğini, bu cihazları kullanabilme ön şartının sabit telefon hattı sahibi olmak olduğunu, bir başkası tarafından satılması veya piyasaya sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının 3000 adet bayisi olmasına rağmen sadece 278 adet cihaz satışı yaptığını, sözleşmeye göre satışını yapmak zorunda olduğu ürünleri satamadığını, sonrasında ise hukuka aykırı şekilde satmadığı ürünlerin satış bedelinin iadesini talep ettiğini, parasını ödeyerek aldığı malları almamış gibi davrandığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme neticesi, davacının davalı tarafta oluşturmuş olduğu haklı güven sonrası kendi kusuru ile ortaya çıkan zarardan dolayı davalıdan cihaz bedeli talep etmesinin güven prensibi gözetildiğinde mümkün olmadığından davanın reddi yoluna gidilmiştir. İtiraz eden vekili tarafından verilen 05.04.2021 tarihli hükümsüz kalan ihtiyati haczin kaldırılması ve teminat mektubunun iadesi talepli dilekçenin incelenmesinde, İstanbul 2.ATM’nin 2019/341 esas sayılı dosyası ile açmış olduğu dava reddedildiğinden ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalmış olduğu ve dolayısıyla teminat mektubunun iadesine ve İstanbul ili, Çatalca İlçesi … Mah. … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki rehnin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili 15.04.2021 havale tarihli davalının talebine karşı beyan dilekçesinde, her ne kadar İstanbul 2.ATM tarafından davanın reddine karar verilmiş olsa da müvekkili şirketin tehri icra talepli istinaf başvurusu nedeniyle söz konusu kararın henüz kesinleşmediği, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 26/04/2021 tarihli dilekçesiyle mahkemece verilen 20.04.2021 tarihli ara kararından dönülmesine ve davanın teminat mektubunun iadesi ve İstanbul İli, Çatalca İlçesi … Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki rehnin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 20.04.2021 tarihli ara kararıyla, İİK’nın 264/4 maddesine göre teminat mektubunun iadesine; Mahkemenin 02/05/2019 tarihli kararında taşınmaz teminat olarak kabul edilmiş olduğundan teminat mektubunun iadesi yanında taşınmaz üzerindeki haczin de fekkine karar verilmiştir. Davacı vekili 26.04.2021 tarihinde, önceki beyanlarını tekrarla, davalının muhtemel zararlarına karşılık müvekkili şirket tarafından mahkeme dosyasına 1.158.080,00 TL tutarında bir teminat mektubu da sunulmuşken, 20.04.2021 tarihli ara kararından dönülmesine ve davalının teminat mektubunun iadesi ve İstanbul İli, Çatalca İlçesi … Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki rehnin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, söz konusu rücu talebini değerlendirdiği 04.05.2021 tarihli ara kararında; İİK’nın 264/4. maddesi gereğince kararın kesinleşmesine gerek olmayıp ihtiyati haciz talep eden vekilinin 20/04/2021 tarihli ara karardan rücu talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili şirketin davasında haksız olduğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığını, kesinleşmeyen bir mahkeme kararına dayanarak taşınmaz üzerindeki haczin fekkine ve sunulan teminat mektubunun iade edilmesine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/341 esas sayılı dosyasına ilişkin verilen karar hakkında müvekkili şirket tarafından tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurulmuş olduğundan bu karar kesinleşene kadar müvekkili şirketin davasında haksız çıktığının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu 04.05.2021 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ihtiyati haciz sonrası esas hakkında açılan davanın redle sonuçlanması üzerine, davalı tarafından İİK’nın 266. maddesi uyarınca yatırılan teminatın iadesi kararının istinafına ilişkindir.
İlk derece mahkemesinin 04.05.2021 tarihli ara kararına karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK.’nın 341/1. maddesi hükmüne göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara ve yüze karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Davacı vekilinin istinaf talebine konu ara kararı, mahkemenin davanın reddine dair ara kararı sonrasında, davalının İİK’nın 266 .maddesi uyarınca yatırdığı teminatın iadesine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin istinaf konusu kararı, İİK’nın 264/4.maddesi uyarınca verilmiş bir karardır. Bu düzenleme, ihtiyati haciz kararı alan alacaklının davasında haksız çıkması halinde ihtiyati haczin kalkacağını amirdir. İlk derece mahkemesi, davayı reddettikten sonra, ihtiyati haczin kalktığı gerekçesiyle, davalının İİK’nın 266. maddesi uyarıca ihtiyati haczi kaldırmak üzere yatırdığı teminatların iadesine karar verilmiş, davacı vekili bu ara karardan rücu talep etmiş, bu talebin reddi üzerine davacı vekili istinaf başvurusu yapmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, HMK’nın 341. maddesinde, İİK’nın 258/3 ve 265/5.maddelerinde ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz konusunda istinaf yoluna başvurulabilecek kararları sayılmıştır. Bunlar arasında, mahkemenin İİK’nın 264/4 ve 266.maddeleri uyarınca verdiği kararlar sayılmamıştır. Bu hukuki açıklamalara göre, davacı vekilinin istinaf başvurusuna konu ettiği ara kararı, istinafı kabil karar değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, istinaf başvurusunun usulen reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 352/1.ç. maddesi uyarınca, caiz olmadığı tespit edilen istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.