Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/1023 E. 2021/836 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1023
KARAR NO: 2021/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2020/775 E. – 2021/128 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Fransa’da ticari faaliyetini yürüttüğünü, davalı … İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında yapılan mal hijyen ürünü alım satımı sözleşmesi kapsamında, davalıya 17.710,77 Euro ödendiğini, Fransa sağlık ve gümrük mevzuatına göre ülkeye gelen hijyen ve sağlık ürünleri incelemeden geçirildiğini, davacının satın aldığı ürünlerden numune alınarak yetkili makamlarca laboratuvar incelemesi yapıldığını, müvekkilinin de ürünlerin anlaşmada vaad edilen kalitede olduğu düşüncesiyle müşterilerine satmaya başladığını, ancak laboratuvar incelemesi sonucu ithal edilen ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine, elde bulunan ve satılan ürünlere Fransa yetkili makamlarınca el konulduğunu, davacının laboratuvar sonucuna bağlı olarak el konulan ürünlerin bedellerini müşterilerine iade ettiğini ve müşterilerinin zararlarını da gidermek zorunda kaldığını, davacının haksız tahsil ettiği sözleşme bedelinin istirdadı için başlatılan takibe yönelik itirazın haksız oludğunu ileri sürerek, şimdilik 20.000,00 TL lik kısım üzerinden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan başka birçok şirket ve ülkeye aynı ürün ihraç ettiğini, davacı dışındaki alıcılardan bu yönde bir itiraz gelmediğinden ayıp iddiasının yersiz olduğunu, davacının dava dilekçesi ve keşide ettiği ihtarda ayıp iddiasına ilişkin kanıt sunmadığı gibi Fransa sağlık ve gümrük mevzuatına göre ürünlerin laboratuar incelemesine uygun olacak şekilde hangi kriterlerde/kimsayal özelliklerde ürün talep ettiğini ve müvekkili tarafından gönderilen ürünlerin bu kriterlere uygun olmadığını kanıtlaması gerektiğini, davacının sipariş esnasında bir kriter belirtmeyerek mutad kullanım ürünü talep ettiğini ve siparişine uygun ürünlerin davacıya teslim edildiğini, davacının teslim aldığı ürünün bedelini ödediğini, davacını özelliği bulunan ürün sipariş ettiğini ve bu kriterleri taşıyan ürün için uygun bedeli ödediğin kanıtlaması gerektiğini, ürünlerde ayıp bulunmadığını, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda; davacının tacir kaydının bulunmadığı, davalının tüzel kişi tacir olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamından; somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanunun 3.maddesine göre sözleşme kapsamında tüketici işlemine dayalı veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73.maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. HMK’ nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine.” gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, tüketici mahkemesi görevli olduğundan HMK’nın 20.maddesindeki usul çerçevesinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince gerekçeli kararda yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmeyerek bu hususun yetkili mahkemeye bırakıldığını, kararın bu yönden düzeltilmesi gerektiğini belirterek, vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle, TBK’nın 227. maddesinin 2. fıkrası yollamasıyla aynı Kanun’un 112. maddesi uyarınca, satım sözleşmesine konu emtianın ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş; davalı vekili görevsizlik kararında yargılama giderlerine hükmedilmemesi nedeniyle süresinde istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 331/2. maddesi gereğince, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Göndermenin talep edilmemesi halinde talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ederek davacıyı yargılama giderlerine mahkum edilir. Somut olayda, yasanın açık hükmünde belirtilen koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde gösterilen nedenlerle sınırlı olarak yapılacak olmakla birlikte, bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözeteceği emredici şekilde düzenlenmiştir. TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı yönünde düzenlenme (mutlak ticari dava) olmalıdır. Somut uyuşmazlık TBK’da düzenlenen satım ilişkisinden kaynaklandığından, mutlak ticari dava söz konusu değildir. Dosya kapsamına göre, gerçek kişi olan davacının ticari amaçla Fransa ülkesinde satmak üzere davalıdan hijyen malzemesi aldığı sabittir. Davalı da emtianın davacının ticari faaliyeti kapsamında satılmak üzere alındığını kabul etmektedir. Diğer yandan, davacının Türkiye’de ticari işletmesinin bulunmadığı açık olup, bu nedenle Türkiye’de tacir kaydını tutan kurumlara yazılan yazı cevaplarına göre işlem yapılması yerinde değildir. Davacı, Fransa’da tacir olduğuna ilişkin kaydı dosyaya sunmuş olmakla, her iki tarafı tacir olan taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan davanın nispi ticari dava olduğu açıktır. Bu duruma göre, mahkemece uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğuna dair tespiti hatalı olduğundan, dairemizce resen kararın kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 33 ve 355, 353/1.a.3 maddeleri uyarınca, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, görevsizlik kararını veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.